ABD’nin damarlarından ölümcül ilaçlar akıyor
Opioid vakalarında ölenler, silahlı saldırılarda ve trafik kazalarında ölenlerin toplamını geçiyor. Sivil Toplum Kuruluşları, Başkan Trump’un ulusal acil durum ilan etmesini istiyor
ABD medyası, son aylarda alarm veren ‘Opioid’ ölümlerini tartışıyor. ‘Opioid’, insan bedeninde morfin gibi etki gösteren kimyasal maddelere verilen tıbbi bir terim. Analjezik, ağrı kesici ilaçlardan eroin gibi uyuşturuculara kadar geniş bir yelpazede kullanılan, OxyContin ve hydrocodone içeren bir ilaç.
Kas ve sinir sistemini felç ediyor. Eroin ve crack gibi işlenmiş morfin türevleri bağımlılık yaparak kontrol edilemeyen aşırı dozda alındığında ölüme yol açabiliyor.
UYUŞTURUCU VE SİLAH BATAĞI
Uyuşturucu Bağımlılığı ve Opioid Kriziyle Savaş adlı komisyon, yaptığı açıklamalarla alarm veriyor. Sivil Toplum Kuruluşları, Başkan Trump’un ulusal acil durum ilan etmesini istiyor. Opioid vakalarında ölenler, silahlı saldırılarda ve trafik kazalarında ölenlerin toplamını geçiyor.
Uyuşturucu Bağımlılığı ve Opioid Kriziyle Savaş Kurumu Amerika’da opioid bağımlılığı nedeniyle ölümlerin, dünyada en yüksek rakam olduğunu kaydetti.
Son yıllarda, Afganistan ve Irak’tan dönen paralı Amerikan askerlerinde hızla artan intihar vakalarına, askeri doktorlar tarafından reçete yazılan ağrı kesicilerin yol açtığı ‘aşırı dozaj ölümleri’ de eklendi.
En çok San Diego bölgesinde ortaya çıkan gazi ölümleri, kamuoyundan saklanan gerçeği ortaya çıkardı. Askerlere verilen ağrı kesici ilaç ölümleri, son yıllarda iki katına çıktı.
BATI VİRJİNYA’DA ÖLÜM TİCARETİ!
Batı Virjinya eyaleti Senatörü Joe Manchin, ilaç mafyasını kontrol eden ve Trump’un Pensilvanya’dan atadığı ulusal ilaç komisyonu başkanı Marino’yu işaret ederek: "Bu planlanmış bir ticari modeldir, 25 bin kişinin yaşadığı bir kasabaya 11 milyon ilacı yollamanın anlamı nedir?" diye soruşturma başlattı.
Senato ve Kongre’deki politikacılar için seçim kampanyalarında en çok ödeneği, ilaç şirketleri ayırıyor. İstatistiklere göre, son iki başkanlık seçiminde, ilaç şirketleri lobicilik için Kongre’nin kurucu üyelerine 2.5 milyar dolar ödenek yaptı.
Sadece opioid epidemikasyonuna bağlı 64 bin kişi öldü. Günde ortalama 160 kişi ölüyor ve bu rakam önümüzdeki 10 yıl içinde 500 bin kişiyi bulabilir.
Sağlık kurumlarından açıklanan istatistiklere göre, 2010-2015 yılları arasında aşırı dozaj sonucu ölümler yüzde 71 arttı.
Bu artış, özellikle yüksek gelirli bölgelerde ve ağır stres koşullarında çalışan iş dünyasında hızla artıyor.
80’li yılların yaygın AIDS krizinden bu yana en büyük sağlık alarmı olarak ortaya çıkan opioid krizine ilk uyarıyı, 2014 yılında Vermont eyalet valisi Peter Shumlin yaptı.
Marino’nun resmi olarak ilaç komisyonu başkanlığına atanmasını, tavuk kümesinde bir kurtun görev yapmasına benzetti.
MANHATTAN TACİRLERİ
Neden ölüm tacirleri?
