MEHMET ALİ GÜLLER/ AK operasyon: CHP-PKK ittifakı
Önce şu gerçeği saptayalım: CHP'nin PKK ile İstanbul'da bir ittifaka girmesi, bir seçim intiharıdır. CHP-PKK ittifakı yenilgi demektir, AKP'nin en kötü zamanda İstanbul'u yeniden kazanması demektir. Neden?
1) PKK'nin CHP'ye getireceği oyun çok daha fazlası, bu ittifak nedeniyle gidecektir.
2) AKP'ye karşı CHP'yi desteklemek isteyen sağ oyların büyük kısmı, PKK ittifakı nedeniyle MHP'ye ve hatta AKP'ye yönelecektir.
3) CHP-PKK ittifakı, Erdoğan-Öcalan müzakeresi nedeniyle kamuoyu desteği yitiren AKP'yi rahatlatacaktır. Dahası siyaseten bir ölçüde aklayacaktır!
Bu üç durumun sonucu şu olacaktır: AKP, en kötü zamanında İstanbul'u yeniden kazanacaktır!
İttifak var mı, yok mu?
Oysa matematik bellidir. İstanbul'u CHP'nin, Ankara'yı MHP'nin ve Hatay'ı İşçi Partisi'nin almasını sağlayacak bir CHP-MHP-İP ittifakı sadece seçimi değil, yeniden Cumhuriyeti de kazanacaktır!
Fakat CHP'nin bu gerçeği reddederek PKK ile ittifak kurması, hem parti hem de Türkiye açısından bir intihar olacaktır.
Peki, CHP tüm bu gerçekler ortadayken PKK ile ittifak yapar mı? Mantıktan yola çıkarsak, yanıt bellidir: Hayır!
Fakat hem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hem de Mustafa Sarıgül bu iddiayı ısrarla yalanlamamaktadır. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında yanıt tersidir: Evet!
İttifak da, haberi de AKP'ye yarar
Meseleye tersten bakalım bir de...
1) CHP'nin PKK ile ittifakı her halükarda AKP'ye yarar.
2) Böyle bir ittifak girişimi yoksa eğer, olduğu şeklindeki haberler de AKP'ye yarar.
3) Önce İşçi Partisi ardından da Aydınlık CHP ve Mustafa Sarıgül'e "PKK ile ittifak mı yapıyorsunuz" diye sordu ve bu ittifakın yenilgi olacağı konusunda uyardı.
Ne CHP'den ne Sarıgül'den kamuoyunu aydınlatacak bir açıklama geldi. İddiayı yalanlamadılar da... Fakat birkaç gün sonra, aynı anda Vatan, Haber Türk ve Cumhuriyet CHP ile HDP'nin ittifak yaptığını, üstelik uyararak değil de, destekleyerek haber yaptı. Aynı anda bu üç gazeteye yapılan haber servisinin kaynağı acaba CHP midir, HDP mi? Yoksa bir başka kuvvet mi?
Diğer yandan bu "destek" haberleri, bir ittifak girişimi varsa da, yoksa da, olaya meşruiyet katmaz mı? Bu meşruiyet, yukarıda yaptığımız hesaplar doğrultusunda, kimin işine yarar? AKP'nin!
Kılıçdaroğlu'nun Sarıgül'ü bitirme hamlesi mi?
Hadi gelin meseleye bir de CHP içinden bakalım:
1) Önce bazı saptamalar: Kemal Kılıçdaroğlu sırasıyla Önder Sav'a dayanarak Deniz Baykal'ı, Gürsel Tekin'e dayanarak Önder Sav'ı ve son olarak da Adnan Keskin'e dayanarak Gürsel Tekin'i tasfiye etti. Gürsel Tekin artık ikinci adam değildir.
2) CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı kim olacak? Mustafa Sarıgül mi, Gürsel Tekin mi?
CHP'ye davet edilmesine bakılırsa, aday Sarıgül olacak. Fakat aday adaylığını koyan Gürsel Tekin, "adaylığım Kemal Bey'in bilgisi dâhilinde diyor" ve yalanlanmıyor!
Yukarıda saptadığımız tasfiye operasyonlarına bakılırsa, Kılıçdaroğlu Tekin'e dayanarak Sarıgül'ü tasfiye etmek de istiyor olabilir. Şöyle: Sarıgül ha aday oldu, ha olacak diye bekletilir ve son dakikada Tekin aday gösterilir. Böylece hem Sarıgül için o saatten sonra başka adres bulma sıkıntısı başlar, hem de Sarıgül "HDP ittifakı" üzerinden yıpratılmış ve bitirilmiş olur.
3) Öte yandan PKK açısından olaya bakılınca, işler daha da karışıyor. Şöyle: Sırrı Süreyya Önder ısrarla vurguluyor: "Sarıgül aday olursa, ben de aday olurum!"
Bu durumda CHP-PKK ittifakının, varsa eğer, adayı kimdir? Gürsel Tekin mi?
AKP operasyonun neresinde?
Görüldüğü gibi konu oldukça karışıktır ve operasyon içinde operasyon var gibi durmaktadır.
Fakat tüm bu olguları alt alta toplarsak ortaya çıkan tek sonuç vardır: CHP-PKK ittifakı, haberi, tartışması son tahlilde AKP'ye yarar!
AKP İstanbul'u kazanırsa, kuşkusuz yine yıkılır ama çok daha uzun sürer!