12 Alevi kuruluş daha bölücü hamleye tepki gösterdi: Görevliler işbirlikçiler!

Almanya ve Avusturya'nın ‘İslam dışı Alevilik’ projesini eleştiren Alevi kuruluşları, 'Aleviliği, İslam dairesinden koparmaya çalışıyorlar. Avrupa, Anadolu coğrafyasının İslam/Türk toplumunun elinde olmasını hiçbir zaman hazmedemedi.' dedi

Alevi kurumlarının Avusturya Devleti’ne ve Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu’na (AABF) tepkisi büyüyor.

 Avrupa’da Alevileri Türk milletinden koparmak için devreye sokulan ‘İslâm dışı Alevilik’ projesine Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nden sonra Avusturya da katılmıştı. Avusturya Devleti, AABF’nin talebiyle Aleviliği İslâmiyet’in dışında ayrı bir inanç olarak tanımıştı. AABF, sıradaki hedefinin, Alevileri bir ‘din topluluğu’ olarak Avusturya Devleti’ne kabul ettirerek İslâm dışı Aleviliği okullarda öğretmek olduğunu bildirmişti. Aydınlık’ın konuyu arka arkaya iki kez manşetine taşıması Türkiye kamuoyunda yankı uyandırdı. 250 Alevi kuruluşu cuma günü İstanbul’da ortak açıklamayla Avusturya Devleti’ne ve AABF’ye karşı çıktı. Cumartesi günü, 12 Alevi kuruluşu daha Avusturya’ya ve AABF’ye tepki gösterdi.

‘İSLÂM’IN ÖZÜDÜR BAŞKA ALEVİLİK YOKTUR’

Türkiye’nin dört bir yanından bir araya gelmiş 12 Alevi kuruluşunun yayınladığı bildiride Avusturya’daki gelişmelerin kabul edilemez olduğu vurgulandı:

“Atalarımızdan öğrendiğimiz üzere Alevilik, İslam’ın özüdür ve başka bir Alevilik de yoktur. ‘La ilahe illallah, Muhammeden Resulullah, Aliyyen Veliyullah’ yani ‘Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed Allah’ın elçisidir, Ali Allah’ın velisidir’ cümlesi bu gerçeği en net şekilde ortaya koymaktadır. Allah’sız, Muhammed’siz, Ali’siz, Hz. Fatıma’sız, Ehlibeyt’siz, On İki İmam’sız bir Alevilik düşünülemez. Aleviliği, İslâm dairesinden koparmaya çalışan bu sapmalar er geç tarihin çöplüğüne yuvarlanacaktır. Bu tür sapmaları ve sonuçlarını tarihsel birikimimiz dışında algılarsak bizler açısından saflık ve bilgisizlik olur.”

‘TÜRK VE İSLÂM ANADOLU’YU HAZMEDEMİYORLAR’

12 Alevi kuruluşunun açıklamasında AABF’ye yönelik sert ifadeler yer aldı. Alevilerin sorunlarının uluslararası güçlere dayanılarak ele alınması ‘işbirlikçilik’ olarak nitelendi: “Aslında, bu gelişmeleri; yönlendirme, görevlenme, işbirlikçilik şeklinde değerlendirmeli. Bu yönde de kamuoyunu bilgilendiriyor ve siyasi otoriteleri de uyarıyoruz. Neden Avrupa ‘Alevisever’ oldu? Aslında Türk toplumunu, Alevi-Sünni, olabildiğince parçalamak, birbirine düşürmek temel amaçtır. Avrupa, Anadolu gibi müstesna bir coğrafyanın, İslam/Türk toplumunun elinde olmasını hiçbir zaman hazmedemedi.”

Bildiriyi yayınlayan kuruluşlar şöyle: Ocakzadeler Meclisi, Pir Hünkâr Hacı Bektaş Veli Dergâhı SERÇEŞME VAKFI, Serçeşme Alevi Bektaşi Derneği, Seyit Harun Nur Dede Ocağı Cemevi Sos. Kült. Eğ. Derneği (Kırklar Cemevi), Seyyid Derviş Gevr Derviş Beyaz Cem ve Kültür Derneği, İstanbul Alevi Derneği, Hacı Bektaş Veli’ye Gönül Verenler Cemevi Sosyal Kültürel Eğitim Derneği (Seyit Alibaba Cemevi), Kısas Cem Kültürünü Yaşatma Serçeşme Alevi Bektaşi Derneği, Al-i Aba İlim Eğitim Vakfı, Çepni Alevileri ve Seyid Köse Süleyman Derneği, Ali Kapısı Derneği, Uşak Alevi Kültür Derneği.

