23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AKP’nin korkulu rüyası: Ya 'balon' patlarsa!

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Eldeki olanakların tamamı kullanılıyor. Ama istenilen sonuç bir türlü alınamıyor. Enflasyon, işsizlik çift haneli. Döviz fiyatları tutulamıyor. Faizler yükselmeye devam ediyor. Önümüzdeki aylar için yapılan tahminler de iç karartıyor.
Cari açık için de durum aynı. Merkez Bankası verilerine göre, 2017 yılında cari açık bir önceki yıla göre yüzde 44,5 arttı. Diğer bir deyimle cari açık patladı.
Ekonomide kırılganlık giderek artıyor. Ekonomistler eldeki kaynakların da doğru kullanılmadığı görüşünde. Buna bir de hükümetin “seçim ekonomisi” hamleleri eklenince diyecek fazla bir şey yok.
Üretime dayanmayan bir ekonomi beklenen sona doğru ilerliyor.

MEZARLIKTA ISLIK

AKP mezarlıkta ıslık çalarak yoluna devam etse de eli taşın altında olanlar her şeyin farkında. Sanayici, tüccar, esnaf, çiftçi... çıkış arayışında.
Ekonomi yönetiminde aklıselim olanlar da durumu görüyor. Özellikle alt düzeydeki yöneticiler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a doğru bilgi verilmediğini iddia ediyorlar. Fırça yememek için sürekli pembe tablo çizenlere, günü kurtarma peşinde olanlara vurgu yapıyorlar.

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK

Şu aralar en çok tartışılan sektör inşaat.
Salı günü Türkiye Müteahhitler Birliği’nin 66. kuruluş yıldönümü kutlamalarına katıldım. Tanıdığım birçok işadamıyla sohbet etme olanağı buldum. Çoğunu yıllar öncesinden tanıyorum. Rusya’da, Libya’da, Dubai’de, Katar’da, Irak’ta, Sudan’da, Türk Cumhuriyetlerinde... şantiyelerini yerinde gördüm.
Türkiye Müteahhitler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Yenigün, “119 ülkede başarıyla rekabet ettiklerini” söylese de durum pek öyle gözükmüyor. Yurtdışında iş yapan müteahhitler, işlerinin iyi olmadığını söylüyorlar. Müteahhitlik alanında Türkiye’nin gözbebeği olan Libya, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuzey Afrika ülkeleri... gitmiş. “İlişkiler o kadar kötü ki ihalelere teklif bile vermez olduk” dediler.
7-8 yıl öncesine göre yıllık kayıp 10 milyar doların üstünde.

BALON

İçeride de durum pek parlak değil. Konut sektöründe ciddi bir “balon” olduğunu hepsi kabul ediyor. AVM inşaatlarında da limit dolmuş.
“Konutta uzatmaları oynuyoruz” görüşü hâkim.
“Peki, önümüzdeki günlerde ne olur?” sorusuna yanıt vermek istemiyorlar. “İnşaat sektörü çökerse iktidar da çöker” diyerek, topu AKP’ye atıyorlar.
AKP de durumun farkında. Malum inşaat sektörü emek yoğun bir sektör. Birçok yan sektörün de lokomotifi. Ekonominin bugüne kadar inşaat sektörüyle ayakta durduğu ortada. “Balon patlarsa” sonlarının ne olacağını biliyorlar.
Son dönemlerdeki faiz tartışmasının asıl amacının konut sektörünü ayakta tutmak olduğunu da herkes görüyor.

İLK SİNYALLER

Konunun uzmanları yaşananları ve gelinen noktayı kısaca şöyle özetlediler:
* İnşaat sektörü belediye rantlarıyla büyüdü.
* Tekstilcisi, makinecisi, ... sanayiciler inşaatçı oldu.
* İhtiyacın üstünde lüks konut üretildi.
* Büyük kentler dikine büyüdü, yaşanılmaz hale geldi.
* Dar gelirliler için konut açığı var ama kârlı olmadığından o işi yapan yok.
* Konut reklamlarının artması talep olmamasından.
* Konut kredilerinin geri dönüşünde sorun yaşanıyor.
* Bankaların elindeki konut stoku hızla artıyor.
* Türkiye’dekini satıp yurtdışında konut alma eğilimi ortaya çıktı.
* ...
Sektör için gelen sinyaller iyi değil.

DÜNYADA BÜYÜK KRİZLER

Konuta yapılan yatırım kısa sürede “ölü yatırıma” dönüyor. Milyarlarca dolarlık kaynak betonlaşıyor. Ne istihdam ne de üretim sağlıyor.
Dünyadaki büyük krizlerin hemen hepsinin altında “inşaat krizi” var.
Almanya 2. Dünya Savaşı sonrasında yıkılan ülkeyi yeniden inşa etti. Dolayısıyla inşaatla büyüdü. Zamanında dönüşüm gerçekleştiremediği için 1970’li yıllarda büyük bir ekonomik krize girdi. İnşaatla büyüme ısrarının bedeli ağır oldu.
ABD 2008 krizi yine aynı. “Mortgage krizi” olarak adlandırılan kriz konut kriziydi. Verilen krediler geri dönmeyince ekonomi çöktü.
Son yıllarda İspanya, Portekiz gibi ülkelerde yaşanan krizin arkasında da inşaat sektöründe yaşanan kriz etkili oldu. Çin, zamanında harekete geçti. Altyapı ve sanayi yatırımlarına yöneldi. Krizden kurtuldu. Yani “balon” çok şişerse önce inşaat patlıyor, arkasından ekonomi çöküyor.
AKP’nin korkulu rüyası da bu!