11 Ocak Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

NURİ GÜNDEŞ

Nedim Şener - Hürriyet

Bir süre önce Bakırköy’deki sahafta kitapları karıştırırken, Milli İstihbarat Teşkilatı İstanbul Bölge Başkanlığı yapmış olan Osman Nuri Gündeş’in 2010 yılında kaleme aldığı “İhtilallerin ve Anarşinin Tanığı” kitabı elime geçti. Osman Nuri Gündeş Ergenekon-Balyoz kumpasları Türkiye’ye kasıp kavururken 2010 yılında yazdığı kitapta, devlete FETÖ ihaneti yaşanmadan elebaşı Gülen için şu değerlendirmeyi yapmıştı: “Bazı kişiler sığındıkları ve yaşadıkları ABD’de Türkiye’ye ihanet projeleri hazırlayanların oyuncağı olmakta, çoğu kez Amerika’nın Ortadoğu bölge ülkelerine yönelik kuşatma ve işgal planlarına yardımcı olmaktadırlar.” Evet FETÖ elebaşı Gülen ve örgüt elemanları yurtdışı ve yurtiçinden ihanete devam ediyor. MİT ise 80 ülkeden 140 üyesini getirdiği FETÖ yanında, PKK, DEAŞ gibi terör örgütlerle de mücadeleyi kesintisiz sürdürüyor. Ayrıca MOSSAD, CIA ve BND başta olmak üzere istihbarat örgütlerinin Türkiye’ye karşı operasyonlarını bozuyor.

CHP EN DAĞINIK DÖNEMİNİ YAŞIYOR

Kurtuluş Tayiz - Akşam

CHP'de belediye başkan aday adayları Özgür Özel ve genel merkezin önünde değil, Ekrem İmamoğlu'nun kapısının önünde yatıp kalkıyorlar. Eskiden gözler genel merkezde, genel başkanın toplayacağı parti meclisinde olurdu. Şimdi CHP'liler İmamoğlu'nun ziyaret programını takip ederek, onu yolda yakalayıp dert anlatmaya çalışıyorlar. İstanbul'un 39 ilçesinde belediye başkan adayını Ekrem İmamoğlu belirleyecekmiş. Ona sormadan Karadeniz'le ilgili kimse adım atamıyor. Adana'yı, Antalya'yı, İzmir'i belirlemek için ayrıca devrede. Özgür Özel ve genel merkez İmamoğlu'ndan habersiz belediye başkan adayı belirleme toplantısı bile yapamıyor. Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığı döneminde hiç olmazsa partinin yetkili kurulları çalışıyordu. Gözler, bu yetkili kurullarda ve buradan çıkacak sonuçlardaydı. Şimdi genel başkanın, genel merkezin, Parti Meclisi'nin yerini tek kişi almış; CHP'de en önemli konulara İBB Başkanı karar veriyor. Ondan habersiz CHP'de kuş uçmuyor. Şüphesiz bu da bir tercih; CHP yapısı nasıl yönetilmek istiyorsa öyle yönetilir. Kendileri bilir, karar kendilerine ait.

BLİNKEN’İN TEKLİFİ

Nedret Ersanel - Yeni Şafak 

Bölge, ABD’yle ilişkilerinde en karmaşık zamanını yaşıyor. Coğrafyanın Batı’ya ilişkilerinde yerleşik pek çok klişe kırılıyor. Beğenin beğenmeyin, Riyad, Tahran ve Kahire’nin BRİCS üyesi olduğu bir dünya hayal edilir miydi? Yerleşik küresel düzenin on yıllar boyunca bölge ruhuna kaktığı ‘hegemonya’ teslimiyetçiliği hâlâ ölmedi ama herkes ABD’nin de yaralanabildiğini gördü. Hamas’ın Çin silahları? İsrail istihbaratı ve medyasının, ordunun Gazze’de yaptığı operasyonlar sırasında Çin menşeli silah ve ekipman ele geçirdiğine ilişkin söylemi, bölge sınırlarını aşarak Türkiye dahil pek çok ülkede habere dönüştü. Bunu besleyen sadece İsrail değil. İngilizler de erkenden, haberi yayan açıklamalar yaptılar… Pekin’in, birinci elden ve direkt olarak Hamas/Filistin’e silah göndermesi mümkün gözükmediğinden bir aracıya zımnen atıf yapılıyor ve belli ki İran kastediliyor… Çin’in İsrail-Filistin-Gazze’deki duruşunu anımsayalım; iki devletli çözümü benimsiyorlar, başından bu yana ‘hemen ateşkesi’ destekliyorlar, tutumlarını da hem ikili temaslarında hem de BMGK gibi masalarda tekrarlıyorlar… Kabaca denebilir ki, Çin, HAMAS’a yakın değil ama İsrail’e uzak. Örneğin, bu silahlar meselesinin tartışıldığı Pazartesi günü, Çin’in uluslararası ve devasa büyüklükteki gemicilik/taşıma şirketi COSCO, İsrail’e nakliye yapmayı-Kızıldeniz’i gerekçe göstererek-askıya aldı. Çin’in temel duruşu bu. Ancak stratejik yaklaşımı da var; ABD üzerinden hareketlenerek Hint-Pasifik’te kurulan cepheyi iteklemek, savunma hattını uzağa kurmak istiyor. Nispeten başardığını da söyleyebiliriz. İlk ‘açık’ işareti de, İran-S. Arabistan arasında aşılmaz görünen mesafeyi bizzat kapatarak vermişti. İran’daki ekonomik ve siyasi varlığı ile Körfez’le ister özel ister BRICS vasıtasıyla ilişkileri de buna dahil. İsrail meselesinin Washington’un elini hayli tuttuğu ortada. Bu da en azından başkanlık seçimleri sürecinde Çin-Amerika ilişkilerini-şimdilik-sakinleştiriyor. Silah meselesine dönersek; İran üzerinden Gazze/Hamas’a Çin silahları gelmiş olması sürpriz sayılmaz. Ama İsrail ve ‘alakadar’ ülkelerin meseleyi neden büyüttüğünü anlamak lazım…

Sonraki Haber