22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

28 Şubat’ta komutanlara müebbet onandı! 'Bu karar düşmanları sevindirir'

FETÖ kumpası 28 Şubat davasında Yargıtay 14 kişinin müebbet hapis cezasını onadı. Avukat Nusret Senem, kararın hukuki delillere dayanmadığını vurgulayarak 'Bu karar Türkiye’ye çok büyük zarar verir. Türk ordusuna karşı husumetin bir kanıtı olur. Düşmanları sevindirir' dedi

28 Şubat’ta komutanlara müebbet onandı! 'Bu karar düşmanları sevindirir'
A+ A-
AYDINLIK / ANKARA

Yargıtay, FETÖ kumpasıyla başlayan 28 Şubat davasında aralarında dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir ile Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın da bulunduğu 14 sanığa verilen hapis cezalarını onadı. Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Avukat Nusret Senem, Yargıtay kararını yanlış ve siyasi bir karar olarak değerlendirdi.

Eski adıyla Yargıtay 16. yeni adıyla Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 28 Şubat davasına ilişkin temyiz incelemesini tamamladı. Dairenin kararında, 28 Şubat 1997’de birtakım sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra basın yayın kuruluşları, üniversiteler, sendikalar, sermaye çevreleri, sivil bürokrasi ve yargı mensuplarının desteğiyle, Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan kararların hükümete dayatıldığı ve seçilmiş bir hükümetin işlevsiz hale getirildiği ifade edildi.

Söz konusu süreçte yaşananların anlatıldığı kararda, suçun icra hareketleri üzerinde müşterek hakimiyet kurdukları tespit edildiği savunulan sanıklar Ahmet Çörekçi, Aydan Erol, Cevat Temel Özkaynak, Çetin Doğan, Çetin Saner, Çevik Bir, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri, Hakkı Kılınç, İdris Koralp, İlhan Kılıç, Kenan Deniz, Vural Avar ve Yıldırım Türker, olay tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 147. maddesindeki “Türkiye Cumhuriyeti icra heyeti vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek” suçu bakımından “müşterek fail” olarak sorumlu tutuldu. Daire, bu 14 sanık hakkındaki müebbet hapis cezalarını onadı.

DİĞER KARARLAR

Daire, yerel mahkemede 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 147. maddesinde belirtilen “Türkiye Cumhuriyeti icra heyeti vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek” suçundan müebbet hapis cezası verilen sanıklardan eski YÖK üyesi Erdoğan Öznal, dönemin YÖK Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Hayri Bülent Alpkaya ve dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Muhittin Erdal Şenel’in eylemlerinin de bu suça yardım kapsamında olduğu gerekçesiyle bozulmasına hükmetti.

Yerel mahkemede “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren düşürmeye ve devirmeye iştirak” suçu bakımından “gizli ittifak” suçunu işlediklerine ancak 765 sayılı Kanun’da 10 yıllık asli zaman aşımı süresi nedeniyle dosyalarının düşürülmesine ve beraatine hükmedilenlerin de arasında olduğu sanıklar İbrahim Selman Yazıcı, İzzettin İyigün, Altaç Atılan, Ersin Yılmaz, Kamuran Orhon, Köksal Karabay, Metin Yaşar Yükselen, Orhan Yöney, Refik Zeytinci, Şevket Turan, Şükrü Sarıışık ve Yücel Özsır’ın dosyalarının bozulması kararlaştırıldı. Daire ayrıca 37 sanık hakkındaki beraat kararını onadı.

'KARAR HUKUKİ DELİLLERE DAYANMIYOR'

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Avukat Nusret Senem, Yargıtay’ın verdiği kararı Aydınlık'a değerlendirdi: “Karar kesinlikle yanlış. 28 Şubat davasında mahkumiyet hükmü verilmesini mümkün kılacak hiçbir maddi delil söz konusu değil. Erbakan, Çiller ile yaptığı basın toplantısında hükümetin istifa ettirildiği, baskı yapıldığı gibi iddiaların kesinlikle gerçek dışı olduğunu anlatmıştı. Yargıtay’ın kararı hukuki delillere dayanmıyor, algılara dayanıyor. Bu karar Türkiye’ye çok büyük zarar verir. Türk ordusuna karşı husumetin bir kanıtı olur ancak. Düşmanları sevindirir. Geçmiş önyargılarla verilmiş hukuk dışı, maddi delillere dayanmayan bir karar olarak Yargıtay tarihinde yerini alır bu karar. 28 Şubat kararları, Devrim Kanunlarının uygulanmasını öngören kararlardır. Onların uygulanmasından daha doğal ne olabilir? Yargıtay’ın bu kararını yanlış ve siyasi buluyorum. Ancak bundan FETÖ’cüler sevinir, Amerika sevinir.”

