13 Şubat Medyanın Halleri
İşte günün öne çıkan köşe yazıları...
TERÖR DÜĞMESİNE BASTILAR AMA DEVAMINDA NE GELECEK
ABDULKADİR SELVİ - HÜRRİYET
Bir terör fırtınası ile karşı karşıyayız. Amaçları seçim sürecini zehirlemek ve Türkiye’yi güvenlik sorunu yaşanan bir ülke olarak göstermek. Bunun için şimdilik terör örgütlerini kullanıyorlar. Dikkat ettiniz mi Hizb ut- Tahrir’inden DHKP-C’sine, DEAŞ’tan Mossad’ına, PKK’sına kadar hepsinin düğmesine bastılar. Demek ki hepsinin düğmesi ellerinde. Demek ki hepsinin patronu aynı. Yarın hangi unsurları devreye sokacaklar merak ediyorum. Ama unuttukları bir şey var. Türkiye eski Türkiye değil. Failler yakalanıyor, olaylar aydınlatılıyor. DEAŞ’tan Mossad’ına kadar hücreler çökertiliyor. Türkiye’ye diz çöktürmek isteyenler diz çöküyor. Eğer failler yakalanmasa, eylem hazırlığı içinde olan hücreler çökertilmezse bugün başka şeyleri tartışıyor olurduk.
ENFLASYONUN SOSYAL ETKİLERİ
ERDAL TANAS KARAGÖL - YENİ ŞAFAK
Ülkedeki ekonomik büyüme hızının düşmesi, meydana gelen düşük milli gelirden yani ülkedeki ekonomik gelirden daha az pay almak anlamına gelmektedir. Bu durum sosyal kesimler arasında huzursuzluğa neden olacağı gibi fakir– zengin arasındaki gelir eşitsizliğini derinleştiren önemli bir durumdur. Birçok Avrupa ülkesinde ekonomideki daralmanın faturasının göçmenlere çıkartılması ve göçmenlerin siyasi konuların ana teması olmasının temelinde de ekonomide yaşanan sorunlar olduğu açıktır. Ekonomilerde refahın yaşanması yani ortaya çıkan gelirden yeteri kadar pay alınması bu sorunları ortadan kaldıracaktır. Bu nedenle, enflasyonun düşürülmesi, ekonomik büyümenin arttırılması yani yüksek milli gelire ulaşılması ve ortaya çıkan gelirin adil dağıtılmasının birçok sosyal huzursuzluğun, siyasi tansiyonun ve sosyal riskin azaltmasına önemli katkı yapacağı açıktır.
SEÇİM ÖNCESİ TERÖR EYLEMLERİ…
HİKMET GENÇ - AKŞAM
Tesadüf değil, seçim ayarlı saldırılar bunlar... Başta PKK olmak üzere terör örgütlerinin ülke içindeki tüm inlerine girildi. Çoğu dağıldı ve yeniden yapılanmalarına fırsat verilmedi. Elde kalan kırıntılarıyla hücreleri uyandırmaya çalışıyorlar. Terörün amacı toplumda korku yaymak ve tedhiş oluşturmaktır. Dolayısıyla insanları umutsuzluğa sürüklemektir... Türkiye'de seçimler dünyanın en gelişmiş demokrasilerindeki kadar güvenlidir. Sandık güvenliğinden, oy sayımına kadar her şey açık ve şeffaf yürütülür... Seçim sürecinde kaotik bir ortam oluşmasını kim isteyebilir? 2023 seçimlerinde müttefikleri dışarıdan destekledi, içeride topu bir araya geldi, yine Erdoğan'ı indiremediler. Görünen o ki, yerel seçimlerde muhalefet bir hezimet daha yaşayacak. Gazze'de insanlığın sesi olan, katile katil diyen ve Netanyahu'nun yargılanması için büyük çaba sarf eden Erdoğan'ın yükselişini durdurmadılar. İçeride alayını topladılar, masa kurdurdular, yine olmadı... Emperyalistlerin tek yapabildiği de bu kaldı. Eldeki terör örgütleriyle, elde kalan imkanlarıyla ve içerideki işbirlikçileriyle Türkiye'ye zarar vermek... Yine toplanın, yine gelin, yine başaramayacaksınız...
YAZIK! ÇOK YAZIK!
HAŞMET BABAOĞLU -SABAH
İrlanda Kadın Basketbol Milli Takım oyuncularının İsrailli oyuncuların ellerini sıkmayışlarındaki ve milli marşlarını rakiplerinden uzakta okuyuşlarındaki kararlılığı alkışlıyorum. Mesela bizim "Sultanlar"da bu hareketleri görmeyişimizin üzüntüsünü yansıtıyorum... Adamın biri çıkıp "Boş yapma Haşmet!" diyor. FETÖ'cü desem, bir ihtimal, belki... Ama Batı devletlerine nasıl yaranacağını bilemeyen zavallılardan biri gibi... Benzer laflar eden bir başkasının profiline göz atıyorum... Hem "Türkçü, hem "Atatürkçü", hem "milli", hem "uygarlık ve sanattan yana" ve fakat mutlaka her gün yüzlercesi öldürülen Filistinli bebeklere karşı... İrlandalı basketbolcuların neden böyle davrandıkları bu tiplerin umurlarında değil... Üstelik çağırılsalar, hemen bir Kibutz'da çalışmaya koşturacak gibiler. İsrail, belli ki sadece ABD'nin değil, bizdeki bu tayfanın da Ortadoğu'daki ileri karakolu... Zihinleri böyle talim edilmiş. Ne kadar çoklar yahu!
KIDEM TAZMİNATI TAVANI ARTTI
CEM KILIÇ - MİLLİYET
Kıdem tazminatı, çalışma hayatının en önemli konularından biridir ve işçiler için işten ayrıldıktan sonra ekonomik bir güvence sağlar. Bu hak, işsizlik dönemlerinde veya emeklilik gibi hayatın dönüm noktalarında mali destek sunar. İşverenler için ise, işgücü maliyetlerinin bir parçasıdır. Bu sebeple işverenler ile işçiler arasında kıdem tazminatı konusunda farklı perspektifler söz konusudur. Her yılın başında ve temmuz ayında kıdem tazminatı tavanının artışı, bu konudaki teknik detaylardan biridir. Dolayısıyla, evlilik, askerlik veya belirli bir sigortalılık süresi ve prim gün sayısına ulaşarak işten ayrılmayı planlayan çalışanlar için ocak veya temmuz aylarını beklemek avantajlı olabilir. (…) Kıdem tazminatı, işçinin brüt ücreti üzerinden hesaplanır, fakat belirlenen bir tavanı geçemez. Bu, bir işçinin brüt maaşı ne kadar yüksek olursa olsun, her bir yıllık çalışma için alabileceği maksimum tazminat miktarının bu tavanı geçemeyeceği anlamına gelir. Kıdem tazminatı tavanı, en yüksek dereceli devlet memurunun emekli ikramiyesi esas alınarak belirlenir ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yayımladığı genelge ile her yıl güncellenir. 2024 yılı Ocak ayından itibaren geçerli kıdem tazminatı tavanı 35.058,58 liradır. Kıdem tazminatı, gelir vergisine tabi değildir, yalnızca damga vergisi kesintisine uğrar.