Bize bir çare...

Kahramanmaraş Türkoğlu ilçesinin Şekeroba mahallesindeyim. Sokaktaki parke taşları depremin etkisiyle sökülmüş. Sibel adlı engelli bir hanımefendi önümü kesiyor. Çadır kentler toprak zeminde kurulmuş. Konteyner kapısından nasıl içeri gireceğiz? Devlet engellilere bir çare bulsun!”

AYKUT TÖLEĞEN FOTOĞRAFLADI

Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesinde 15 Temmuz Millet Meydanı'ndayım. Meydanın dört bir tarafından çorba tencereleri üstündeki buhar, ihtiyacı olan depremzedelere bir çağrı gibi göğe yükseliyor. Daha dün evinde aşını kaynatan vatandaşımız kuyrukta. Hep utangaç... Çekingen. Gene de fotoğraflarını çekerken bugüne kadar bir tepki ile karşılaşmadım. Kuyruğa girdim. Depremzedelerle konuşuyorum.

En çok yakındıkları konu bina hasar raporları. “Evim sağlam, bir çatlak bile yok, ağır hasarlı diye evimin duvarına yazı astılar.” Bir başka vatandaşımız hemen lafa giriyor: “Evimin bulunduğu bölgedeki evleri böyle raporlar yazarak yıkıp başka bir yere mi taşımak istiyorlar." Sohbetin bitmesini istemedik.

ENGELLİLER ÇARE ARIYOR

Depremin etkisiyle parke taşları sökülmüş.Adının Sibel olduğunu öğrendiğim depremzede  tekerlekli sandalyesi ile yolumu kesti.  “Fotoğraf makinesinden tahmin ettim. Gazetecisin. Şimdi söyleyeceklerimi yaz.” Sibel hanımın, yaşadığı prefabrik eve ağır hasarlı raporu verilmiş. “Bizlerle ilgili nasıl bir çare düşünüldü” diye bana sordu. “Çadır kentler toprak zeminde. Tekerlekli araba yumuşak zeminde yürümez ki. Biz konteynerlara nasıl gireceğiz. Devlet engellilere bir çare bulsun.”