Şehit ailelerinden ve gazilerden Kılıçdaroğlu'na: Mehmetçiğe kurşun sıkanlara şeref madalyası takıyor
Kılıçdaroğlu’nun, tutuklu eski HDP Eş Başkanı Demirtaş ile ilgili ifadelerine, gazilerden sert tepki geldi. Gaziler, Kılıçdaroğlu’nun terörle bağlantısı açık bir şekilde ortada olan bir kişiye 'şeref madalyasını' layık görmesinin milletimizi derinden yaraladığını ifade ettiler.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki sözlerine, şehit yakınları ve gazilerden çok sert tepkiler geldi.
Kılıçdaroğlu, partisinin salı günü yapılan grup toplantısında şöyle konuşmuştu: “Seni başkan yaptırmayacağız, dedi. Madem sen beni yaptırmayacaksın o zaman içeride kalacaksın diyor. Sanıyor ki Osman Kavala da Selahattin Demirtaş da ben ettim sen etme diyecekler. Asla demezler. Haksız yere içeride tutulanlar içeride kaldıkları süreyi göğüslerinde hep bir şeref madalyası olarak taşıyacaklardır.”
Gaziler ve şehit yakınları, konuşmasında milli meselelere hiç değinmeyen Kılıçdaroğlu’nun Demirtaş hakkındaki sözlerinin milletimizi derinden üzdüğünü belirttiler, yasalara göre şeref madalyasının kimlere verildiğini hatırlattılar: “Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğü, toplumun huzuru, birlik ve beraberliği için yurtiçinde veya yurtdışında üstün feragat, fedakarlık, başarı ve yararlılık gösteren Türk ve yabancı uyruklu kişilere verilir.”
Gaziler Kılıçdaroğlu'na soruyor: "Demirtaş'ın, bu vasıflardan hangisine sahip olduğunu düşünüyor da böyle bir açıklama yapıyor?"
Gaziler ve şehit aileleri derneklerinden yöneticilerin Kılıçdaroğlu’na eleştirilerini özetleyerek sunuyoruz:
‘KILIÇDAROĞLU GÖRMEZDEN GELİYOR’
Türkiye Harp Malulü Gazileri Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Reşit Can: Devleti için kurşun yiyenler şeref madalyasını taşıyor. Devleti böldürmeye çalışanlar da şeref madalyası taşıyacak diyorsa ben kendisini yüce Türk milletine havale ediyorum. Bizler siyaset üstü bir konumda bulunuyoruz. Bu nedenle de siyasi açıklamalardan kaçınıyoruz ve herhangi bir partinin yanında saf tutmuş gibi görünmek istemiyoruz. Ama ben Türkiye Cumhuriyeti’nin sade bir vatandaşı olarak söylüyorum: bu ülkeyi bölmeye çalışanın, bu ülkenin askerine, polisine kurşun sıkanı destekleyenin, kim olursa olsun millet olarak karşısındayız ve karşısında durmaya da devam edeceğiz. Selahattin Demirtaş daha düne kadar 'Sizi tükürüğümüzle boğarız' diyordu. Kılıçdaroğlu bu sözleri duymazdan, görmezden geliyor. A diyorsa B de desin, neden söylemiyor? Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinden bu tür cümleler çıkması Türk milletini de derinden yaralamıştır.
'SİYASİ EMELLER UĞRUNA DEMİRTAŞ SAVUNULABİLİR Mİ!'
Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Genel Başkanı Mustafa Işık: Siyaset üstü bir derneğiz. Bu vatan için, bayrak için can almış, can vermiş olanların derneğiyiz. Siyasette bir taraf olmamız mümkün değil. Ama biz PKK terör örgütünün uzantısı olan bu tür insanların korunmasını da istemiyoruz. Ne madalyasından bahsediyor anlamıyoruz. Bu saçmalıktan başka bir şey değil. Böyle bir açıklamayı kabul etmemiz mümkün değil. Zaten örgütle irtibatları ispatlanmış kişiler bunlar. Bizler bu partinin zaten tamamen kapanmasını istiyoruz. Bu tür açıklamaları üzüntü verici. Kılıçdaroğlu’nun böyle bir açıklamaya girişmesi bizce uygun değil. Selahattin Demirtaş siyasi emeller uğruna savunulabilir mi, korunabilir mi? Biz şehit aileleri ve yakınları olarak böyle bir ifadeyi kesinlikle kabul etmiyoruz.
‘KILIÇDAROĞLU DA AYNI SUÇU İŞLİYOR’
Gazi Yavuz Demirel: Selahattin Demirtaş’ın suçu neydi? Türkiye’yi parçalamak istemek. Apo’nun heykellerini dikmek istemek. Demirtaş bunlardan dolayı içeride yatıyor. PKK’nın bir elemanı olduğunu açık bir biçimde görüyoruz. Eğer bu yaptığı işler şeref madalyasını hak ediyorsa Kemal Kılıçdaroğlu da aynı suçu işliyor demektir. Yani şu ana kadar Selahattin Demirtaş’ın üstlendiklerini ben üstlendim diyor. Bunun başka bir anlamı yok. Milletimiz Demirtaş’ın neden içeride olduğunu çok iyi biliyor. Kılıçdaroğlu’nun böyle bir açıklama yapmasının nedeni de bellidir. Türkiye’de bir iç kargaşa yaratmaktır ve bu da hiç uygun değildir. CHP içerisindeki komutanlarımızı da biliyoruz ve tanıyoruz. Çok değerli komutanlarımız var. Onlardan da bu konuda tavır bekliyoruz. Bu ne demektir? PKK’nın bir elemanına şeref madalyası takıyor. Selahattin Demirtaş'a verilen şeref madalyası ise Gazilere ve şehit ailelerine verilen ne madalyasıdır? Bunun açıklamasını yapması lazım Kemal beyin.