‘DEVLET TALEPLERİMİZE KULAK VERMELİ’

Bildiriye 300’e yakın Alevi dedesinin oluşturduğu Ocakzadeler Meclisi öncülük etti. Ocakzadeler Meclisi Sözcüsü Ali Timurtaş Özmen, Aydınlık’a yaptığı değerlendirmede Alevilere yönelik bölücü girişimlere karşı devleti göreve çağırdı. Ülkenin hiçbir sorununu emperyalistlere meze etmeyeceklerini dile getiren Özmen şunları söyledi:

“Alevilerin sorunları Türkiye Cumhuriyeti’nin sorunlarıdır. Başka hiçbir devleti, hiçbir milleti ilgilendirmez. Başka devletlerin iç meselelerimize karışmasını ve karıştırılmasını hoş karşılamayız. Maalesef bilgisizlik nedeniyle Almanya ve Avusturya’daki gelişmelere sempatiyle bakan insanlarımız oluyor. Çünkü herkes detaylara hâkim olamıyor. Bu işbirlikçi çevreler gerçekleri gizleyerek, sanki o kararlar hayırlı kararlarmış gibi lanse ediyorlar. Peki niçin sempati ile bakılıyor? Devletimiz Alevileri ortada bıraktığı için. Emperyalist devletler önümüze altın tepsi de sunsalar, bu cennet vatanın bir sorununu onlara meze edecek değiliz. Ancak devletimiz de bu gelişmelerden bazı sonuçlar çıkarmalı. Öz evladı Alevilerin taleplerine kulak vermeli. Hz. Ali’nin ‘Devletin dini adalettir’ buyruğundan yola çıkarak inanç vecibelerimiz için eşitlik istiyoruz.”

DOĞU PERİNÇEK VE AYDINLIK’A SALDIRDILAR

BÖLÜCÜNÜN ŞAHİDİ CIA’CI

Aleviler üzerine oynanan sinsi oyunları deşifre eden haberlerimiz üzerine AABF yöneticilerinin sahip olduğu medya organlarında Aydınlık ve Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek hedef alındı. Gerçek ad kullanılmayan, müstear isimle yayınlanan bir yazıda “Devlet'in kasasına göz dikmiş derinlerin çanağından beslenenler özgünce kendi yol erkanını sürdürmek isteyenleri İslam çemberinde eritme peşindeler.”, “Hodri meydan gidin türkülerinizi deyişlerinizi saz ile semah ile cem ile Kerbela’da, Kâbe’de yapın görelim din kardeşliğinizi.”, “Devletin derin işbirlikçi asimilasyoncu ajanları” gibi ifadeler kullanıldığı görüldü.

Yine AABF yöneticilerinin sahip olduğu başka bir kaynakta yapılan haberde de, AABF başkan ve yöneticilerinin sözlerini kelimesi kelimesine yayınlamış olmamıza rağmen Aydınlık’ın iftira attığı, karalama yaptığı öne sürüldü. CIA’yla işbirliği yaptığını kendi ağzıyla belirten eski MİT yöneticisi Mehmet Eymür’e dayandırılarak ithamlarda bulunuldu.

Eymür’ün Perinçek ve Aydınlık’la ilgili iddialarının gerçek dışı olduğu mahkemelerce saptanmıştı.

AYDINLIK’IN HABERLERİ VE ALEVİLERİN TEPKİSİ PANİKLETTİ

TEZLERİNİN ARKASINDA DURAMADILAR

Aydınlık’ın ‘İslam dışı Alevilik’ projesinin Avusturya ayağını deşifre eden haberleri AABF ve Türkiye’deki destekçilerinde panik yarattı. Alevi tabandan büyük tepki gören girişimle ilgili AABF ve destekçileri yeni açıklamalar yaptı.

