1 Ağustos Medyanın Halleri

HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI

AFRİKA'DAKİ RUSYA-FRANSA MÜCADELESİ VE TÜRKİYE

OĞUZHAN BİLGİN / AKŞAM

Uluslararası politika çalışan ve konuşanlar için Afrika çoğu zaman ya göz ardı edilen ya da Batı-merkezci ezberlerin tekrar edildiği koca bir kıta konumunda kalıyor. Afrika'yı önemsiz gören bu anlayış Batı medyasından alınmış birkaç cümleyle Batı'nın mutlak üstünlüğünü verili kabul etmeye, alternatif bir güç tartışmasını da sadece Çin'e dair birkaç cümleyle geçiştirmeye dayanıyor. Rusya'dan da Türkiye'den de hak ettiği kadar bahseden olmuyor.

Yakın zamana kadar Afrika'nın neredeyse yarısında mutlak bir politik ve ekonomik güç olmuş Fransa'nın sürekli olarak gerilediği bir güç değişimine tanık oluyoruz. Birçok ülkenin paralarını bile kendi merkez bankasında basan ve ortak bir para birimi olarak dikte eden; tüm yer altı kaynaklarının çıkarılmasında kendi enerji şirketleri ile tekel oluşturan, kültürden düşünce hayatına ve siyasal kurumlarına kadar coğrafyanın önemli bir bölümüne hâkim olup gerek gördüğünde ordusuyla müdahale bile eden Fransa'nın Afrika'daki durumu şu an hiç de iç açıcı değil. Üstelik bunu bir süredir kendi medyaları ve siyasetçileri de açıkça söylüyor. Françafrique diye bilinen Afrika politikasının iflas ettiğini, Macron'un büyük bir beceriksizlikle Fransa'nın stratejik ağırlığının azalmasını engelleyemediğini söyleyen kişi Fransız muhalefet lideri Melenchon.

Cezayir'in kendi hava sahasını Fransa'nın uçaklarına uçuşa yasak bölge ilan etmesinden, Mali'den, Burkina Faso'dan, Çad'dan ve Orta Afrika Cumhuriyeti'den teker teker Fransız askerî varlığının kovulmasına ve en son birkaç gün önce Nijer'de gerçekleşen darbe sonrası gösterilerdeki Fransa karşıtı tavırlara kadar Fransa Afrika'da sürekli bir ricat hâlinde de görünüyor. Macron'un herhangi bir Afrikalı liderle yaptığı basın toplantısı artık kavgasız bitmiyor. Çünkü Fransa çoğu Afrikalı için barbarlıktan, katliamlara ve talana dayalı ilkel bir sömürgecilikten başka bir şey hatırlatmıyor.

Macron da artık çaresizlikten şunu söylemek zorunda kalıyor: "Sanki Çinliler, Ruslar, Türkler, Afrika'da Fransızlardan daha iyisini mi yapıyor?!"

Bu arada Nijer'de darbe sonrası Fransa karşıtı sloganlar atan halk kesimlerinin ellerinde taşıdığı bayrak kimin bayrağıydı? Rusya'nın...

BALKANLARDA FETÖ İLE MÜCADELE

ABDULLAH KARAKUŞ / MİLLİYET

Saraybosna - Maarif Vakfı, FETÖ ile mücadelenin yurtdışı ayağında önemli kurumlarımızdan biri. Özellikle FETÖ’nün okullarına talebin azalmasını sağlayan Maarif Vakfı, Türkiye’nin uluslararası eğitimde dünyaya açılan penceresi olmuş.

Dünyada FETÖ ile mücadele için 67 ülkede ofis açarak çalışmalara başlayan Maarif Vakfı şu anda 51 ülkede ise eğitim faaliyeti yürütüyor. Dünyada 446 eğitim kurumu olan Maarif’in öğrenci sayısı ise 50 bin 699’a ulaşmış. 20 ülkede FETÖ ile iltisaklı 234 okulu devralan Maarif Vakfı bir bu kadar da yeni okul açmış. Maarif Vakfı’nın dünyadaki yurt sayısı ise 36.

FETÖ’nün yurt dışı yapılanmasının eğitim ayağıyla mücadele için kurulan Maarif Vakfı, dünyada büyük başarılara imza atıyor.

Balkanlardaki FETÖ ile mücadeleyi yerinde görmek için Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’ya gittim. Maarif Vakfı Başkanı Birol Akgün, Balkanlar’da 10 ülke, 15 şehir, 64 okulda, 5 bin öğrenciyle eğitim faaliyetlerini sürdürdüklerini söyledi.

