AKP ve CHP’nin 28 Şubat ittifakı
28 Şubat’ı nasıl bilirsiniz?
Cevap, meşrebinize göre değişir elbette.
Yani nereden baktığınıza bağlı.
***
Kimine göre laikliği... Cumhuriyetin kazanımlarını korumaktır.
Kimine göre de başörtüsü... Hatta din karşıtlığıdır.
***
Bugün 28 Şubat’ın mahiyetini tartışmayacağız.
Konumuz iki lider: Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu.
Ve 28 Şubat.
Daha doğrusu: İki liderin 28 Şubat’a bakışları.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan başlayalım.
Durduğu yer herkesin malumu.
Çünkü hiç saklamadı.
En son 11 gün önce konuştu.
28 Şubat’ın 21. yıldönümünde.
Dönemin askeri yetkililerinin yanı sıra....
“Sivil kanat”tan da “hesap sorulması”nı istedi.
***
Zaten ailecek davanın içindeler.
İki kızı: Sümeyye Bayraktar ve Esra Albayrak.
“Mağdur” sıfatıyla davaya müdahil oldular.
***
(Not: 28 Şubat davasında karar günü yaklaştı.
Savcı son mütalaasını verdi: 60 ağırlaştırılmış müebbet.
Kimler var?
İsmail Hakkı Karadayı. Dönemin Genelkurmay Başkanı.
Ve komuta kademesi dahil...)
***
Tayyip Erdoğan böyle.
Ya Kemal Kılıçdaroğlu?
Cumhuriyetin kurucusu CHP’nin bugünkü lideri?
O 28 Şubat’ın neresinde?
Kılıçdaroğlu’nun tutumu aslında bilinir.
Fakat: Üzerinde durulmaz pek.
***
Sözü uzatmayalım.
Kılıçdaroğlu’nun görüşlerini aktaralım.
Laiklik ve 28 Şubat hakkında düşündüklerini.
***
Kemal Bey, aslında laikliği tehlikede görmedi hiç.
Bunu açıklamaktan da çekinmedi.
CHP Genel Başkanlığı’na henüz seçilmişti.
Bir Almanya seyahatinde şöyle konuştu:
“Ben bugün için laikliğin tehlikede olduğunu düşünmüyorum. Eğer tehlikede dersek bunun altını doldurmak lazım, askıda kalır, gerekçelendiremem. Din alanında özgürlükleri daha da genişletmek gerektiği de görülüyor...” (Hürriyet, 22 Eylül 2010).
***
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıyla devam edelim.
İlginç tespitleri var.
28 Şubat’ın 15. yıldönümünde konuşmuş.
Önce bir “mağdur” tayin ediyor:
“Recep Tayyip Erdoğan 28 Şubat nedeniyle konuşmuş bugün. Mağdur olduğunu söylemiş. İnandınız mı? 28 Şubat’ta mağdur olan varsa, o da rahmetli Erbakan’dır. Ona karşı yapıldı...”
Sonra da Erdoğan’ı eleştiriyor:
“28 Şubat, sen başbakan olasın diye yapıldı.” (28.2.2012).
***
Kemal Bey, 28 Şubat’ın peşini bırakmamış.
Tekrar konuşmuş aynı yıl.
“Mağdur” listesine kendisini de eklemiş.
“28 Şubat döneminde ben bir bürokrattım. SSK Genel Müdürü’ydüm. BÇG, o dönem benimle ilgili raporlar düzenledi” (15.4.2012).
(Not: BÇG-Batı Çalışma Grubu.
O günlerde Genelkurmay’da kurulan özel birim.)
***
CHP lideri bir de çağrı yapmış:
“Bütün darbecilere hesap sorulsun. Sadece apoletlilere değil, sivil darbecilere de hesap sorulsun.”
Destek olma sözün vermiş.
Hakkını yemeyelim: Şartı da var.
“Bu süreçlerde hukuk ve adalet varsa, yargı işini siyasetin kuşatması olmadan yapabiliyorsa, biz bunun her zaman yanında ve destekçisi oluruz”).
***
Geldik bir yıl öncesine.
28 Şubat’ın 20. yıldönümüne.
Kılıçdaroğu, bir açıklama yayınlamış.
Kendisine ait tweetter hesabından:
“Postmodern, askeri veya sivil, adına ne derseniz deyin bir ülkenin demokrasi anlayışını yıllarca geriye götüren her türlü darbeye hayır.”
***
Aynı gün, CHP’nin grup toplatısı var (28.2.2017).
Kılıçdaroğlu, köşeli vurgular yapmış konuşmasında.
“Bugün 28 Şubat. 28 Şubat’ta bir post modern darbe yaşamıştı Türkiye...”
“Bazı kişiler, öğretim üyeleri, öğretmenler, kamu görevlileri... Ya inançları veya siyasal fikirleri dolayısıyla devletin dışına itilmişlerdi. “Herkesin görüşüne.... İnancına... Kimliğine saygımız var...”
“Devlet dediğiniz kurum vatandaşına hizmet eder. Elinde sopayla vatandaşını dizayn etmez.”
***
Bir de “darbe” kıyaslaması yapmış.
Yanlış anlaşılmasın.
Kemal Bey’in kıyaslaması 15 Temmuz’la değil.
Çünkü: “Darbe”li “15 Temmuz”u fazla sevmiyor.
Ona göre: Asıl darbe 20 Temmuz 2016’da yapıldı.
Kılıçdaroğlu’nun dediği şu:
“28 Şubat darbesine ne kadar karşıysak, 20 Temmuz darbesine o kadar karşıyız...” (28.2.2017).
***
Şimdi bir özetleme yapalım.
Bir tarafta Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Diğer tarafta Ana Muhalefet Lideri Kılıçdaroğlu.
Aralarında sert bir kutuplaşma yaşanıyor.
Sanılır ki: Hiç ortak yönleri yok.
Ama görülüyor ki... Ciddi konularda müşterekleri şaşırtıcı.
***
İşte Erdoğan’ın da... Kılıçdaroğlu’nun da ortak görüşleri:
Bir: Türkiye’de laiklik tehlikede değil.
İki: Dini özgürlükler genişletilmeli.
(Hakkını teslim edelim.
Kemal Bey’in şartı var.
Din siyasete alet edilmesin diye.)
Üç: 28 Şubat darbedir. Sorumlulardan hesap sorulmalı.
Dört: Sadece askerler değil, “sivil kanat” da yargılanmalı.
Beş: 28 Şubat beni mağdur etti.
***
CHP’lilere bir “test” önerisi.
28 Şubat’ta alınan kararlar internette var.
18 maddeyi baştan sona okuyunuz.
Kaç maddeye itiraz ediyorsunuz acaba?
***
AKP’lilere soru: Önce FETÖ’yle mücadele adımlarına bakınız.
Ardından 28 Şubat kararlarını gözden geçiriniz.
Hangi maddelerle paralellik kurdunuz?
***
Bir de ortaya soru: İki parti arasındaki böylesine benzerlik... Hayır mı, şer mi?
Takdir sizin.