13 Kasım Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

40’INCI YILINDA KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ

İlber Ortaylı - Hürriyet

Şu anda 40. yılını kutladığımız bu cumhuriyet yavaş yavaş dünyada tanınmaktadır. Başkonsolosluklar Londra, ABD’de Washington’da, BM’de New York’ta, Berlin ve bazı Avrupa başkentlerinde temsilcilikler kurulmaktadır. Buralara KKTC Dışişleri Bakanlığı’nın büyükelçi rütbesindeki diplomatları tayin edilmektedir. Yakın zamanda Azerbaycan’ın KKTC Cumhurbaşkanı’nı davet etmesi ve yakın ilgi kurulması ve Azerbaycan’ın da buraya resmen büyükelçilik düzeyinde tanıyacağına bir delildir. Bu KKTC için mutlu bir olay sayılmaktadır. Umut ederiz ki Kıbrıs Türk halkı da mantalite, yaşayış ve kültür bakımından kendilerine en yakın bu Türk grubuyla çok iyi anlaşacaklardır. Türkiye ile ilişkilerinin belirgin bir ölçüde dikkatli taranması, yerleşmelere devam edilmesi politikanın esaslarından olmalıdır. Şu anda adada 35 bin kadar Rus mültecinin bulunduğu göze çarpıyor. Malum miktarda orada evlilik yoluyla veya bazı istisnai iş durumlarıyla bulunan Rusların bir kültürel zenginlik yarattıklarına şüphe yoktur. Fakat bu aşırı kalabalığın yanı başımızdaki Suriye’nin ve Akdeniz’in stratejik askerî durumu göz önüne alınırsa mahzurlu olduğu, ayrıca gelenlerin üretmekten çok tükettikleri, adada mesken bakımından büyük problem ortaya çıkardıkları, adanın mimari profilinin bu müşteriler için yapılan çirkin binalarla bozulduğu göze çarpmaktadır. Bu konularda hassasiyet gerekir.

ÇOK İYİ OLMUŞ ÇOK DA GÜZEL OLMUŞ

Melih Altınok - Sabah

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özbekistan'dan döner dönmez Riyad'a uçtu. Filistin için toplanan 8'inci Olağanüstü İslam Zirvesi'ne katıldı. Yine en öndeydi. Yine en net o konuştu. Sorumluların ve sorunluların ismini açıkça telaffuz etmekten çekinmedi. Filistin halkıyla dayanışmak için tek bir eylem bile yapmayıp dünya soluyla, enternasyonalizmle alakaları bile olmadığını kanıtlayan muhalefetse zirvede verilen aile fotoğrafıyla meşgul. Erdoğan, Esad'la "neredeyse" yan yana durmuş. Yine ABD olmadan bir diyalog zemini oluşuyor ya, NATO'salcıların huzurları kaçıyor tabii. Zirvede Erdoğan ve Esad'ın temasına dair bir bilgi yok. Ama keşke olsa... Bu ne kadar zor görünse de ABD'nin doğrudan hedefi olan bir coğrafyadaki komşuların geçmişin üzerine bir sünger çekmekten başka şansları yok.

ATATÜRK’ÜN BENZERİNE BAĞIŞ ÇILGINLIĞI...

Özay Şendir - Milliyet

29 Ekim’den beri Mustafa Kemal Atatürk’e benzeyen Serdar Görel isimli birisini konuşuyoruz. Konuşuyoruz zira 29 Ekim’de, Cumhuriyet’in 100.Yılı’nda, 1 milyon lira bağış topladığı iddia edildi. Bu kişi 10 Kasım’da da saat 9’u 5 geçe yayın açmış, yayın sırasında “Atam seni çok özledik” cümleleri kurulmuş. Böyle saçmalık olabilir mi? Mustafa Kemal Atatürk’ü gerçekten anlamış ve seven birisi benzerine değil okullara, okula gidemeyen kız çocuklarına, eğitimle ilgilenen sivil toplum kuruluşlarına bağış yapar. Mustafa Kemal Atatürk’ü gerçekten anlamış ve seven birisi, yeni bir Atatürk, yeni bir kurtarıcı beklemez, muhtaç olduğu kudretin damarlarında akan kanda olduğunu bilir. Atatürk sevgisi, özlemi adı altında bu saçma manzaranın ortaya çıkmasına neden olanlar, en büyük zararı Mustafa Kemal Atatürk’e verdiklerini asla unutmasınlar.

MOTOKURYELİK: KAYIT DIŞI İSTİHDAM

Yusuf Dinç - Yeni Şafak

Aslında magandaları çıkınca kimsenin suçu yok denebilir. Fakat kötü motosiklet kullanıcıları olduğu gerçeğine rağmen otomobili olanların yorum yaparken motorculara bir tür faşizm uyguladığı da ortada. Motorcular otomobile geçsin de görelim o zaman. Trafikte kim bir adım ilerleyebilir, kim park yeri bulabilir. Bu işte suçlu belli aslında; altyapı eksikliği… Ee, sorunu en derinden yaşayan mesela İstanbul gibi bir belediye sahipsiz kalırsa böyle olur. Metro projeleri durdu, yapılmıyor. Toplu taşıma yolda kalıyor. Kaldırımlar yetersiz. Araç eğlemek (park) tam bir kaos. Hiçbir şey yapmayan belediye tam seçim dönemecine girince yılan gibi başını çıkarıp, tribüne oynuyor. Bu tribün şov da trafiği olumsuz etkiliyor. İnsanlar kötü belediye performansı karşısında mecbur olduğunu düşündüğü araç tiplerini seçip, mecbur olduğunu düşündüğü eylemlerle seyir yapıyor. İstanbul’un sorunlarına acil çözüm lazım. Çözecek kişi lazım. Yoksa kentin sorunları, çözümü gün geçtikçe karmaşıklaşan yeni problemler getirecek.

Sonraki Haber