12 Ağustos Medyanın Halleri
İşte günün öne çıkan köşe yazıları
FETÖ’DE MÖZ’ÜN GÜCÜ VE ŞENGÜL’ÜN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ
Nedim Şener/Hürriyet
FETÖ içinde beş grup liderlik mücadelesi yürütüyor. Bunların arasında en güçlü olanı MÖZ (Mustafa Özcan grubu), onu Barbaros Kocakurt grubu izliyor. Ayrıca örgüt içinde Yenilikçiler, Gelenekçiler ile güç dengesine göre hareket edenler şeklinde bir bölünme ve mücadele yaşanıyor. Gelinen son aşamada Mustafa Yeşil ve Ali Ursavaş’ın görevden alınması, yerlerine atanan isimlerin ise Mustafa Özcan’a bağlı ya da ona karşı ses çıkaramayacak isimlerden oluşması nedeniyle MÖZ grubu, FETÖ’nün icra heyetini büyük oranda kontrol altına aldı. Dünyanın birçok yerinden gönderilen örgütün mali kaynaklarını kendine yakın kişilere aktardığı ortaya çıkan Özcan’ın yolsuzluklarının üzeri örtülürken, bu durum örgüt tabanında müstakbel lider olarak görülen İsmail Büyükçelebi ve Mehmet Ali Şengül’ün temsil ettiği Gelenekçi grubun tepkisini çekiyordu.
Mustafa Özcan grubunun örgüt üzerindeki kontrolü ele geçirmesi adına, en kritik gelişmelerden biri örgüt tabanı tarafından çok sevilen ve FETÖ elebaşının ilk öğrencilerinden olan ve ölümü durumunda örgüt tabanı tarafından lider kabul edilebilecek Mehmet Ali Şengül’ün 2021 yılında Almanya’da ölmesi oldu.
15 Nisan 2021 tarihinde COVID-19’a yakalandığı açıklanan Mehmet Ali Şengül’ün hastanede uyutularak makineye bağlı devam eden tedavisinde, doktorların, 1 Mayıs 2021’de verilen uyku ilaçlarının azaltılması ve uyandırılması safhasına geçilmesini uygun gördükleri paylaşılmıştı. Bu haberden sonra iyiye gitmesi beklenen ve yakında hastalığı atlatacağı ifade edilen Mehmet Ali Şengül’ün durumunda nedense bir ilerleme kaydedilemedi ve makinelere bağlı uyutulma aşamasından çıkılamadı.
AFRİKA’DA YÜKSELEN İKİNCİ DALGA
Mahmut Övür/Sabah
Kara Afrika, Batı sömürgecilerinin 500 yıldır iliğine kadar sömürdüğü, hatta sömürmekle kalmayıp köleleştirerek mahvettiği talihsiz kıta. Sadece bugün öne çıkan ABD veya Fransa'nın değil, AB'yi oluşturan ve gelişmişlikleriyle övünen Hollanda'dan Danimarka'ya, Portekiz'den İtalya'ya hepsinin Afrika'dan Uzak Asya'ya dünyanın birçok bölgesinde sömürgeleri vardı ve o ülkeleri sömürgeleştirdikleri için zenginleşmişlerdi. Geçen yüzyılın ortasında başlayan ilk dalgayla bu ülkelerin birçoğu ayaklandı; ama tam anlamıyla bağımsızlıklarına kavuşamadı ve Batı'nın sömürüsü yeni sömürgecilik tuzağıyla devam etti.
Tıpkı Fransa'nın Libya, Nijer gibi onlarca Afrika ülkesinde yaptığı gibi...
Ancak artık o eski sistem sarsılıyor ve Afrika'da yeni bir dalga yükseliyor. Bunda kuşkusuz çok kutuplu dünyaya gidişin büyük katkısı var. Rusya ve Çin'in Ortadoğu ve Afrika'da boy göstermesi, Türkiye'nin 2005'te başlattığı Afrika açılımı ve yeni bir ilişkiler ağı kurması, Batı'yı rahatsız etti. Fransa bunu açık açık söyledi. Söyledi; çünkü Türkiye Afrika'da özellikle 2011'den sonra Batı'yı korkutan, kendi tarihine yakışan insani, siyasi ve ticari yeni bir ilişki kurdu. Başkan Erdoğan'ın Afrika'ya düzenlediği birçok gezide gördük, sadece devlet katında değil sokaklarda da çok farklı bir Türkiye algısı var. Daha önce de yazdım; Türkiye Afrikalıların yaşadığı acıya merhem olmaya çalıştı ve bunu da hayatın içinde gösterdi.
