AKP farkında mı? Ekonominin şakası yok!

Sürekli uyardık. Ama dinleyen olmadı. Kürsülerde “işler iyi” denince ekonomi düzelmiyor. Her şey ortada. İşler iyi gitmiyor. Kredi faizleri yükseliyor. Dolar 4 liranın, Avro 5 liranın üzerinde... Artık buralara iyice yerleştiği anlaşılıyor.
Ne kadar yukarı gider kimse kestiremiyor.
Son yıllarda döviz kredisiyle yatırım yapan tüm şirketler sıkıntıda. Hele TL ile kazanıp döviz borcu ödeyenler ne yapacaklarını şaşırmış durumda. Bırakalım küçük ve orta boy işletmeleri. Dev holdingler bile borçlarını yeniden yapılandırmak için bankalarda kuyrukta.

SEÇİM EKONOMİSİ

Hükümet peş peşe paketler açıklıyor. Uygulanan seçim ekonomisi AKP içinde bile sıkıntı yaratmış görünüyor. Yeterli kaynak olmadan açıklanan paketler ilk başta sevindirse de sonra tepkiye dönüşüyor.
Kredi veren kamu kuruluşlarının yöneticileri siyasi baskılardan şikayetçi. Talepleri karşılamanın olanaksız olduğunu vurguluyorlar. “Var da vermedik mi?” diye espri yapmaya bile başladılar.

NEFES KREDİSİ

En son açıklanan destek “nefes kredisi”. Antalyalı esnaf yaşadıklarını şöyle özetledi:
“Önce 200 bin liradan söz edilmişti. Sonra yüze indirildi. Gerekli evraklarımızı toplayıp bankaya verdim. Pazartesi günü banka müdürü aradı. Talebimi 50 bine düşürmemi istedi. Sadece bana mı böyle diye arkadaşlara sordum. Hepsine aynı şey söylenmiş.”
Anlayacağınız “nefes kredisi”nde “nefes darlığı” var.

İSRAF

Açıklanan paketler gerçekçi değil. “Seçimi kazanalım da sonra ne olursa olsun” havasında. İzlenen seçim ekonomisinin kaynak israfına dönüşmesinden endişe edenlerin sayısı hızla artıyor. Bol keseden verilen vaatlerin hem yaraya merhem olmadığı, hem de belli alanlara yoğunlaşmadığı için etkisiz olduğu bildiriliyor.
Ekonomistler, alınan kararları “Zaten kaynak yok. Eldeki kaynaklar da çarçur ediliyor. Yapılanlar ülkeye en büyük kötülük” şeklinde değerlendiriyor.

NEREYE?

Türkiye 2017’de 7,4 büyümüş görünüyor. Böyle bir büyümenin herkesi rahatlatması gerekirdi. Ama böyle bir rahatlık yok.
İşçi “ben büyümedim” diyor.
Çiftçi büyümeden değil küçülmeden söz ediyor.
Sanayici “biz büyümedik” tepkisi veriyor.
Esnaf dükkan kapatmayı tartışıyor.
Memur, emekli, ... “soframız büyümedi, küçüldü” diye dert yanıyor.
...
Kısacası açıklanan büyüme rakamlarına rağmen kimse durumundan memnun değil. İnşaat sektörüne gelince;
İnşaat işçileri bile bu sektörde büyümenin sonuna gelindiğinin farkında.

ERKEN SEÇİMX

Ekonominin içinde bulunduğu durum erken seçim hesabı yapanları da etkiledi. AKP kurmayları bu koşullarda erken seçim yapılmasına soğuk. AKP adına araştırma yapan şirketler de “Erken seçim AKP için intihar olur” vurgusuna devam ediyor.

AKP’Yİ GÖTÜRÜR

Bu arada, “Yaşanacak ekonomik kriz AKP’yi götürür” diye sevinenler de var. Ancak kriz sadece AKP’yi değil, Türkiye’yi de götürür. Çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini de yok eder.

MİLLİ ÇÖZÜM

Durum ortada. Bir an önce önlem almak gerekiyor. Sorun, Erbakan’ın deyimi ile “pansuman tedbirlerle” tedavi edilebilecek gibi görünmüyor.
Döne döne söylüyoruz. Sorunlar büyük. Türkiye ciddi bir ekonomik tehditle karşı karşıya. Bu tehdide karşı milli bir direniş ve dayanışmaya ihtiyaç bulunuyor.
AKP ne kadar farkında bilmiyorum. Ancak ekonominin şakası yok!
İşin uluslararası boyutu da ayrı.