15 Ekim Medyanın Halleri

Hazırlayan: Ercan Dolapçı

AAA... KILIÇDAROĞLU NEREYE GİTTİ?

MAHMUT ÖVÜR / SABAH

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ABD'ye götürdüğü gazetecileri de atlatarak 8 saat ortadan kaybolması herkesi şaşkına çevirdi.

Nasıl çevirmesin ki... Bırakın CHP'yi herhangi bir partinin başkanı bile alayı vallayla gittiği ve bütün gözlerin üzerinde olduğu bir gezide, 8 saat ortadan kayboluyorsa insanlar merak eder, soru sorar ve soruşturur. Bunu da sadece gazeteciler veya rakip siyasi aktörler yapmaz bizzat o siyasi partinin kadroları ve tabanı yapar. Yapıyorlar da zaten. Dünden bu yana, CHP'nin içinden onlarca insan merak edip soruyor. Hatta bir adım ileri gidip şu sorunun cevabını arıyorlar:

"Bir genel başkan neden yanındakilere bile bilgi vermeden 8 saatlik yolu arabayla alır?"

Üstelik Kılıçdaroğlu, o geziye çıkmadan önce ABD'de FETÖ'cülerle gizli kapaklı görüşme yapabilir denildiği halde.

Bu şüpheyi bizzat Kılıçdaroğlu, 8 saat ortadan kaybolarak inandırıcı hale getirdi. Dahası yanında götürdüğü gazeteciler bile ne olup bittiğini anlamadıkları için çaresiz bir biçimde ve komik gerekçelerle Kılıçdaroğlu'nun araba yolculuğunu savunmak zorunda kaldı.

PUTİN, 6'LI MASANIN AYARINI BOZDU

KURTULUŞ TAYİZ / AKŞAM

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Amerika'da, Meral Akşener'in burada Rusya ve Putin'i hedef alan açıklamaları dikkat çekti. Kemal Kılıçdaroğlu, Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye'nin Ukrayna'nın yanında durması gerektiğini belirterek iktidarı eleştirdi. Meral Akşener de uzun süredir Rusya'ya yaptırım talep ediyor ve Putin'i haddini aşmakla eleştiriyor.

Putin'in, Türkiye'de gaz merkezi kurmak istediklerine dair son açıklaması ise muhalefetin moralini iyice bozdu.

Bu açıklamalar karşısında CHP ve İYİ Parti cephesinden "Putin, Cumhur ittifakına katıldı" yorumları geldi.

CHP medyasında da Putin'in, 2023 seçimlerinde Erdoğan'ı seçtirmek için "AK Parti il başkanı gibi çalıştığı" değerlendirmeleri yapılıyor.

Muhalefet, yeni dünyada siyasetin ve iktidar mücadelesinin küresel bir niteliğe büründüğünü kavramaktan çok uzak. Eskiden siyaset kendin pişir kendi ye misali sadece içeriyle sınırlıydı. Dışarının içeriye etkisi kısıtlı ve örtülüydü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerel çeperleri aşarak dünya çapında siyasi-diplomatik bir aksiyon geliştirebildiği için Türkiye'yi küresel aktöre dönüştürebildi. Erdoğan'ın büyük bir lidere dönüşme sürecinin arkasında işte dünyadaki bu değişimi-dönüşümü görmesi gerçeği yatıyor.

FONDAŞ FOGGO

TAMER KORKMAZ / YENİ ŞAFAK

Hacer Foggo, Mister Kemal’in yeni gözdesi imiş.

ABD ziyaretinde, Bilimsel Kemal’e eşlik edenler arasındaydı.

Bay Kemal’in, Et ve Süt Kurumu’nun önünde yaptığı gösteri esnasında zuhur etmişti!

Foggo’nun kurucu üyesi olduğu “Açık Alan Derneği” ve dahi alt kuruluşu “Derin Yoksulluk Ağı” Atlantik’in öte yanından fonlanıyor.

Fonlayan da “Turkish Philanthropy Funds” adlı bir Amerikan vakfı!

İsminde geçen “Hayırseverlik” mi?

-Sivil Örümcek Ağı kapsamındaki bu kuruluşun “kulağa hoş gelen” paravanıdır! (…)

DERİN DESTEKÇİLER

Fondaş Hacer Foggo’nun derneğinin destekçileri arasında Heinrich Böll Vakfı ile NDI (National Democratic Institute) var!

