12 mil kararı savaş sebebi

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, AB'nin Doğu Akdeniz’le ilgili açıklamasına tepki göstererek 'Türkiye'nin geri adım atmasını kimse beklemesin. Türkiye ne pahasına olursa olsun Doğu Akdeniz'in her metrekaresinde, o suyun her metreküpünde haklarını koruyacaktır' dedi

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, başta Doğu Akdeniz olmak üzere bölgesel ve uluslararası gelişmeler ve Türkiye'nin dış politika hamlelerine ilişkin AA'nın sorularını yanıtladı. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de kendi kıta sahanlığında, kendi ekonomik faaliyetlerini yürüttüğünü kaydeden Oktay özetle şunları söyledi:

AB’NİN TAVRI

“Avrupa Birliği uluslararası bir mahkeme değil, kimin haklı kimin haksız olacağını belirleyen bir mekanizma da değil. Biz de Avrupa Birliği'ni böyle görmüyoruz zaten. Avrupa Birliği; üyeleri olan, bölgesel bir birliktelik sağlayan, siyasi, ekonomik anlamda da birliktelik sağlayan, sağlamaya çalışan bir yapı. Son derece hantal bir yapı ve bazı üyelerinin Yunanistan gibi, açıkça da bunu ifade etmek lazım, şımarıklığına artık illallah diyen ama bir şey yapamayan bir yapı.

Doğu Akdeniz'de nelerin olduğu konusuna biz bizim çıkarlarımız açısından bakıyoruz. Doğu Akdeniz'de bizim karasularımız vardır. Doğu Akdeniz'de kıta sahanlığımız vardır ve Doğu Akdeniz'de bizim şu anda Libya ile imzaladığımız münhasır ekonomik bölge anlaşmamız vardır. İleride görüşmek isteyen ülkelerle de oturup daha da artacak işbirlikleri ve anlaşmalar da olacaktır bu çerçevede.

SEVR HARİTASI

“100 yıl önce Türkiye'ye çizilen bir harita vardı Sevr diye. Adına anlaşma bile demek istemiyorum. Çünkü anlaşmada iki taraf olur. Pervasızca bir milleti yok etmeye dönük ve pervasızca böyle leş kargaları gibi bir milletin üzerine çöken bir yapının, yüz yıl önceden bahsediyorum, oradan işte 30 Ağustos'u kutlayacağız yarın. Bir milletin kendi bağımsızlığını tekrar aldığı, kendi istiklalini tekrar kazandığı hem de elinde avucunda hiçbir şey olmadan, bir imparatorluğun külleri arasından yeniden doğduğu, bir istiklal mücadelesi sonrasında o haritayı yırtıp attığı dönemi. Şimdi 100 yıl sonrasına geliyoruz, bakıyorsunuz oyuncular hemen hemen aynı.

“Evet, şimdi baktığınızda karada yırttığımız o haritayı şimdi denizlerde bize çizmeye çalışan bir yapı ve buna alet olan bir Avrupa Birliği. Bunun için yine bir araç olarak kullandıkları, alet olarak kullandıkları bir Yunanistan ve Rum Kesimi. Anlaşılıyor ki 100 yıl öncesinde de bunlar Türk milletini yeteri kadar tanımamışlar. Bizim milletimizin bir özelliği var. Bizim milletimiz istiklal dediği zaman, bağımsızlığı dediği zaman, söz konusu bağımsızlık olduğu zaman, istiklali olduğu zaman, özgürlüğü olduğu zaman hiçbir şey dinlemez.

ORUÇ REİS’İN ÇALIŞMALARI

“Oruç Reis sismik araştırmasını yapacaktır. Doğalgaz mıdır, petrol müdür veya başka bir şey midir, arayacaktır. Bulur, bulmaz o ayrı bir şey ama bu Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesidir, istiklal mücadelesidir. Nerede? Denizlerinde, kıyılarında, kendi kıta sahanlığı içerisinde. Hiç kimse buna bir şey diyemez.

‘12 MİLİ KABUL ETMEYİZ’

“12 mile çıkardık, çıkarmadık, olayı var ya. Biz de 'Hadi çıkarın nasıl çıkarıyorsunuz' diyoruz. 12 mile çıkardığınızda Meclis'imizin verdiği bir yetki var, savaş sebebidir. Bugün de arkasında durduğumuz ve bugün de o yetkinin hala geçerli olduğu bir yapıdır. 12 mile çıkması ne demek? Çıkardığın zaman ne olacak? Şuradan aşağısına Türkiye inemeyecek. Ege'den aşağıya senin gemilerin, turistsen teknelerin, balıkçıysan balıkçı teknelerin, ticaret yapıyorsan buradan Karadeniz'den geçen, Marmara'dan geçen gemilerin açık denizlere inemeyecek demek. Bunu kabul etmemizi mi bekliyorsunuz? Bu savaş sebebi olmayacak da ne olacak? Cumhurbaşkanımız da bunu söylüyor zaten. Elimizden kaza çıkmaz. 'Kazara falan' diyorlar ya gerekeni yaparız. Burada Türk milleti olarak biz gerekeni yapmayacaksak nerede yapacağız? Burada biz gerekeni yapmayacaksak hakkımızı aramayacaksak nerede arayacağız? Türkiye'nin tezi şudur, 'Burnumun dibindesin zaten, ülkelerin kıta sahanlığı vardır ama şu adacıkların kara suları olabilir, hakkaniyetli davranıyoruz yine, kıta sahanlığı olamaz. Münhasır ekonomik bölgesi olamaz. Bunu kabul edemeyiz.

MERKEL'İN AÇIKLAMASI

“Bizim Avrupa'ya söylediğimiz şu, Doğu Akdeniz de dahil olmak üzere Ege de dahil olmak üzere Türkiye haklarından kesinlikle vazgeçmez ve geçmeyecektir. Bedeli ne olursa olsun şımarık bir üyenizin ne pahasına olursa olsun arkasında duracağım diye tüm Avrupa Birliği üyelerine ve kendinize bedel öğretmekten ziyade önce üyeniz olan Yunanistan'a ve çok farklı oyunlarla içeri aldığınız üye diye Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni bir oturtun ve hakkaniyet ölçüsünde şu adalara bakın ve Türkiye'ye bakın, Türkiye'nin haklarına ve tezlerine kulak kabartın, rıza gösterin. Yoksa bu, gelecek açısından çok ciddi riskler oluşturur. Bu risklerin bedeli ne olursa olsun Türkiye bunu öder ve ödetir. Biz kendi haklarımıza tecavüz etmeye çalışan birisine karşı bu duruşu sergiliyoruz. Yani gidip de başka birisinin yani Avrupa Birliği'nin üyelerinin sahalarında ve Avrupa Birliği'nin sahasında veya başka bir ülkenin sahasında hak iddia eden konumda değiliz. Kendi hakkımızın çiğnenmesine müsaade etmeyeceğimizi haykırıyoruz.”

Sonraki Haber