Jöleli Yiğit’ten Tayyip’e aldatma!
Ankara’daki yeni bahis konusu şu!
Güya Erdoğan bir süre sonra şöyle diyecekmiş!
-”Ey benim necip milletim.
Bu Yiğit Bulut var ya bu Yiğit Bulut! Hani bazılarının jöleli dediği benim ekonomi başdanışmanım. Bu sefer de beni o aldattı. O ne dedi ise biz onu yaptık ama krize girdik.
Bu krizin sorumlusu Yiğit Bulut’tur. Yine kandırıldık... Milletimiz bizi bu jöleli sebebiyle affetsin!” Böyle bir şey olur mu bilmem..Ancak! Olursa necip milletimiz faturayı emin olun Yiğit Bulut’a kesecektir.
KILIÇDAROĞLU, ILICAK’I NİYE ÖPTÜ?
Türkiye ateş çemberinde Kemal Kılıçdaroğu’nun derdi Nazlı Ilıcak ile Çetin Altan’ın bakiyeleri! Peki kim bunlar?
Sarışın olanı bütün ömrünü CHP’ye söverek geçiren, türban fedaisi, oğlu Mehmet Ali’nin iş takipçisi ve azgın Fetullah tetikçisi Nazlı Ilıcak!
Esmer olanları PKK-FETÖ-Avrupa Birliği kutsayıcıları Ahmet ile Mehmet Altan!
Sorsanız Kılıçdaroğlu güya onlara gazeteci diye sahipleniyor ama onlar gazeteci değil, emperyal bir casusluk şebekesinin yardakçıları! Lamı-cimi yok Kılıçdaroğlu’nun yaptığı basın özgürlüğünü sahiplenmek değil Fetullah örgütüne yoldaşlıktır.
Fotoğraf net Kılıçdaroğlu bugün Türkiye’nin değil, emperyallerin yanında mandacılığın temsilcisidir... Öyle olmasa Adana meydanında yeni Ali Kemaller için ahaliye “Burada” dedirtmeye çalışmazdı!
DEFALARCA HAC VE UMRE İSRAF DEĞİL Mİ?
Cumhurbaşkanı haklı.
İsraf da zirvedeyiz ki dinimiz onu haram diye yasaklamış. Soru şudur: Ahaliye yastık altıdaki bileziği bozdurun çağrısı yapılırken, mesela defalarca hacca ve umreye gidilmesine sınır getirilemez mi?
Öyle ya umre üstelik farz bile değil... Öyle iken iki ayda bir Umre’ye giden on binler var ki bunun anlamı milyarlarca dolar dövizin kaybıdır. Diyanet’den adım atmasını bekliyoruz.
ALLAH AŞKINA SUS!
Biliyorum paniktesiniz!
Kuşatıldığınızı düşünüyor, feveran ediyorsunuz!
Tek dayanağım AKP’liler deyip içinizi onlara boşaltıyorsunuz!
İyi güzel de çok konuşuyor ve toplumu sürekli geriyorsunuz ki bu durum sosyal ve ekonomik iklimi tarumar ediyor.
Amacınız tabanınızı diri tutup konsolide etmek olabilir lakin bu metot ile barışa değil, kaosa gidilir.
İlaveten konuşmalarınız duygu boşalması olduğu için hatalarla dolu ve sürekli çark etmek zorunda kalıyorsunuz!
Ne olur ülkeye, makamınıza ve hatta kendinize saygı duyun ve biraz susun!
MÜSTAHDEM ABDÜL MEDYA FİLOZOFU!
Nüfustaki adı Abdülhadi ama o Abdül’den utandığı için kendine Hadi dedirtiyor. İsminden bile utanan eğitimi olmayan bu Abdülhadi Özışık’i ben Türkiye gazetesinde çalıştığım dönemden bilirim... Orada sabahları elden gazete dağıtır, arta kalan zamanlarda önlüğünü giyip çay dağıtır yani müstahdemlik yapardı... Emeğe ve emekçiye boynum kıldan ince lakin böyle birinden hiç medya filozofu olur mu ki Abdül bu aralar onu yapıyor... Kendi ifadesi, pırlantacı Cihan Kamer’den aldığı para ile İnternet Haber ve Gazeteciler sitelerini kurarak medya bağlamında sürekli racon kesiyor... FETÖ’nün Avustralya dahil pek çok seyahatlerine katılıp onlara hizmet eden Abdül bu aralar yine sinsi sinsi onlara hizmet ediyor... Bir dönem AKP’li belediyeciler tarafından dövüldüğünü kendi yazısında açıklayan bu Abdül için savcılara çağrımdır, FETÖ bağlamında araştırılmalıdır. Ne günlere kaldık ey gazi hünkar! Katır defterdar oldu, Abdül medya filozofu!