140 ülkeden 355 siyasi parti ve kuruluştan ABD'ye demokrasi dersi

Kendi ülkelerinde iktidarda olan çok sayıda partinin de yer aldığı gelişen dünyanın temsilcileri, ABD'nin sözde 'Demokrasi Zirvesi'ne karşı ortak bildiri yayınladı. Bildiride 'Demokrasi adına başkalarının iç işlerine müdahale eden eylemlere karşıyız.' denildi

Kendi ülkelerinde iktidarda olan çok sayıda partinin de yer aldığı gelişen dünya temsilcileri, ABD'nin sözde 'Demokrasi Zirvesi'ne karşı ortak bildiri yayınladı. İmzacılar arasında Türkiye'den bir tek Vatan Partisi yer aldı. “Demokrasiye giden yolun bağımsız çabalarla araştırılması ve ortak kalkınmayı teşvik etmek için birlikte çalışmak üzerine dünya siyasi partileri, toplumsal örgütler ve düşünce kuruluşlarının ortak bildirisi” adını taşıyan metinde; demokrasinin bir azınlığın ayrıcalığı değil, tüm halkların hakkı olduğu vurgulandı. Bildiride, “Bir ülkenin demokratik olup olmadığının kararını o ülkenin halkı vermelidir. Demokrasi adına başkalarının içişlerine müdahale eden eylemlere karşıyız.” denildi.

ABD'nin gelişen dünyayı “otokrat” ilan ederek Batı'daki diğer güçleri yanında tutma çabasına karşı yayınlanan bildiride, şu görüşler yer aldı:

ORTAK BİLDİRİ

“Demokrasi, siyasi medeniyetin ilerlemesinde insanlığın önemli bir başarısını ve insanlık tarihi boyunca sonsuz bir arayışın gelişimini temsil eder. Farklı ülke ve bölgelerden insanlar, aralıksız keşifleri yoluyla, gelişen insan uygarlıklarının muhteşem bir manzarasını sunarak, birbirinden belirgin şekilde ayrılan demokrasi biçimleri ve kalkınma yolları ortaya çıkardılar. Siyasi partiler, demokrasiyi inşa etme, koruma ve geliştirme konumunda olduklarından, demokrasiyi gerçekleştirmek ve kalkınmayı ilerletmek gibi önemli bir görevi de yüklenmişlerdir. Bu anlayışla, 140 ülke ve bölgeden 355 siyasi parti, toplumsal örgüt ve düşünce kuruluşu olarak tüm dünyaya aşağıdaki ortak açıklamayı yayınlıyoruz.

1-) Yaşadığımız dünyanın çeşitli ve renkli bir dünya olduğu görüşündeyiz. Çeşitlilik, insan uygarlıklarının büyüleyici özelliğini tanımlayan şeydir ve aslında dünyanın gelişimi için canlılık ve dinamizm kaynağıdır. Demokrasiyi gerçekleştirmenin yolları ve araçları çeşitlidir. Farklı ülkeler ve bölgeler aynı tarihi, kültürü, sosyal sistemi ve gelişme aşamasını paylaşmak zorunda olmayabileceğine göre, tüm ülkeler için geçerli olan herhangi bir demokrasi sistemi veya kalkınma modeli mevcut değildir. Dünyanın dört bir yanındaki zengin siyasi sistem çeşitliliğini tek bir kıstasla yargılama veya insanlığın renkli siyasi medeniyetlerini tek renkli bir bakış açısıyla gözlemleme pratiği kendi içinde demokratik olmayan bir niteliğe sahiptir. Bu, kalkınmaya katkı sağlayan bir yaklaşım da değildir.

2-) Bir ülkenin siyasal sisteminin demokratik ve verimli olup olmadığını değerlendirmenin en iyi yolunun, yönetim organındaki sürekliliğin düzenli ve hukuka uygun olup olmadığını, tüm insanların yasal olanaklar çerçevesinde devlet işleriyle sosyal, ekonomik ve kültürel ilişkilerini yönetip yönetemediğini, kamunun gereksinmelerini engelsiz bir şekilde ifade edip edemediğini, bütün kesimlerin ülkenin siyasi işlerine etkin bir şekilde katılıp katılmadığını, ulusal kararların akılcı ve demokratik bir şekilde alınıp alınmadığını, her alandaki profesyonellerin adil rekabet yoluyla ulusal liderlik takımının ve yönetsel sistemlerin bir parçası olup olamadığını, iktidar partisinin Anayasa ve yasalarla uyum içinde bir lider olarak hizmet edip etmediğine ve iktidarın kullanımı etkin bir kısıtlama ve gözetimden geçirilip geçirilmediğini gözlemlemek olduğu görüşündeyiz.