Maarif’in verdiği kaliteli eğitim sayesinde birçok ülkedeki FETÖ okullarına talep düşüyormuş.

En önemli ayrıntı ise anaokuluna gelen talep sayısı artmış ve anaokulunda kontenjanlar hızlı doluyormuş. Bir de Türkçe’nin artırılması gelen talepler arasında.

Maarif Vakfı Başkanı Akgün, yurtdışındaki okullarının Türkiye’nin uluslararası eğitimde dünyaya açılan penceresi olduğunu söyledi. Dünyada okullarına yönelik ilginin günden güne arttığını belirten Akgün, “amacımız insanlığın ortak birikim ve değerlerini esas alarak örgün ve yaygın eğitim hizmetleri vermek. Türkiye’nin eğitim alanındaki bilgi ve tecrübesini ve Anadolu insanının irfan geleneğini evrensel değerlerle buluşturacak, insanlığın barış, adalet ve gelişme ümitlerine hizmet edecek erdemli güzel insanlar yetiştirmek” diyor.

İSTİSMARCI CHP VE JANDARMA KOVALAYAN PERVASIZ

YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

CHP’nin derdi asla çevre duyarlılığı değildir. Öyle bir duyarlılığı olsaydı terör örgütü PKK ormanlarımızı yaktığına dair listeler yayınlayıp, olayı üstlendiğinde bir tepki gösterirlerdi. PKK elebaşı Murat Karayılan isimli yaratık geçtiğimiz yıllarda teröristlere “2-3 genç bir araya gelerek eylem yapabilir. ‘Silahımız yoktur’ diyebilirler. Silahları çakmak ve kibrittir. Onlar da çakmak ve kibritle mücadele edebilir” talimatı verdiğinde Mahmut Tanal’ın bir tepkisini gören olmuş muydu? CHP, HD(P)KK’lı ortaklarına ne diyebilir ki? Ortakları orman yakar, Jandarma şehit eder, bunlar da Jandarma kovalıyor işte.

Akbelen Ormanı'ndaki ağaç kesimine yönelik köylülerin, çevrecilerin duyarlılığı, kaygıları, endişeleri haklıdır ama CHP, bu duyarlılığı sahiplenecek hiçbir samimiyet taşımamaktadır.

O yüzden samimi olanları ve olmayanları birbirinden ayırarak, samimi olanların endişesini ortadan kaldıracak muhataplıklar kurulmalıdır. Ağaç kesilir eğer ki yeniden yeşermezse orada nefes daralır. Kamu yararı bu yönden de gözetmelidir. Bu tutumla hareketle işte o zaman gösterilen sağduyu ortak noktamız olacaktır

ELEKTRİKLİ MARKALARIN SAYISI 16 OLDU

UFUK SANDIK / SABAH

Türkiye’de satılan elektrikli otomobil markalarının sayısı 16’ya yükseldi. Yıl sonuna kadar bu sayı en az 18’e çıkacak.

Türkiye'de elektrikli otomobil pazarı hızla büyüyor. 2023 Ocak-Haziran aylarında elektrikli otomobil satışları yüzde 487.5 artışla 13 bin 294 adete yükseldi. Elektrikli otomobillerin pazar payı ilk altı ayda yüzde 3.1 oldu. Türkiye'de bugün itibarıyla BMW, Citroen, DFSK, Fiat, Hyundai, Kia, Leapmotor, Mercedes-Benz, MG, Opel, Peugeot, Renault, Skywell, Togg, Tesla, gibi markalar elektrikli modellerini satıyor. Son olarak Çinli Voyah Türkiye'de ön siparişle satılmaya başlandı. Fluence Z.E ve ardından Zoe ile Türkiye elektrikli otomobil pazarına öncülük yapan Renault, yeniden atağa kalktı. Avrupa'da elektrikli otomobil sahipliğinin yaygınlaşmasında önemli rol oynayan Dacia Spring'i Türkiye'de satışa sundu. Ayrıca elektrikli Megane E-Tech için ön sipariş toplamaya başladı. Böylece, Türkiye'de satılan elektrikli otomobil markaların sayısı 16'ya yükseldi. Çinli BYD ve Lexus'un elektrikli modelleri de yılın ikinci yarısında yollara çıkacak.

Sonraki Haber