Başkan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın "Afrika Seyahatlerim" kitabındaki şu satırlar çok şey anlatıyor:
"Somali'de Türkiye'nin vicdani desteği ve iyi niyetiyle çok şey değişti. Bugün bu yatırımların meyvesini topluyoruz. Somali'nin 2011'deki çaresizliği inşallah uzak bir hatıra olarak kalacak."
Şu rakamlar da gelinen noktaya anlatmaya yetiyor: 2002 yılında Türkiye'nin 12 Afrika ülkesinde büyükelçiliği vardı, bugün 44 ülkesinde. THY ise Afrika'nın 40'ı aşkın ülkesinin 60 noktasına sefer düzenliyor. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü ve Maarif Koleji'nin insani hizmetleri ise saymakla bitmez.
TÜRK SİYASETİNDE ÖNEMLİ BİR BAŞLANGIÇ
Mehmet Şeker/Yenişafak
Meral Akşener’in 26 Ağustos’ta çok önemli bir açıklama yapacağı bildirildi.
Parti sözcüsü Kürşat Zorlu’nun ifadesine göre “Türk siyasetinde önemli bir başlangıç olacak”.
Bu bilgi üzerine çeşitli yorumlar yapma yarışı başladı.
Meral Hanım ne diyecek, ne yapacak?
En çok üzerinde durulan husus, belediye seçiminde CHP ile işbirliği yapmamak, seçime tek girmek. Beldeler, ilçeler, iller ve büyükşehirlerde.
Kemal Bey üzülür buna. Az buz değil, çok üzülür hem de.
“Anadolu’nun her yerinde olduğu gibi, Trakya’nın da bütün illeri, ilçelerinde mi?” diye sormazsa ben bir şey bilmiyorum demektir.
Bu makul bir şey ama “Türk siyasetinde önemli bir başlangıç” sayılacak kadar büyük sayılmaz.
Daha önemli bir açıklama olmalı.
“Masayı tekmeleyecek” diyenlere de aynı cevap gelir. Erkan Yolaç gibi, “Sayılmaz” deriz.
Daha önce de tekmeledi. Sonra geldi tekrar oturdu.
Bir sonuç çıkmaz. Önemli bir başlangıç olarak görülemez.
CHP’DE ANKET SAVAŞLARI
Kadir Yıldız/Türkgün
Kemal Kılıçdaroğlu’nun sonunu hazırlayan, ona haddinden fazla özgüven yükleyerek ayaklarını yerden kesen anket firmalarına tekrar görev düştü. Sıra, parti içi muhalefetin ayaklarını yerden kesmeye geldi.
Yapılan ankette, “Şayet Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlıktan ayrılır/ istifa ederse kimi CHP Genel Başkanı olarak görmek isterseniz?” diye soruldu. Sonuçlara göre; Ekrem İmamoğlu %31.6, Mansur Yavaş %15.5, Özgür Özel %8.4 oy aldı.
Kemal Kılıçdaroğlu kendine karşı kullanılan şişirme anket silahını şimdi değişim isteyenlere karşı çekti.
Harcanacak ilk üç isim böylelikle kamuoyuna deklare edilmiş oldu…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun sonunu hazırlayan, ona haddinden fazla özgüven yükleyerek ayaklarını yerden kesen anket firmalarına tekrar görev düştü. Sıra, parti içi muhalefetin ayaklarını yerden kesmeye geldi. Yapılan ankette, “Şayet Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlıktan ayrılır/ istifa ederse kimi CHP Genel Başkanı olarak görmek isterseniz?” diye soruldu. Sonuçlara göre; Ekrem İmamoğlu %31.6, Mansur Yavaş %15.5, Özgür Özel %8.4 oy aldı.
Kemal Kılıçdaroğlu kendine karşı kullanılan şişirme anket silahını şimdi değişim isteyenlere karşı çekti.
Harcanacak ilk üç isim böylelikle kamuoyuna deklare edilmiş oldu…