Shakespeare’in "Venedik Taciri" adlı başyapıtındaki Yahudi tefeci Shylock’a benzetirim Manhattan’ın Yahudi tefecisi David Rockefeller’i...
Kitabı okuyanlar bilir, Venedik yasalarına göre ölüm dahil olmak üzere, her konuda sözleşme yapılabilmektedir. Aynı yasalar günümüzde, Manhattan adasında da geçerlidir.
Manhattan’da 160 yıl önce doğan lanetin, tüm dünyaya yayılan veba hastalığının adıdır, Rockefeller Vakfı!
ROCKEFELLER VAKFI: VİRÜS ÜRETİM VE PAZARLAMA ÜSSÜ
Manhattan’ın doğu yakasında, 67. sokakta yer alan Rockefeller Üniversitesi’nin resmi internet sitesi şu sloganla açılıyor: ‘Bilimsel Araştırmalara Açılan Dünya’.
Aslında doğrusu ‘Bilimsel kırımlara açılan dünya’ olmalı.
Küresel çete oyuncularının tarihine baktığımızda, en eski, en kanlı çetenin Rockefeller vakfı olduğunu görürüz. Para imparatoru Rockefeller ailesinin her bir üyesi virüs tanrısıdır!
‘Made by Rockefeller’ laboratuvarlarında üretilen Çocuk Felci, AIDS, Domuz Gribi, Kuş Gribi, Zika virüsleri, kamuoyunun bildiklerinden sadece birkaçı.
Öte yandan, uyuşturucu bağımlılığı kaynaklı ölümler tüm ülkeyi kasıp kavuruyor.
ABD genelinde eroin bağımlılığı yüzde 50 arttı. Endüstrisini kaybeden liman kenti Baltimore’da, sağlık bakanlığı her 10 kişiden birinin eroin bağımlısı olduğunu açıkladı. Yüksek dozda uyuşturucudan ölüm istatistiği 50 bini geçti ve bu rakam, silah ve araba kazası ile ölüm rakamlarını solladı...
Yıllarca Wall Street’e çalışmış bir finans analisti olarak şu acı gerçeğin altını çizmek isterim: Rockefeller vakfına üye ilaç şirketlerinde CEO olarak çalışmış birçok kişinin, ABD senatosunda yeri hazırdır, gestapo hizmetine devam eder!
NEW YORK ÇETELERİ VE CİNAYETLER...
‘Daily News’ gazetesinin hazırladığı özel rapora göre, özellikle Manhattan, Brooklyn ve Bronx semtlerinde, cinayetlerin yüzde 49’u, uyuşturucu satan çete savaşlarından kaynaklanıyor.
Aynı raporda yer alan istatistiklere göre, NYC’de toplam 375 çete kan döküyor. Brooklyn, en çok sokak çatışmalarının olduğu bölge, ‘Bloods’, yani ‘Kanlar’ isimli çete, en büyüğü. Kan kokan çete isimleri ise, New York kentinin karanlık yeraltı dünyasına nispet eder gibi rengarenk:
-Tanrılar, Haydutlar & Pezevenkler (Queens)
-Terastaki Çocuklar (Chelsea)
-Yeşile Müptela (Harlem)
-Loopy Gang (Brooklyn)
-Goril Taş Mafyası (Bronx).
Çete mahalleleri kendi kahramanlarını yaratır: "Yumruklarım sayesinde hayatta kaldım" diyen Mike Tyson ve aşağıdaki sözlerin sahibi Muhammed Ali bunun en güzel örnekleridir:
"Ben Amerika’yım. Onun, bilmediğiniz yönleriyim. Siyah, karanlık yüzüyüm. Bana alışın artık; siyah, kendinden emin, kendine güvenen, özgür yurttaşıyım, atamın adını taşıyorum, köle sahibimin değil. Seçtiğim din benim, sizin dininiz değil; hayallerim, hedeflerim benim, sizin atadığınız değil. Artık alışın bana."
