07 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Altaylar’da Türk kültürü peşinde

Prof. Dr. Semih Güneri başkanlığındaki bir ekip, Avrasya’da Türk kültürünün izini sürmek için 16 yıldır arkeolojik çalışma yürütüyor.

Altaylar’da Türk kültürü peşinde
A+ A-

HABER MERKEZİ

Dokuz Eylül Üniversitesi, Kafkasya Orta Asya Arkeoloji Araştırmaları Merkezi adına yürütülen “Orta Asya’da Türk Kültürünün Arkeolojik Kaynakları” (OTAK) projesi 2001’den bu yana devam ediyor. Projenin 2017 yılı çalışmaları Moğolistan’ın Orhun Nehri Vadisi ile Altay Dağları arasındaki alanlarda Prof. Dr. Semih Güneri başkanlığındaki bir ekip tarafından sürdürülüyor.

Projeye ilişkin bilgi veren Güneri, 16 yıldır süren OTAK araştırmalarının temel hedefinin Avrasya’da erken Türk tarihini arkeolojik belgeler üzerinden yazmak olduğunu söyledi.

Bugüne kadarki çalışmaların sonuçlarının uluslararası toplantılarda ve dergilerde kendisi tarafından dünyaya duyurulduğunu belirten Güneri şöyle devam etti:

ZOR KOŞULLARDA ÇALIŞMA

“Bu kez on altı yıllık araştırmalarımın toplu sonuçları ‘Türk-Altay Kuramı’ adlı kitapta bu sonbahar aylarında okuyucuya sunulmuş olacaktır. 2017 yılı Moğolistan çalışmalarımız Eylül ayının sonuna kadar devam edecektir. Araştırma sonuçlarını önümüzdeki ilk uluslararası toplantıda bilim dünyasına duyuracağız. Bu yılki araştırmalarımız sert hava koşulları nedeniyle zor ilerlemektedir. Çalışmalarımız sabah 07.00’de başlıyor akşam 20.00’ye doğru sona eriyor. En ciddi sorunumuz soğuk. Üşüyoruz. Başta ishal olmak üzere soğuk ve hijyene dayalı hastalıklar nedeniyle çalışmalarımıza üç kez ikişer gün ara vermek zorunda kaldık. Yüksek irtifa nedeniyle çabuk yoruluyoruz. Yetersiz beslenme ve halsizlik nedeniyle iş üretmekte zorlanıyoruz. Buna rağmen şu ana kadar bir dizi Pazırık kurganı ve üç yeni petroglif alanı keşfettiğimizi buradan duyurayım.”

Son Dakika Haberleri