14 Nisan Medyanın Halleri

Hazırlayan: Beyhan Korkman

'HELALLEŞME POLİTİKASINA DESTEK YÜZDE 9 DA KALDI'

BARIŞ YARKADAŞ / KORKUSUZ

Oysa ki; KRT TV’den kovulmadan bir hafta önce de kendisini dostane bir şekilde uyarmış ve “Helalleşme politikanız yanlıştır” demiştim. Sayın Kılıçdaroğlu, o günkü uyarımız üzerine yanlıştan dönse, ‘Helalleşme politikası’na destek, sadece yüzde 9’larda kalmazdı. Araştırmalar, helalleşme politikasının toplum tarafından benimsenmediğini ortaya koyuyor. Kılıçdaroğlu ise hiçbir karşılığı olmayan bu politikada ‘tek başına’ ısrar ediyor.

Devam edelim…

Helalleşme politikası karşılık ve destek bulsa, CHP il ve ilçe örgütleri peş peşe paneller, sempozyumlar ve oturumlar düzenler, ‘Helalleşme’yi topluma anlatırdı. Tek bir il ve ilçe örgütünün bile helalleşme üzerine panel ya da açık oturum yapmaması bile, uyarılarımızın ne denli gerçekçi olduğunu göstermiyor mu?

Bir “128 milyar nerede?” kampanyasına bakın; bir de ‘helalleşme’ politikasına…

CHP’nin emektarları, gözaltılar, davalar pahasına doğru ve haklı bir politikayı sonuna dek sahiplendiler. ‘Helalleşme’ ise ortada kaldı. Kılıçdaroğlu’ndan başka bunu konuşan kimse yok. Acı olan, etrafında Kılıçdaroğlu’na bu gerçekleri söyleyebilecek kimse de yok. Çünkü seçimler yaklaşıyor ve listeleri Kılıçdaroğlu tek başına hazırlayacak. O yüzden hiç kimse risk almak istemiyor.

'ÜZERİNDEN GEÇMEK ŞARTIYLA KASİSLERDE YAVAŞLAMAK ANLAŞILABİLİR'

NEDRET ERSENAL / YENİŞAFAK

Mesela… Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu diyor ki, “Avrupa şimdi bize yaklaşıyor ama kriz geçince eski mesafesine döner”… Türkçesi nedir bunun?.. Güvenmiyoruz ama işlerimizi yürütüyoruz… Savunma Bakanı Hulusi Akar daha Cumartesi günü, “Karadeniz’deki mayınlar Rus yapımı ama hangi ülke bıraktı araştırılıyor. NATO’ya ait mayın tarama gemilerinin Karadeniz’e girmesi için bir plan dahilinde bırakılmış olabilir diyenler var’. Ama biz Karadeniz’e savaş gemilerini sokmayacağız. Karadeniz’in savaşa çekilmesine müsaade etmeyeceğiz”… Bu cümleler kime karşıdır?.. Türkiye’nin otonom aktörlüğü için ABD ile ilişkilerde yeni sayfa açmaya gerek yok. ABD’de Kasım ayındaki ve Türkiye’de Haziran 2023 seçimleri Türkiye’nin dünyadaki duruşunu pekiştirecektir. ‘Belirleyecektir’ demiyorum, ‘pekiştirecektir’… Bu takvim yaprakları kopana kadar Ankara’nın Brüksel ve Washington ilişkilerindeki kasislerde yavaşlaması anlaşılabilir. Ama üzerinden geçmek şartıyla!..

SURİYE İLE NORMALLEŞME GÜNDEMDE

MUSTAFA BALBAY / CUMHURİYET

Bu haberlerin ardından, “Devamı var mı” diye yokladık, Suriye çıktı.

Saray’da bu ülke ile nasıl yakınlaşılacağı yönünde ön hazırlık yapılırken akla ilk güvenlik gelmiş. Ancak buradan başlanmasının on yıllık savrulmayı toparlamaya yetmeyeceği kanaatine varılmış. Bunun üzerine daha “insani” alanları da içeren bir diyalog arayışına girilmiş. Suriye ile bunca yaşadıklarımızdan sonra 900 kilometrelik sınırda ne ararsan bulunur; savaş da barış da! Önümüz bayram, bakarsın buradan yürünür. Yöntemin ne olacağı belli değil ama Suriye ile yeni bir dönemin başlayacağını söylemek mümkün. Beşşar Esad’la Antalya’da aile boyu tatilden Gaziantep’te ortaklaşa bakanlar toplantısına kadar anımsanacak bir dizi hatıra var. Bunca olanlardan sonra olur mu dememek gerek. Neler olmadı ki! Bu konuda şöyle bir değerlendirme de yapılmış: - Mısır’la ilişkilerin doğal ayağı Suriye. Kahire ile dostluk köprüsü kurduktan sonra Şam’a uçaktan el sallasan görünür!

ABD’DEN HİNDİSTAN’A TEHDİT

MEHMET BARLAS / SABAH

ABD Başkanı Biden, dün Hindistan Başbakanı Modi ile 2 saat süren bir sanal toplantı yaptı. Bu toplantının ana konusu "Rusya tehdidi"ydi. Tabii Rusya tehdidi konuşulurken Biden, Hindistan'ın enerji ihtiyacının Rusya'dan karşılanmasının Hindistan'ın lehine olmayacağını söyleyerek Modi'yi tehdit etti. Aynı sırada Avrupa Birliği dışişleri bakanları da Rusya'ya yeni yaptırımlar için bir daha toplanmıştı. Batı Bloku'nun egemen güçleri, Putin'i cezalandırmaya çalışırken kendi insanları dahil olmak üzere tüm insanların hayatlarını ne kadar zorlaştırdıklarının farkında değil galiba.

'GIDA GÜVENLİĞİ, MİLLİ GÜVENLİK MESELESİDİR'

HİLAL KAPLAN / SABAH

Özellikle olası gıda ihracatı kısıtları, fiyatları keyfi artırdığı düşünülen zincir marketlere dair kamuoyunun beklediği cezai düzenlemeler ve Hal Yasası konusunda nasıl bir yol izleneceği merak ediliyor. Yumurtadan akaryakıta her hayati kalemde fiyatlar artarken kepçeyle zam yapanlar, küresel piyasalar biraz normalleşse ya da devlet KDV indirimi dahi yapsa çay kaşığı kadar bile fiyat düşürmüyorlar. Bu gidişe bir an önce denmesi gerekiyor.

Devletin doğalgazın % 80'ini sübvanse ettiği, bazı ürünlerde gümrük vergisini sıfırladığı, üzerine düşen yükü çektiği ama bunun piyasada karşılığını göremediği büyük bir haksızlıklar silsilesi aldı başını gidiyor. Bundan ötürü önce halk, sonra da devlet yara alıyor. Üreticiyi de tüketiciyi de cendereye alan fasit bir daire içindeyiz; "acil çıkış kapısı"nın gösterilmesini bekliyoruz.

Sonraki Haber