15 Mayıs Medyanın Halleri
Köşe yazarlarının gündemi... Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar...
FİLİSTİN BAYRAĞI YASAK DONSUZ ÇIKMAK SERBEST
ERKAN TAN-TAKVİM
Yukarıdaki başlık ve aşağıda okuyacaklarınız, Eurovizyon şarkı yarışması hakkında Aydınlık gazetesinin dünkü manşetinde yer alan ifadeler idi. Yaşananları çok güzel özetlemiş oldukları için tebrik ediyorum ve aynen size arz ediyorum...
"Dünya kamuoyunda sanattan çok siyasi sonuçları ile bilinen EUROVİZYON'da bu yıl en olaylı yarışmalarından biri yapıldı.
25 ülkenin şarkılarından çok sapkınlık konuşuldu.
LGBT propagandası azgınca yapıldı. Filistin bayrağı yasaklandı. Batı kuklası Ukrayna 3'üncü, soykırımcı İsrail 5'inci yapıldı.
Birincilik, etekle şarkı söyleyen İsviçreli erkek yarışmacıya verildi. Finlandiyalı şarkıcı sahneye yarı çıplak çıktı.
İspanya ekibi de erkek dansçılara tanga giydirdi. İşte Batı medeniyeti..." Sonuç olarak; küreselci elitlerin başlattığı toplum mühendisliğinin bir parçası olan, yozlaşmış bir kepazelik yaşanmıştır.
Bunlar olurken; aramızda yaşayan ve BATI PUTUNA tapanlar da bu örgütlü Küreselci Şeytanların gönüllü hizmetkarlarıdır. İnsan hakları, demokrasi çağdaş yaşam kavramlarının arkasına saklanıp sapkınlığı, sapıklığı, yozlaşmayı ve şeytani değerleri dayatıyorlar...
***
O BAŞKANI NASIL ATADIM?
SALİH TUNA-SABAH
İşin garibi işbu CHP'li çevrem hem AK Parti'yi adam kayırıyor, yandaşlarına torpil yapıyor diyerek yerden yere vuruyorlar hem de torpil talep ediyorlar.
Karşılık bulamayınca da bilmem nerde bilmem kim torpille göreve geldi demeleri yok mu?
İyi de bana ne güzel kardeşim?
Ayrıca, damat, gelin, kayınbirader cümbür sülalenin tıka basa CHP'li belediyelere doldurulmasını ne yapacağız peki?
Evet, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı pazarlıksız yani hasbi yani kalbi olarak hep destekledim, destekliyorum.
Lakin, AK Parti'nin her yaptığını ve her mensubunu da desteklemiyorum, desteklemedim.
Mesela, Davutoğlu döneminin Suriye politikasını eleştirdiğimiz için merhum Akif Emre ve Prof. Mahmud Erol Kılıç'la birlikte ölüm bildirileriyle tehdit edildik...
Özal'la başlayan ekonomi politikalarının yanlış olduğunu, el parasıyla büyümenin sonu olmadığını, tasarrufun şart olduğunu, behemehal "üretim ekonomisine" geçilmesi gerektiğini, yoksa ilanihaye bağımsız politikalar sürdürmenin mümkün olmayacağını da yıllar yılı dercettim.
Hazır yeri gelmişken şuncağızı da söyleyeyim: "Kızıl elma" ihtiyacını veya "ülküsünü" anlarım. Ama hiçbir zaman "Türkiye Yüzyılı" ifadesini terennüm etmedim. Aynı şekilde, "Ulu Hakan Abdülhamid Han" güzellemeleri de hiç yapmadım. Hele ki "Seni Abdülhamid'in yalnızlığına bırakmayacağız" analojisine aklım ermez. Aklı erenlere de bir şeycikler demem.
Demem o ki, AK Parti'ye oy veren herkes her konuda aynı düşünmek zorunda değil.
***
‘HEPSİNE ÇÖKECEĞİZ...’
MAHMUT ÖVÜR-SABAH
Düşünsenize mafya mensubu Serdar Sertçelik gözaltına alınıp elektronik kelepçeyle bırakılırken yurtdışına çıkabiliyor. Peki elektronik kelepçe izlenmemiş mi?
Haberde ayrıntıları var ama sadece şunu söyleyelim: "Bütün ihlaller Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Soruşturma Bürosu üzerinden emniyete haber verilmiş..."
Yani elektronik kelepçeli şüphelinin adım adım izlendiği, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü İzleme Merkezi tarafından tutulan kayıtlarda görülüyor ve polise de bildiriliyor. Ama gereği yapılmıyor.
Bu tablodan Ankara Emniyet Müdürlüğü içinde kümelenen birkaç polis müdür ve şefinin ortak bir hareket içinde olduğu anlaşılıyor. Ancak başka ayakları var mı bilinmiyor. İddiaya göre de hedeflerinde sadece adı geçen bakanlar, AK Parti milletvekilleri yok, MHP de var.
Yerel seçim sonrası siyasetin doğal mecrasında normalleşmesi beklenirken hatta CHP'nin ne zaman mızıkçılık yapacağı merak edilirken, birileri işi oraya bırakmak niyetinde değil ki, kirli planlar peşinde. Bu nedenle etkisi büyük olacak bir operasyon, sadece üç-beş polis müdürünün işi olamaz. Soruşturma sürüyor, ne çıkacağını göreceğiz ama görünen o ki, siyaset hatta hükümet o polis müdürlerini aşan bir operasyonla karşı karşıya...