14 Nisan Cuma Hutbesi: "Kadir Gecesi: Bir Ömre Bedel"

Ramazan ayının son cuması bugün idrak ediliyor. Her hafta olduğu bu hafta da Diyanet, Cuma Hutbesini yayımladı. Bugünkü Cuma Hutbesi konusu "Kadir Gecesi: Bir Ömre Bedel" olarak belirlendi. İşte Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanan bu haftaki 14 Nisan 2023 Cuma Hutbesi tam metni...

İslam alemi Ramazan ayının son cumasını bugün karşıladı. Kadir Gecesi ise bu sene 17 Nisan Pazartesi günü idrak edilecek. Bin aydan daha hayırlı olarak nitelendirilen Kadir Gecesi'ne sayılı gün kalmasıyla Cuma Hutbesi konusu da; Kadir Gecesi: Bir Ömre Bedel Gece olarak belirlendi. İşte 14 Nisan 2023 Cuma Hutbesi metni...

KADİR GECESİ: BİR ÖMRE BEDEL GECE

Muhterem Müslümanlar!

Ramazan-ı şerifin son günlerindeyiz. Bayramın esenliğine ulaşmaya sayılı günler kaldı. Bu günler, cehennem azabından kurtuluş günleridir. Bu günler, dünyevi meşgalelerden sıyrılıp bütün vaktimizi ibadet ve taate ayırdığımız itikâf günleridir. Bu günler, ihtiyaç sahiplerini bayram sevincine ortak eden sadaka-i fıtır günleridir. Bu günler, Rabbimizin bin aydan daha hayırlı kıldığı Kadir gecesini içinde barındıran fırsat günleridir.

Aziz Müminler!

Önümüzdeki Pazartesiyi Salıya bağlayan gece, Kadir gecesini idrak edeceğiz inşallah. Kadir gecesi, Cenâb-ı Hakk’ın “Oku!” emriyle başlayan ilahi fermanının insanlıkla buluştuğu vuslat gecesidir. Cehaletin karanlığıyla daralan gönüllerin İslam’ın nuruyla aydınlandığı rahmet gecesidir. Mağfiret kapılarının ardına kadar açılıp günahların affedildiği arınma gecesidir. Yüce Rabbimiz, Kadir suresinde bu gecenin kıymetini bizlere şöyle haber vermektedir: “Biz Kur’an’ı, Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Cebrâil o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”1

Kıymetli Müslümanlar!

Ramazanı on bir ayın sultanı, Kadir gecesini bir ömre bedel kılan, Kur’an-ı Kerim’dir. O Kur’an ki; Rabbimizin kullarına en büyük nimeti ve rahmetidir. Sözlerin en doğrusu ve en güzelidir. Müminlere şifadır, hakkın ve hakikatin kaynağıdır. O Kur’an ki; ilim ve irfanı, edep ve hayâyı, helal ve haramı, adalet ve merhameti öğreten bir hidayet rehberidir. Ruhlara huzur veren, yeryüzünü yaşanılır kılan Rabbânî bir nurdur. İnsana, kendini, Rabbini, kâinatı ve varoluşun gayesini hatırlatan son ilahi mesajdır.

Değerli Müminler!

Allah Resûlü (s.a.s) bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor: “İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir gecesini ihya edenin geçmiş günahları affedilir.”2 Öyleyse bu geceyi kendimize milat kılalım. Bu geceyi anlamlı kılan Kur’an-ı Kerim’in rahmet yüklü mesajlarını gönlümüze, zihnimize ve hayatımıza aktaralım. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in Hz. Âişe annemize öğrettiği, اَللّٰهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ كَرِيمٌ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنّ۪ي “Allah’ım! Sen affedicisin, ikram sahibisin, affetmeyi seversin, beni de affet.”3 duasıyla Rabbimizin engin rahmetine sığınalım. Günahlarımıza tövbe edelim, bağışlanmamız için istiğfarda bulunalım. İşte o zaman, bölük bölük inen meleklerin varlığıyla sıkıntılarımız hafifleyecek, inşiraha erecek gönüllerimiz ve sekinet bulacak ruhlarımız.

Aziz Müslümanlar!

Ramazanın bu son günlerinde eda etmemiz gereken ibadetlerden biri de sadaka-i fıtırdır. Toplumumuzda fitre olarak bilinen fıtır sadakası, Ramazana kavuşmanın, bayrama erişmenin şükrüdür. Fıtır sadakası, dayanışma ve paylaşma bilincinin toplumun tamamına yayılmasına vesiledir. O halde, fitrelerimizi ihtiyaç sahibi kardeşlerimize ulaştırmanın gayretinde olalım. Rabbimizin bizlere emaneti olan yetim ve öksüzleri unutmayalım. Onların da neşe içinde bayrama kavuşmalarına katkı sunalım. Unutmayalım ki, hayır ve hasenat olarak ne harcarsak, Allah onun yerine daha iyisini verecektir.

Bu vesileyle Kadir gecemizi tebrik ediyor, birlik ve beraberlik, sıhhat ve afiyet, huzur ve mutluluk içinde, bağışlanmamış tek bir günahı bırakmaksızın bizleri bayram sabahına ulaştırmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ediyorum.

1 Kadir, 97/1-5.

2 Buhârî, Savm, 6.

3 Tirmizî, Deavât, 84.

Sonraki Haber