Kemal bey hep karşı cephede yer aldı. Ben buradan tekrar CHP’nin içindeki gerçek Atatürkçülerden, Ergenekon-Balyoz'da bedeller ödemiş komutanlarımızdan bu konuda bir çıkış bekliyorum.
‘KABUL ETMİYORUM KINIYORUM!'
Vatan Partisi Gaziler ve Şehit Aileleri Bürosu Başkanı Gazi Ertan Acır: Bu son sözler, Kılıçdaroğlu ve CHP’nin Atatürk mevzisinden çıktığının, ABD’nin mevzisine yerleştiğinin ve terör örgütünün siyasi elebaşlarının savunucusu durumuna düşmüş HDPKK’nın saflarına savrulduğunun kanıtıdır.
Şeref madalyası kanuna göre "Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğü, toplumun huzuru, birlik ve beraberliği için yurtiçinde veya yurtdışında üstün feragat, fedakarlık, başarı ve yararlılık gösteren Türk ve yabancı uyruklu kişilere verilir". Selahattin Demirtaş bunların hangisini yapmıştır ki CHP’nin Genel Başkanı böyle bir açıklama yapmaktadır.
Bugün Demirtaş “Seni başkan yaptırmayacağız" dediği için değil, eline Mehmetçiğin ve milletin kanı bulaşan alçak terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık yapmaktan, aynı zamanda bu kanlı örgütün üyesi olduğu için cezaevindedir.
Bu millet, Diyarbakır olaylarını, toprak altına yığılan patlayıcıları, Apo’nun heykelini dikeceğiz kelimelerini, ama en önemlisi hendek operasyonunda verilen 900'e yakın şehidini unutmamıştır ve unutmayacaktır.
Türk milletinin bağrından kopmuş ve Türk milletini yönlendirmiş, yönetmiş bu kutsal ocakta bu sözlerin söylenmesini kabul etmiyorum, kınıyorum! Eminim ki bu konuşmanın akıbetinde şehit aileleri ve gaziler, teröristlere verdiğin liyakat madalyasını senin göğsüne şeref madalyası olarak takacaklardır.
‘AYIP!'
Anadolu Avrasya Gazi ve Şehit Aileleri Derneği Başkanı Muhterem Doğan: Türkiye’deki şehit aileleri ve gaziler adına teessüf ediyorum. Şehide şehit demeyen, gaziye gazi demeyen, vatanın savunulmasında askerimizi şehit eden, aileleri gözü yaşlı bırakan böyle bir insanı, bir parti liderinin kalkıp da içeride yatmasından dolayı şeref madalyası vermesini nefretle kınıyorum. Ben bu vatana ve al bayrağımıza kanımı verdim. Benim gibi binlerce yüz binlerce canını, kanını veren kardeşlerimin böyle bir teröristle aynı kefeye konulmasını şiddet ve nefretle kınarım. Ayıp! Böyle bir şey söylenir mi? Şimdi sen kalk bu ülkenin milli meselelerini gözardı et sonra içerde yatan bu kişiyi savun. O zaman Kılıçdarolu’nun gözünde bu insanla benim aramda bir fark yok. Bir ana muhalefet liderinin Demirtaş'a şeref madalyasını yakıştırmasını yanlış buluyorum. Biz şehit ailelerini ve gazilerin aşırı derecede üzdüler.
'DOSTLARLA BEŞ YIL İÇİNDE İKTİDARIZ'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi'nde partisinin "97. Kuruluş Yıldönümü" programı çerçevesinde basın toplantısı düzenledi. Konuşmasında önce Cumhuriyetin ilk yıllarında atılan adımları anlatan Kılıçdaroğlu CHP'nin ana ekseninin hiç değişmediğini öne sürdü: “Bu ana ekseni ileriye doğru, gelecek yüzyıla doğru uzatıyoruz. Bunun için İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'ni hazırladık. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ikinci yüzyıla hazırlık yapması gerektiğini söyledik. Devleti yönetenler önümüzdeki yüzyılı düşünüyorlar mı? Düşünemezler, düşünme becerileri de yok. Öyle bir kapasiteleri de yok ama iyi ki bu ülkede Cumhuriyet Halk Partisi var.”
Türkiye'nin bir ailenin çiftliği gibi kullanıldığını iddia eden Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: "Her eleştiri başımızın üstüne, her haklı eleştiri başımızın üstüne ama yapacağımız çok iş var. Bunu milletimizin desteğiyle yapacağız. İlk seçimlerde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız ve Türkiye'yi bugün içinde bulunduğu bunalımdan çekip çıkaracağız. Söz veriyorum en geç 5 yıl içinde Türkiye, bölgesinde kavganın olmadığı, bölgesinde huzurun, işbirliğinin olduğu, üretimin pik noktasına ulaştığı, işsizliğin büyük ölçüde önlendiği ve herkesin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne saygı duyduğu bir Türkiye inşa edeceğiz. Bunun sözünü veriyorum."