AKP’de kafalar karışık!

FETÖ’nün yargıya hakim olduğu dönemde peşpeşe kumpaslar kurulmuştu. Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk ve Fuhuş, ... Bu kumpaslardan biri de “28 Şubat davası”ydı. İddianameyi hazırlayan savcı Mustafa Bilgili aynı zamanda “kozmik oda”ya giren savcı. Şu anda FETÖ’den hapiste. Kendi tutuklu ama, onun iddianamesi ile açılan dava devam ediyor.

Davada dün yeni bir gelişme yaşandı. Savcı esas hakkındaki mütalaasını verdi. Off, off, offf... 103 sanığın 60’ına ağırlaştırılmış müebbet cezası istedi. Türk Ordusu’nun komutanları yine hedefte..!

FETÖ İSTEMİŞTİ

Haklarında ağırlaştırılmış müebbet istenen komutanlar tepkili. En çok da FETÖ’nün hazırladığı iddianame ile mahkum edilmek istenilmelerine isyan ediyorlar.

“28 Şubat’ta en çok FETÖ hedef alınmıştı. FETÖ konusundaki uyarılar dinlenseydi 15 Temmuz olmazdı” dediler.

Emekli Orgeneral Çetin Doğan Balyoz tertibi nedeniyle uzun yıllar hapiste kaldı., Savcının mütalaasına itiraz etti. “FETÖ’den tutuklu savcının iddianamesini okuduğunu” söyledi.

KOKUSU GELMİŞTİ

AKP’de bir süredir FETÖ’nün kumpas davaları konusunda bir tartışma yaşanıyordu. Bir kesim Türk Ordusuna yönelik bu davaların toptan reddedilmesini savunurken, bir başka kesim, “Fırsat bu fırsat, burunlarını sürtelim” havasındaydı.

Amerikalı eski Pentegon yetkilisi Rubin ile eş zamanlı olarak, “Ulusalcılar darbe yapacak” yaygarası koparanlar da bu ikinci ekipti. Türkiye gazetesinin, “Yeni darbeyi ulusalcılar yapabilir” manşeti de aynı çevrelerin eseriydi.

Aynı tartışma yargı çevrelerinde de başlamıştı. Birileri, Türk Ordusuna yönelik operasyonun devam etmesini savunuyordu. FETÖ’ye karşı başından beri mücadele eden yüksek yargı üyeleri ise rahatsızdı. Bunu da gizlemiyorlardı.

28 ŞUBAT’TA ABD HEDEF ALINDI

Peki 28 Şubat’ta ne olmuştu?

Birçoğumuz unuttuk. 28 Şubat, “Batı destekli irtica” ya karşı duruştu. Burada şifre “Batı destekli irtica.” FETÖ tehlikesi daha o yıllarda tespit edilmiş ve FETÖ ile mücadele başlatılmıştı.

NATO DIŞI SİLAH ALIMI

ABD’nin, “Türk generaller kontrolden çıktı” dediği dönem. Bugün yaşadığımız sıkıntılar o zamandan görülmüştü. ABD ve AB’den gelecek silah ambargosuna karşı NATO dışı silah temini yoluna gidilmişti.

28 Şubat’ın 1 nolu sanığı İsmail Hakkı Karadayı’nın Genelkurmay Başkanı olduğu günlerdi. Çin’in başkenti Pekin’deydim. Büyükelçiliğimiz yetkililerinden Karadayı’nın bir hafta sonra Çin’e geleceğini öğrendim. Çinli yetkililere ziyaretin nedenini sordum. Ayrıntıya girmediler. Ama gündemdeki konulardan birinin de “İpekböceği füzesi alımı” olduğunu ifade ettiler.

Bugün belli bir rahatlığımız varsa, 28 Şubat sürecinde alınan kararların sonucu. S-400, Çin’le birlikte füze üretimi, ... Bugün başvurulan yol da aynısı.

SÜRECİN KESİNTİYE UĞRATILMASI

MGK tavsiyesi ve Hükümet kararıyla bir plan dahilinde harekete geçilmişti. “Batı Destekli İrtica” nın üzerine yürünüyordu. FETÖ rahatsızdı. Bugünkü gibi örgüt elemanlarını kurtarma derdine düşmüştü.

Gizlenmek için verdiği talimatlar bu gün neyse, o gün de aynıydı. “İçki için, eşinizin başını açın, cuma namaz saati kalabalık yerlerde yemek yiyin, ...”

ABD gelişmelerden rahatsızdı. Süreci durdurmak için erken seçim kararı aldırdı. Ancak siyasi partiler içinde itirazlar başladı. “Küskünler hareketi” ortaya çıktı. Seçimi iptal ettirecek boyuta geldi.

ABD hareketin arkasında Türk Ordusu’nun bulunduğunu düşünüyordu.

İş tehlikeye girince ABD’nin klasik politikası devreye girdi. Terör. PKK, DHKP-C, ... hepsi devreye sokuldu. Çankırı valisinin aracına bomba konulması, Mavi Çarşı yangını, ...

Dönemin Genelkurmay Başkanı “Bu saatten sonra seçim kaçınılmazdır” açıklaması yapınca terör de bitti.

TÜRKİYE’NİN TAHAMMÜLÜ YOK!

Türkiye geçtiğimiz dönemde çok acı tecrübeler yaşadı. FETÖ, AKP sayesinde devlete yerleşti. 15 Temmuz’a AKP’yi “kandırarak” geldi.

PKK, “açılım” döneminde gücünü beşe katladı.

28 Şubat davası FETÖ’nün Türk Ordusu’na kumpasıdır. FETÖ’nün açtığı yoldan yürümenin bedeli ağır olur.

Türkiye’nin yeni hatalara, kandırılmalara tahammülü yok.Herkesin adım atarken çok dikkatli olması şart.

Özellikle de AKP’nin!