KARADAYI'NIN SON DİLEĞİ BERAATINI GÖRMEKTİ

28 Şubat davasında müebbet hapis cezası alan sanıklardan birisi de dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'ydı. Karadayı, 28 Şubat davası istinaf aşamasındayken avukatı Erol Yılmaz Aras aracılığıyla Bölge Adliye Mahkemesi’ne 2019 yılı ağustos ayında başvurarak dosyalarının öne alınmasını istemiş başvuru dilekçesinde de, “Bana ve 20 arkadaşıma verilen ceza aklın, hukukun, vicdanın dışındadır. Ölmeden önce aklanmak istiyorum” ifadesini kullanmıştı. Karadayı, 26 Mayıs 2020'de hayatını kaybetti. Ölümü üzerine hakkındaki karar düştü. Karadayı'dan önce de avukatı Erol Yılmaz Aras vefat etmişti. Aras vefatından önce Aydınlık’a yaptığı birçok açıklamada, 28 Şubat'ın darbe olmadığını, davanın FETÖ kumpası olduğunu söylemişti.

İDDİANAMEYİ YAZAN SAVCI FETÖ'DEN HÜKÜM GİYDİ

Necmettin Erbakan’ın ölümünün hemen ardından 28 Şubat dönemine ilişkin soruşturmaya başlanırken açılan dava kapsamında 21 sanık hakkında müebbet hapis cezası verilmiş 68 sanık da beraat etmişti. Diğer yandan davanın iddianamesini hazırlayan eski savcı Mustafa Bilgili de 15 Temmuz sonrası gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Bilgili bu süreçte ‘FETÖ’ye üye olmak’ suçundan da cezalandırıldı.

MAHKEME İSTİFA AÇIKLAMASINI DİNLEMEDİ

28 Şubat sürecinin en önemli olaylarından biri dönemin Başbakanı Erbakan’ın istifasıydı. Davada yargılanan sanıklar, Erbakan’ın Refah Partisi ve DYP arasındaki protokole uygun olarak Başbakanlık görevinden istifa ettiğini hatırlatmış, Erbakan’ın bu açıklamasını duruşmada dinletmek istemişlerdi. Ancak mahkeme tarafından bu talep kabul edilmemişti.

ORTAK AÇIKLAMA YAPMIŞLARDI

Necmettin Erbakan; DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ile BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun da katıldığı basın toplantısında, 18 Haziran günü kendilerinin DYP ile 1 yıl önce yaptıkları protokol uyarınca Demirel’e Başbakanlıktan istifa mektubunu sunduğunu hatırlatmıştı. Bu mektubu sunduktan sonra Cumhurbaşkanına 2’nci mektubu da yazdığını söyleyen Erbakan, bu mektupta da, “Aşağıda imzaları bulunan siyasi parti genel başkanları olarak Türkiye’yi seçime götürecek olan 55. hükümeti DYP Genel Başkanı Çiller’in başkanlığında kurmak için anlaştığımızı kamuoyuna duyururuz” şeklinde ifadelerin yer aldığını bildirmişti.

ERBAKAN: İSTİFA MEKTUBUMUZ ORTADA

Erbakan söz konusu basın toplantısında, demokrasinin gereği olarak yapılacak işin hemen Çiller’i çağırıp yeni hükümeti kurma görevinin Cumhurbaşkanı tarafından Çiller’e verilmesi olduğunu kaydederek, “Hal böyle iken ülkeye zaman kaybettirici bir yola sapılmıştır. Birdenbire bir sürprizle karşılaştık. Bu da Mesut Yılmaz’a görevin verilmeye çalışılmış olması olayıdır. Demirel’in birdenbire demokrasiyle bağdaşması mümkün olmayan böyle bir yola girişeceğini kesinlikle tahmin etmedik. Bu, demokrasi tarihimizin acı bir olayıdır. Biz buradaki 3 partinin genel başkanı olarak TBMM’nin çoğunluğunu temsil ediyoruz. Ülkede bir gerginlik varmış da hükümet bunun için istifa etmiş. Hayır. İstifa mektubumuz ortada. Başarılı bir hükümet ahde vefa örneği gösteriyor. Türkiye’de suni gündemlerle gerginlik çıkartmak isteyenler olmuştur. Bunlar bugün kendisine görev verilmiş kimselerdir. TBMM’nin çoğunluğu hepimizi bağlar. Meclis çoğunluğunun imzalarını takdim ediyoruz. 278 imzalı kağıt Cumhurbaşkanının önünde olacaktır” ifadelerini kullanmıştı.

Son Dakika Haberleri