İŞGALDEN SONRA İKİ YILDA EROİN ÜRETİMİ KATLANDI
2010 yılında gerçekleşen Uruguay buluşmamızda, usta yazar Galeano, şunları söylemişti bana: "...Kolombiya’da bulunan Amerikan askeri üsleri, Meksika’dan gelen uyuşturucu trafiğini uluslararası skandallar yaratarak anlatırlar, ki doğrudur. Ancak uyuşturucu bağımlısı olan ABD’nin kendisidir. Piyasa ekonomisi ve piyasa kültürünün egemen olduğu sistemlerde soru sorarsanız yanıt alırsınız, talep ederseniz arz eden bulursunuz ve uyuşturucu alıcısı oldukça satıcısı da olacaktır. Bu sözümona ‘uyuşturucuya karşı savaş’ önce Nixon, sonra Reagan ve nihayet Bushlar tarafından bir güvenlik sorunu bahanesiyle sürdürüldü ve böylece milyonlarca dolarlık kâr getiren bir iş olarak büyük, organize suçlular kazandı. İnsan trajedisi ve bağımlılar kaybederken, en çok kâr getiren bu işte çoğunlukla Amerikan, İsviçre ve Panama bankaları kazandı. Kirli parayı aklama operasyonlarıyla. Yasal olmayan işler her zaman çok para kazandırmıştır tarih boyunca. 1920’lerde Kennedy Hanedanı, yasaklandığı için fiyatı göklere çıkan viskiden çok büyük servetler kazanmışlardır. Yasaklamak, her zaman büyük kârlar getirir. Ve yasaklanan şeyin reklamı da böylece iyi şekilde yapılmış olur. Eroin üretiminde en büyük sorumluluğu Latin Amerika ülkelerine yükleyen ABD, dünyata tüketilen eroinin yüzde 90’ının Afganistan’dan geldiğini unutuyor! Afganistan işgal edilmiş bir ülkedir, ABD tarafından işgal edilmiş bir ülke. Uluslararası yasalar açıkça belirtiyor, işgalci işgal ettiği ülkeden sorumludur diye. Afganistan’da olan her şeyden ABD sorumludur. Avrupa’da tüketilen eroin tamamen Afganistan’dan gelmektedir. İşgal 2001’de oldu ve 2003 yılında eroin üretimi iki katına çıktı. Hiçbir ülke kınamadı. Eşit olmayan tepetaklak bir dünya, bu işte."
AZINLIKLARA KARŞI ÖNYARGIYI BESLEDİ
Vietnam’ı işgal döneminde, başkan Nixon’un resmi bir çalışanı yıllar sonra şu itirafta bulunur: ‘Uyuşturucuyla savaşın gerçek amacı, savaş karşıtı hippileri ve siyahları suçlamaktı. Böylece Amerikan ‘suç ve ceza’ sistemi, azınlık gruplara karşı önyargıları beslemiş, hapishanelere tıkmış, ırkçılığı körüklemiştir."
Cumhuriyetçiler & Demokratlar tarafından hazırlanan ortak komisyonun raporu, opioid ile mücadele tedavilerinin genişletilmesi ve aşırı dozaj vakalarına acil müdahale için morfin antagonisti olan bir ilacın sağlanmasını öngörüyor.
Öte yandan, Trump karşıtı medya, acil koduyla uygulamaya geçilecek ulusal sağlık alarmının, geçen ay Las Vegas kentinde verilen yanlış alarmdan sonra silah kontrolü konusunda HİÇBİR şey yapamayan hükümetin, sözde bir ‘iyi adam’ algı operasyonu olarak alındığını iddia ediyor.
Başkanlığının ilk dokuz ayında, kasırga, yangın, sel ve deprem gibi doğal afetlerle savaşan Trump, seçim kampanyasına milyonlarca dolar akıtan siyonist şeytanların en büyük gelir kaynağı olan silah ve ilaç gibi ölüm saçan şirketleri ne kadar kontrol edebilecek, hep birlikte göreceğiz!