10 Kasım Medyanın Halleri
Hazırlayan: Ercan Dolapçı
PKK’NIN HDP’YE ÇİZDİĞİ ‘PERSPEKTİF’ SÜRÜYOR
NEDİM ŞENER / HÜRRİYET
Terör örgütü PKK’nın siyasi sözcüsü HDP, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin anayasa değişikliği hakkında bilgi vermek için yaptığı ziyaretten dört gün sonra yani 6 Kasım’da, Silopi’de ve Taksim’de, terör örgütü PKK’nın Türk Silahlı Kuvvetleri’ne attığı “kimyasal iftira” için sokaklara çıktı.
HDP işte tam da budur; üzerine yemin ettikleri Anayasa’ya aykırı davranan, PKK terör örgütünün sözcüsü ve siyasi payandasıdır. Bırakın işbirliğini, HDP ile görüşmenin bile siyaseten nasıl zarar verdiği yapılan tartışmayla ortaya çıktı. Gerek Adalet ve Kalkınma Partisi yetkilileri gerek MHP Lideri Devlet Bahçeli, ziyaretin anayasa değişikliği ile sınırlı “olağan, doğru” görüşme olduğunu söyleseler de HDP’nin bunu PKK’nın kendisi için çizdiği siyasi perspektif ve stratejiye uygun kullanacağı açık.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Cumhur İttifakı vurgusu, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin HDP’yi ziyaretinin yeni bir “açılım” anlamına gelmediğini gösteriyor. MHP’liler açık biçimde, Cumhur İttifakı’nın ayakta durmasının da buna bağlı olduğunu söylüyor. Her iki taraf da bunu biliyor.
PKK/HDP’nin cumhurbaşkanlığı seçimine doğru giderken izlediği siyasi strateji ve perspektifinin ne olduğunu bu köşede birkaç kez yazmıştım. O strateji HDP’ye değil, sözcülüğünü yaptığı terör örgütü PKK’ya ait. Hatırlayacaksınız, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 10 Ekim 2021 günü bir açıklama yaparak, “PKK terör örgütünün HDP’ye 15 gün önce gönderdiği belge var. Nasıl davranacağını, hangi adımları atacağını, siyaseti nasıl yapacağını, PKK’ya nerede bağlı olacağını ifade eden bir talimat metni” demişti.
ÇOK KUTUPLU DÜNYA VİRTÜÖZÜ
HİLAL KAPLAN / SABAH
Ünlü Fransız Le Figaro gazetesi, "Erdoğan'ın diplomasisi Türkiye'yi nasıl uluslararası sahnede vazgeçilmez konuma getirdi?" başlıklı yazıda Başkan Erdoğan'ı "Çok kutuplu dünya virtüözü" olarak tanımladığında bu belki bazılarına 'aşırı yorum' olarak görünmüştü. Ancak yazının yayınlanmasının üzerinden geçen üç ayda bu tanımlamanın ne kadar isabetli olduğunu defalarca gördük. En son Ukrayna-Rusya Savaşı'ndan etkilenen tahıl koridorundaki krizi çözenin Erdoğan olması, Alman Şansölyesi'nden Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'ne herkesin bu gerçeği açıkça ifade ediyor olması da bunun kanıtı. (...)
Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden birkaç ay sonra Türkiye, Rusya'nın en önemli ilk üç ekonomik ortağından biri oldu. Ocak eylül döneminde ticaret geçen yıla göre iki katına çıkarak 47 milyar dolara ulaştı ve Rusya ile Türkiye arasındaki uçuş sayısı günde 100'ü aştı.
Rusya'nın teknoloji ithalatı çoğu ülkede düşerken Türkiye'de tam tersi yükseliyor. Sadece ithal ikamesi değil, aynı zamanda devam eden faaliyetler ve ekipman onarımları için destek de Türkiye'den gelen tedariklere bağlı. Türkiye, Avrupa'dan gelen teknolojik malzemelerin aktarma noktası haline geldi.
YURT DIŞI TURLARINDA İCAZET ALAMADI MI ACABA?
HİKMET GENÇ / AKŞAM
Durumu toparlamaya çalışıyor ama nafile. ABD ve İngiltere gezileri fiyaskoyla sonuçlandı. Daha da önemlisi, kendi tabanından müthiş tepki aldı. Masanın diğer ortakları tek bir olumlu cümle kuramadı. (Hani içlerinden biri çıkıp da; "By Kemal 8 saat ışınlanabiliyor, süper aday olur", "iyi hamburger yiyor maşallah" ya da "İngiltere'den temiz para bulur inşallah" dedi mi?.. Hayır.)