Alman Heinrich Böll Vakfı, Türkiye’de Ruşen Çakır’ın Medyascope adlı sitesini de fonluyor.

Bu Alman istihbaratıyla bağlantılı derin vakfı, başka nereden hatırlıyoruz?

Heinrich Böll Stiftung’un da aralarında yer aldığı üç Alman Vakfı… Vaktiyle “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” başlıklı kitabından dolayı Necip Hablemitoğlu’na dava açmışlardı!

ALMANYA İZLENİMLERİM

ABDULLAH KARAKUŞ / MİLLİYET

Geçtiğimiz hafta Almanya’nın Frankfurt şehrindeydim.

Öncelikle Almanya ile vize sorunu büyük.

Bir arkadaşımın oğlu yüksek lisans için Münih’te bir üniversiteden burs ve davet almış.

Okul dönemi başlamasına rağmen hâlâ vize çıkmamış.

Başka öğrenciler de duydum vize verilmemiş ve bekletilen.

Frankfurt şehrine ise hem giriş zor hem çıkış.

Girerken niye geldiğime dair uzun uzun 15 dakika sohbet ettik.

Çıkarken de ayrıntılı gelişmiş makinelere girip çıktık. Sonra da uzun uzun üst araması.

El çantam didik didik arandı, hatta Polis geldi. Bir de o aradı.

Galiba Almanya’da Türk pasaportu ile dolaşmak zor.

BEYAZ SARAY KILIÇDAROĞLU’NU İZLİYOR

ORHAN BURSALI / CUMHURİYET

Boston bilim teknoloji ve ekonomi ağırlıklıydı, Washington ise daha çok siyaset ve tabii ekonomi. Washington şüphesiz ki siyasetin başkenti. Tonlarca, hemen her eğilimden etkin düşünce kuruluşu da aslında içte ve dışta politika üretiyor. Önceki gün Center for American Progress kuruluşu ile toplantısı vardı Kılıçdaroğlu ve kurmaylarının.

Toplantıya katılanların arasında ABD Dışişleri Bakanlığı’nda görevlendirilmiş 5-6 yetkili, birkaç senatörün ve başkan yardımcısı Kamala Harris’in bürosundan da katılanlar olduğunu öğrendik. Ayrıca savunma bakanlığından görevliler de toplantıyı izlediler.

Toplantıya katılanlar söz aldıklarında isimlerini söylüyorlar ancak söz almayanlar sadece dinleyici pozisyonunda kalıyorlar ve görevleri tam olarak bilinmiyor. Hükümet kanadından katılımcılar sadece dinlemekle yetinmiş, soru sormamışlar.

Kılıçdaroğlu çok kısa konuşma yapmış ve soruları yanıtlamış. Katılanlar çoğunlukla Türkiye üzerine uzmanlar.

Amerikan hükümeti tarafından alt düzeyde bile olsa 10 kişiyi aşkın yüksek katılım, şüphesiz siyasi ilginin bir göstergesi.

MANSUR YAVAŞ’IN ŞARTI

ABDÜLKADİR SELVİ / HÜRRİYET

İYİ Parti yöneticileri, “Mansur Yavaş aday olmalı ki biz de kendisini destekleyelim. Ama kendisi aday olmazsa İYİ Parti ne yapsın?” diyorlar.

Herhalde Kılıçdaroğlu’na rağmen Mansur Yavaş’ı aday gösterecek değiller.

Ama ben bir adım ileri gideyim. Kulislerde Kılıçdaroğlu ile Akşener’in anlaştığı konuşuluyor.

Şimdi gelelim o kulise. Mansur Yavaş ismi hep gündemde oldu. Mansur Yavaş da hep ismini gündemde tutacak işler yaptı. Ama ne adayım dedi ne aday değilim dedi. Mansur Yavaş’ın Kılıçdaroğlu’na rağmen aday olmayacağı büyük ölçüde netleşti. Ama adaylık iddiasından vazgeçmedi. Çünkü Mansur Yavaş’ın, “6’lı masa aday gösterirse ancak o zaman aday olurum” dediği söyleniyor.

Peki, 6’lı masa aday gösterir mi? 5’i anlaşsa bile Kılıçdaroğlu istemez.

Sonraki Haber