Açıklamalarda ‘İslam dışı Alevilik’ planına katılanların tezlerinin arkasında duramadığı görüldü. Yeni söylemlerde ‘Ali’siz Alevilik’ söylemlerinin gerçeği yansıtmadığı iddia edildi. Ancak birkaç gün önce “Alevilik başlı başına kendine özgü bir dindir… Şu andaki Alevilerin kendi yarattığı Ali kültü ile dört halife Ali kültü arasında hiçbir benzerlik yok.” denilmişti.

AABF yöneticileri de mesaj göndererek Aydınlık’ın konuyu çarpıttığını ileri sürdüler. AABF Genel Merkezi’nin 20 Nisan tarihli yazılı açıklamasında “Alevilik ve Aleviler başka hiçbir inancın tarihsel hastalıklarından, mitolojik varyasyonlarından yola çıkılarak yok sayılamaz… Aleviliğin inanç ve yaşam alanı hiçbir dinle doğrudan kesişmez. Alevi mitolojisi, felsefesi ve ritüel dünyası İslam dahil birçok dinle ayrışır.” ifadeleri kullanılmıştı.

AABF Genel Başkanı Özgür Turak, bir katılımcının ‘İslâmi Alevilerle birleşir misiniz’ sorusuna “İslâm Yasası’na tabi olmaktan çıkarlarsa olabilir. İslâm Yasası kırmızı çizgimiz.” sözleriyle yanıt vermişti.

‘AVRUPA PROJELERİNE DAHİL OLMAK UTANÇTIR’

Avusturya’daki bölücü hamleyle ilgili Çankaya Cem Evi Derneği Başkanı ve Hüseyingazi Cemevi Dedesi Hüseyin Öz de değerlendirmede bulundu. Aydınlık’a konuşan Öz, AABF çalışmalarının hem inançsal hem de siyasi olarak çok yanlış bir girişim olduğunu belirtti. Öz şunları söyledi:

“Aydınlık, Avusturya’daki gelişmelere mercek tutarak çok önemli bir hizmet yaptı. Çünkü bu girişim hem Alevi itikatına yönelik bir asimilasyon çalışması, hem de Türkiye’ye yönelik bir provokasyon hazırlığıydı. AABF’nin Alevilik tezlerini tartışma gereği görmüyorum. Alevi kaynakları ve değerleri, tartışmaya mahal vermeyecek kadar açıktır. Aleviliğin İslâm dışında olduğunu iddia etmek sinsi niyetlerin haricinde ciddi de bir çelişkidir. ‘Hak, Muhammed, Ali’ diyoruz. Hak kim Allah’tır. Muhammed kim, Allah’ın son hak din İslâmiyeti yaymakla görevlendirdiği elçisi. Ali kim? Muhammed’in elçisi. Tarihsel metinlerimiz, örgütlenme yöntemlerimiz, deyişlerimiz, dualarımız hepsi ortadadır.”

‘EMPERYALİST MÜDAHALE’

Hüseyin Öz sözlerini şöyle tamamladı: “Son yıllarda emperyalist devletler kılıfı minareye uydurarak meselelerimize çok müdahale etmeye başladılar. Birtakım küresel vakıflar aracılığıyla maddi yardımlarla bazı kesimleri teslim aldılar. Örneğin Alman vakıfları, İsveç vakıfları cem evleri yapımına destek oluyor. Araştırma projelerine destek oluyor. Ne işiniz var sizin Alman’la İskandinav’la? Bu konuları gündeme getirince ‘Biz hiçbir devletten para almıyoruz, iftira ediyorsunuz’ diyorlar. O vakıflar sonuç olarak o devletlere bağlı. Peki bayram değil, seyran değil; Alman’ı ve İskandinav’ı bizi niçin öpüyor? Herkes bunun üzerine düşünmeli. Son kertede parayı veren düdüğü çalıyor ve hem akıl dışı hem de Türkiye karşıtı savlar ortaya çıkıyor. Dünyadaki adaletsizliğin sorumlularından olan Avrupa’nın Türkiye’ye yönelik projelerinde yer almak bir Anadolu insanı için utançtır.”

Sonraki Haber