Masada kimin ne yaptığı belli değil. Ama kavga sadece masada kalmadı. CHP medyasına da sıçradı. Geçen gün Serkan Fıçıcı; "Kılıçdaroğlu'nu desteklemek imkansızlaşıyor" demişti. Çok doğru bir tespit. By Kemal'in aday olmak için yanıp tutuştuğunu bilmelerine rağmen aday olmaması için çabalıyor CHP medyası.
Fiyaskoyla sonuçlanan yurtdışı gezileri, başörtüsü meselesini gündeme taşıması, ısrarla ülkeye narko devlet iftirasında bulunması gibi meselelerde CHP'yi savunamadılar. Serkan Fıçıcı'nın dediği gibi; desteklemek imkansızlaştı. Hani tuvalet terliği bile olsa savunabilirsin. Koyarsın bir yere, öylece durur, hiçbir zararı olmaz!.. CHP medyasında bir kesim de (masa dağılmasın diye) çaktırmadan By Kemal'e giydiriyor. Anlayacağınız 6'lı masa ve medyasında işler sarpa sardı.
YABANCI MARKA KAHVECİDE AKİDE ŞEKERLİ ÇAY İÇEN GENÇLİK
YAŞAR SÜNGÜN / YENİ ŞAFAK
Çay, Türk kültürünün vazgeçilmez parçası, milli içeceğimiz.
Dünyanın en büyük çay üreticilerinden biri olan Türkiye’de kişi başına çay tüketiminin de küresel ortalamanın üstünde olduğu hesaplanıyor.
Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) Uluslararası Çay Günü’nde yayımladığı veriler, küresel çay üretiminin ekonomik büyüklüğünün 17 milyar doları bulduğunu gösterirken, ülkemiz dünyanın en büyük çay üreticileri arasında sıralanıyor. Yerelleşme stratejisi kapsamında faaliyet gösterdiği pazarların taleplerine kulak veren ve geçtiğimiz dönemde menüsüne Türk kahvesini dahil eden Starbucks, bu kez müşterilerinin karşısına 400 mağazasında sunacağı özel harmanlı demleme Türk çayıyla çıkıyor.
Misafirlerine 400 mağazada Türk çayını nane, limon, bal, akide şekeri gibi tatlarla sunacak.
Ben bugüne kadar çayı bal ile akide şekeri ile müşterisine sunmayı akıl eden bir yerel kafe zinciri duymadım.
Ülkelerin kültürel değerlerine uygun strateji üreten ünlü kahve markasının başarısının sırrı da burada herhalde.
Bildiğim ve gençlerden öğrendiğim kadarıyla, müşterilerini sıkboğaz etmiyor, rahat ettirmek için gayret ettiğini gösteriyor ve her müşterisine özel olduğunu hissettiriyor.
Gençleri kendine çekemeyen yerel kahve zincirlerinin gençleri marka özentisiyle Starbucks’a takıldıkları bahanesi ile suçlaması doğru değil, çözüm de değil.
HDP İLE "KATOLİK NİKÂHI" OLANLARIN HEZEYANLARI
YILDIRAY ÇİÇEK / YILDIRAY ÇİÇEK
“Barajı geçsin” diye HDP’ye oy veren CHP, referandumda beraber “Hayır” için hareket eden CHP, Adalet Yürüyüşünde HDP ile beraber yürüyen CHP, HDP ile Anayasa taslaklarını gizli kapılar ardında yapan CHP, İP, SP, yerel seçimlerde HDP ile açıktan ittifak yapan CHP ve İP…
6’lı masayı da HDP’nin çukurunda kurmuş olanlar, HDP konusunda en net duruşu olan MHP’ye rol biçmeye, konum belirlemeye kalkıştı.
Kısa bir süre sevindirik olanların HD(P)KK ilişkilerini bundan sonra da dikkatle takip edin… Çünkü CHP başta olmak üzere 6’lı masanın "Katolik Nikâh" gibi boşanması olmayan bir nikâhla HDP’ye bağlılığı vardır. 6’lı masanın HDP fişini çekin, hasta yataklarında son nefeslerini vereceklerdir. 6’lı masanın histeri nöbetine girmesinin tek nedeni HD(P)KK’ya karşı olması değil, HD(P)KK’yı herhangi bir sebeple kaybetme korkusudur. Ne demişler 6’lı masayı öldürmektense, korkutmak daha iyidir.
Başörtüsü konusundan “Açılım, çözüm süreci çıkmaz da” 6’lı masa ve HDP ilişkisinden birçok PKK projesi çıkar. CHP ve ortaklarının 2015 yılından itibaren yaptıkları yapacaklarının garantisidir. Kandil’in ve Suriye’deki terör örgütü YPG’nin umudu 6+HDP masasıdır. Bunu hem Kandil’in, hem YPG’nin açıklamaları tescillemiştir. Önümüzdeki günlerde “AKP HDP’yi ziyaret etti” diye yaygara yapan 6’lı masanın rezil-rüsva olduğu günleri göreceğiz.