22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

2001’de Atlantik’in dediği oldu: Ya 2018’de?

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

AKP hükümeti yine gecikti.

Faizleri 3 puan artırdı.

Doların hızlı tepki verdi önce.

4.82’lerden 4.55’e kadar düştü.

Fakat: 24 saat bile sürmedi etkisi.

Döviz tekrar tırmanışta.

Öğle saatlerinde 4.70’i geçti.

Durulacak gibi de görünmüyor.

***

Soru şu: Türkiye yeni bir kırılmaya mı gidiyor?

Atlantik sistemi, 2001 ekonomik kriziyle...

Dört büyük hamle yapmıştı.

İlki: Geleneksel partiler tasfiye edildi.

Rejim değişikliği süreci başlatıldı.

***

İkincisi: Yeni kurulan AKP Hükümeti...

1 Mart tezkeresiyle... Irak’ı işgalde...

ABD’ye, Türkiye’den koridor vermeye yeltendi. Aslında Amerikan koridoruydu bu.

***

Üçüncüsü: Ankara, Annan Planı’yla Kıbrıs’tan vazgeçirildi...

***

Dördüncüsü: Açılım süreciyle... Türkiye’ye bölünme dayatıldı.

Hendek savaşlarına böyle sürüklendik.

***

Atlantik’in bugünkü hesaplarını anlamak için...

2001 krizini doğru okumak lazım. Önce, krizin siyasi faturasına bakalım. 2002 yazında Atlantik’in gündemi: Irak’tır.

ABD, Irak’ı işgal etmeye karar vermiştir. Amacı: Ordusunu Türkiye üzerinden Irak’a sokmaktır.

***

ABD kritik bir talebi daha vardır.

Türkiye topraklarında...

İskenderun’dan Irak’a uzanan bir koridor talep etmektedir.

Plan: Buraya 65 bin ABD askeri yerleştirmek.

Yani: Bugün Suriye’nin kuzeyindeki koridoru...

ABD o gün Türkiye’de kurmak sevdasındadır.

Amaç aynıdır: “İkinci İsrail”i Akdeniz’e açmak.

***

Bülent Ecevit hükümeti ise...

Her milli hükümet gibi kabul etmez.

Bundan sonra olanlar bellidir.

Kemal Derviş’in teşvikiyle...

Hüsamettin Özkan ve İsmail Cem, DSP’yi parçalar...

Hükümet azınlığa düşer.

***

Bu sıkışık ortamda...

(Yine?) Devlet Bahçeli öne çıkar.

Daha 1.5 yıl süre varken, “erken seçim” der.

Türkiye, 3 Kasım 2002’de sandığa gider.

***

Sonuç: Siyasi depremdir.

1950’den 2002’ye kadar...

Birlikte ya da tek başına Türkiye’yi yönetenler...

Geleneksel partiler ve liderler...

Turgut Özal’ın kurduğu ANAP...

Süleyman Demirel’in kurduğu DYP...

Bülent Ecevit’in DSP’si... Hepsi silinir.

***

MHP de Meclis dışında kalır.

Eskilerden sadece Deniz Baykal’ın CHP’si...

Yüzde 19’la barajı geçebilir.

***

Sonuç: Bir devir batar...

Tayyip Erdoğan’lı AKP dönemi başlar.

***

2001 krizi neydi?

21 Şubat 2001’de bir döviz krizi patlar.

IMF dayatmasıyla sürdürülen sabit kur rejimi çöker.

Türk lirası 24 saat içinde yüzde 50...

Birkaç gün içinde yüzde 100 değer kaybeder.

***

Başbakan Ecevit, IMF’den yardım ister. Küresel sistem Kemal Derviş’i gönderir Amerika’dan.

Dünya Bankası’nda Başkan Yardımcısı’dır. Gerçekte alacaklılar adına haciz memurudur.

***

Derviş gelip ekonominin başına geçer.

Standart IMF reçetesini uygular.

Kemerler sıkılır.

Yük: Alt sınıfların üzerine bindirilir.

İhracat yapabilmek için...

Halk, daha az tüketir.

IMF üzerinden yeni borçlar alınır.

Gelen dövizle dış borçlar ödenir.

Tarımda hem teşvikler daraltılır...

Hem de temel ürünlere sınırlama getirilir.

***

Derviş’in programı üretmeye değil...

Borçlanmaya dayalıdır.

Tayyip Erdoğanlar, Derviş’in programını sürdürürler.

***

Sonuçta: Türk tarımı çöker.

Bugün buğday, bakliyat, saman... ithal ediyoruz.

Bankacılık sistemimizin çoğunluğu...

Ve önemli sanayi şirketlerimiz yabancıların eline geçer.

***

Dış borç tablomuz daha karanlık.

2002’de 129 milyar dolardı.

2017 sonu itibariyle 453 milyar dolara yükseldi.

***

Bir de Hazinenin iç borçlanması var.

O da 500 milyar lirayı aştı.

***

Vatandaşların bankalara borcu da az değil. 2017 sonu itibariyle 550 milyar lirayı geçti.

Hatırlansın: Vatandaş borcu 2002 sonunda sadece 6.7 milyar liraydı.

***

İçte ve dışta...

Türkiye borca batmış durumda.

***

Gelelim bugüne.

Küresel sistem Türkiye’yi yine zorluyor. Maalesef: Yeni bir döviz krizine girdik. AKP hükümeti sürece hakim görünmüyor.

***

Özetleyelim.

Bir: Atlantik, 2001 krizini manivela olarak kullandı.

Türkiye’de üretmeyen... Borçla çevrilen...

Kendisine bağımlı bir ekonomik sistem kurdu.

Zayıf, dışa muhtaç, kırılgan bir ekonomi.

İstediği zaman kriz tetikleyebiliyor.

Şimdi olduğu gibi.

***

İki: Siyaset pek farklı değil.

Meclis’teki partiler...

Derece derece...

Atlantik sisteminin denetimindeler.

***

Üç: 2002’de Atlantik’in acil askeri hedefi Irak’tı. Türkiye’den yardım ve yataklık yapmasını istediler.

Razı olmayan hükümeti devirip...

Kabul edeni getirdiler.

***

Dört: Bugünkü acil askeri hedefler açıklandı: İran, Suriye ve Hizbullah.

Atlantik’in Türkiye’den beklentisi yine değişmedi: Yardım ve yataklık.

Siyasi hesapları: ABD-İsrail saldırısına “evet” diyecek bir iktidar.

***

Beş: Krize ve seçime birlikte gidiyoruz.

Cumhurbaşkanı adaylarının...

Partilerin... Önünde iki program var.

Ya: Atlantik’in savaş ve parçalanma programına teslim olacaklar.

Ya da: Milli direnme mevzisine girecekler.

***

Son söz 1: Fırtınalı bir döneme girdik.

Maliyetsiz çıkış yok.

Milletçe bir bedel ödeyeceğiz.

Meselemiz: Bedeli azaltmaktır.

***

Son söz 2: Herkes hesabını düzgün yapsın. Türkiye’nin birikimi derindir. Uzun sürmez.

Temel dinamikler direnme programında buluşur. Atlantik’e yaslananların kaderi de bellidir: 2002’deki gibi tasfiye olmak.