3-) Bir ülkenin demokratik olup olmadığı konusundaki yargının, insanların ülkenin gerçek efendisi olup olmayacağına bağlı olduğu görüşündeyiz. İnsanların oy kullanma hakkından yararlanıp yararlanamadıklarına bakmak elzem olduğu halde geniş katılım haklarının güvence altına alınıp alınmadığını gözlemlemek daha da önemlidir. Seçim kampanyalarında halkın ne tür sözlü vaatler aldığına bakmak gerekirken, seçim sonrasında verilen sözlerin ne kadarının yerine getirildiğini incelemek daha da önemlidir. Yönetmelik ve kanunlarda hangi siyasi usul ve kuralların öngörüldüğüne dikkat etmek gerekirken, bu yönetmelik ve kanunların titizlikle uygulanıp uygulanmadığına bakmak daha da önemlidir. Yetki kullanımının demokratik kural ve prosedürlere uygun olup olmadığının gözlemlenmesi gerekli olmakla birlikte, yetki kullanımının gerçekten halkın denetimine ve kısıtlamasına tabi olup olmadığını gözlemlemek daha da önemlidir.

'KARARI O ÜLKENİN HALKI VERMELİ'

4-) Demokrasinin bir azınlığın ayrıcalığı değil, tüm halkların hakkı olduğu görüşündeyiz. Bir ülkenin demokratik olup olmadığının kararını o ülkenin halkı vermelidir. Demokrasi adına başkalarının iç işlerine müdahale eden eylemlere karşıyız.

5-) İnsan toplumunun gelişmesinin hedefinin yanı sıra hareket noktasının da insanların refahını iyileştirmek ve çok yönlü insani gelişme sağlamak olması gerektiği görüşündeyiz. Demokrasinin teşviki, insanların daha iyi bir yaşam arzusunun sürekli olarak gerçekleşmesine ve tatmin, mutluluk ve güvenlik duygularının yükselmesine odaklanmalıdır. Şu anda ülkelerin özellikle yoksulluğun azaltılması, gıda güvenliği, COVID-19 müdahalesi ve aşılar, kalkınma finansmanı, iklim değişikliği ve yeşil kalkınma, sanayileşme, dijital ekonomi ve bağlantısallık alanlarında işbirliğini güçlendirmesi ve BM 2030'un Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin uygulanmasını hızlandırması gerekiyor. Böylece insanlar için en büyük, en acil ve en pratik sorunları çözmek için yoğun çabalar harcanabilecektir. Tüm ülkeler ve dünyanın tüm halkları gelişme fırsatını ve hakkını hak ediyor. Kapsayıcı kalkınmayı teşvik etmek ve hiçbir ülkenin geride kalmamasını sağlamak için çaba ortaya konması gerekmektedir.

6-) Uluslararası ilişkileri daha demokratik hale getirmenin çağımızın eğilimi olduğu görüşündeyiz ve bunu gerçekleştirmenin tek yolunun gerçek çok taraflılığı hayata geçirmekten geçtiğini düşünüyoruz. İnsanlık çeşitli zorluklar ve küresel sorunlarla karşı karşıya olduğundan, bunlara etkin yanıt ancak daha kapsayıcı küresel yönetişim, daha etkili çok taraflı mekanizma ve daha proaktif bölgesel işbirliği ile bulunabilir. Çok taraflılık uygulamasında daha iyi performans, insanlığın karşı karşıya olduğu ortak sorunlara her zaman daha iyi yanıtlar verilmesine imkan sağlayabilir.

7-) Ortak bir geleceğe sahip bir insan topluluğu inşa etme çabalarının, medeniyetin gelişimi ve ilerlemesi için doğru yönü gösterdiği görüşündeyiz. Barış, kalkınma, hakkaniyet, adalet, demokrasi ve özgürlük gibi ortak insani değerler, insanlığın geleceği için güçlü bir sorumluluk duygusuna sahip böyle bir topluluk inşa etme çabasında yol gösterici olmalıdır. Böylece farklı sosyal sistemlere, ideolojilere, tarihlere, kültürlere ve gelişme düzeylerine sahip ülkeler uluslararası ilişkilerde çıkarları, hakları ve sorumlulukları paylaşabilir ve daha iyi bir dünya inşa etmek için birlikte çalışabilir.

Demokrasiyi teşvik etmek ve insanların geçimini iyileştirmek için omuzlarımıza yüklenen ortak görevin derinden bilincinde olarak, her türlü farklılığın üstesinden gelmek, alışverişi ve karşılıklı öğrenmeyi teşvik etmek, karşılıklı anlayışı geliştirmek ve geniş fikir birliği oluşturmak için el ele çalışmayı taahhüt ediyoruz. Böylece biz insanların refahına, ulusal kalkınmaya, dünya barışına ve insanlığın ilerlemesine gereken katkıyı yapmaya devam edeceğiz.”

Sonraki Haber