22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İran, darbe gecesi sınırda ‘bir şey’ beklemiş

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

“Darbe” gecesiyle ilgili yeni iddialar var. Özellikle Tahran’ın refleksiyle ilgili.

17 Temmuz’da zaten dikkat çekmiştim: “İran, gece boyunca gelişmeleri yakından takip etmiş.”

“Tebriz’den jetleri Türkiye sınırına kaydırmışlar. Türkiye’deki Amerikancı gelişmeler İran’ı da etkileyebilir diye. Kendilerince önlem almışlar.” (Aydınlık, 17.7.2016).

Bu tamam.

*** 

Sonra yeni bilgiler geldi. 15-16 Temmuz gecesiyle ilgili.

İran Milli Güvenlik Kurulu da toplanmış.

Anlamı: Tahran o gece alarmdaymış.

Şöyle düşünmüştüm: Fars devlet aklı bu.

Genel risk değerlendirmesi yapmışlar. İhtiyatlı davranmışlar.

***

Tekrar yeni bilgilere ulaştım. İran kaynaklarından değil.

Bu kez Ankara’dan.

Anlatılanların özeti:

İran yönetiminin o gece uyumadığı doğru.

Hemen Milli Güvenlik Kurulu’nu toplamışlar.

Daha önce de yazdım. İki karar almışlar.

Bir: Ordu alarma geçirilmiş.

İki: Uçaklar Türk sınırına kaydırılmış.

***

Asıl bundan sonrası önemli.

Tahran’ın önlemleri “genel” değil, “özel”miş.

Belirli bir “olay”a karşı alarma geçmişler.

Kaynağımın söylediği şu:

“İran endişelendi.”

“Çünkü: Darbeciler başarsalardı sınırda çatışma çıkaracaklarmış.”

“Hedefleri hemen savaş çıkarmak değil. Küçük çaplı bir çatışma.”

Kastettiği: Türkiye-İran sınırı.

***

Soru: İran cenahı niçin böyle algılamış?

İstihbarat mı, işaret mi, yorum mu?

Kaynağım kesin bilmiyor.

Fakat: Darbe gecesinden beri böyle düşünüyorlarmış.

***

Bir soru daha: Amerikancı darbeciler niçin böyle yapacaktı?

Kaynağımın değerlendirmesinin özeti:

İran’la çatışmanın mesaj değeri yüksek.

Mesajın adresi Batı.

Darbeciler demiş olacaktı ki: Biz İran’a temelden karşıyız.

Gerekirse onlarla savaşırız da.

***

Anladığım: Sınırdaki çatışma, kimlik beyanı olurdu.

FETÖ demiş olurdu ki: Biz Amerikan kampındayız.

***

FETÖ’nün geçmişine bakıyoruz.

Örgüt, dış politikada fazlasıyla köşeli.

Bir: İran karşıtı.

İki: Amerikan taraftarı.

***

Örnek olay belli: 17-25 Aralık (2013) operasyonu.

Ne yapılmak istendi, hatırlayalım.

Olayın kahramanları: İran asıllı bir iş adamı. 4 de AKP’li bakan.

Daha sonra: Tayyip Erdoğan ve oğlu eklendi.

***

Olayın “rüşvet” boyutu çok konuşuldu.

Fakat: Dış boyutu ihmal edildi.

Suçlama ilginçti: Amerika İran’a bankacılık ambargosu koydu.

Bu siyasiler ne yaptı? Halk Bankası üzerinden ambargoyu deldi.

Yani İran’a para transferine “yol” verdiler.

***

FETÖ’cü polisler aslında ne yaptı?

“Rüşvet” konusu bir yana.

İşin özeti: Amerikan ambargosunun bekçiliğine soyunmuşlardı.

Sanki: Türkiye’de sadece ambargo üzerinden rüşvet dönüyordu.

Daha da aydınlandı sonradan: FETÖ polisleri Türkiye’de bütün tepeleri dinlemişlerdi.

Dolayısıyla: Birçok yolsuzluk dosyası vardı ellerinin altında.

Fakat: İran bağlantılı olanını seçti onlar.

***

Dahası vardı.

Hatırlansın: FETÖ, işin siyasi boyutunu ihmal etmedi.

Bir de “örgüt” icat ettiler. “İran bağlantısı”nı ispatlamak için.

Örgütün adı da tanıdıktı: Selam ve Tevhid.

Binlerce kişiyi dinlemişlerdi. Ben dahil.

Bir numaralı örgüt yöneticisi de tanıdıktı: Recep Tayyip Erdoğan.

***

Sonuç: FETÖ’nün dış politikadaki çizgisi değişmiyor.

Bir: Amerika’nın hizmetinde olmak.

İki: Türkiye’nin bölge ülkeleriyle ilişkisini bozmak. Özellikle de İran’la.

Sonsöz: Türkiye-İran savaşı bir Amerikan rüyasıdır.