16 Temmuz Medyanın Halleri

HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI

FETÖ BELASI

FUAT BOL / HÜRRİYET

Sayın Erdoğan’ın kararlı tutumuyla başlatılan FETÖ ile mücadele hız kesmeden devam etmelidir. Zira mahut örgüt, ‘takiye’ yaparak gözden ırak görülse de gerçekte, hemen her yerde tüm canlılığıyla hayatını sürdürmektedir.

Sittin senedir, devletin tüm kurum ve kuruluşlarının kılcallarına değin sinsice nüfuz eden, tıpkı ‘Haşhaşi’ (Hasan Sabbah’ın gözü dönmüş suikastçıları) bir yapıdan bahsediyoruz.

Bunların ne denli canavarca ruh taşıdıklarını 15 Temmuz 2016 gecesi gördük.

Seçimlerde oy verdikleri Kemal Kılıçdaroğlu’nun iktidara gelmesini büyük bir hevesle beklediler. Yurtdışındakiler, Türkiye biletlerini bile almışlardı. Sabırsızlıkla Sayın Erdoğan’ın gitmesini bekliyorlardı. Ama bilindiği gibi hevesleri kursaklarında kaldı.

Bu seçimler sonucunda, bir beş sene daha, inlerinde sürüngen hayatı yaşamaya mahkûm oldular.

Ne diyelim; şeytan azapta gerek!

HAFTANIN NOTLARI: 15 TEMMUZ

HAŞMET BABAOĞLU / SABAH

Üzgünüm...

Ama hatırlatacağım.

Çünkü tam günündeyiz ve bazı "yamukluklar"ın çok erken başladığını bilmek durumundayız.

15 Temmuz'dan dört ay sonra şöyle not düşmüşüm bu köşede:

"Bir tür ruhsal kayganlık ve pişkin bir kayıtsızlık... Bunu nasıl beceriyorlar, aklım almıyor. Sosyal medya sayfalarına bakıyorum, konuşmalarına kulak veriyorum, davranış ve düşüncelerini izliyorum...

İnanılır gibi değil! Sanki 15 Temmuz hiç olmamış gibi yaşıyorlar!

Hadi Kılıçdaroğlu dışarıdan üflenen tavsiyelere uyarak '15 Temmuz'u unutturma' stratejisi izliyor, onu anladık.

Fakat koca bir sosyal kesimin bu kadar kısa sürede zihninden silip atması kabul edilebilir bir şey mi? Sanki iki saatliğine bir film izlemiş de salonun ışıkları yanınca her şeyi unutmuş gibiler..."

Bazı "dikkat noktaları" çok kısa bir zaman içinde eri yip gidiyor.

"İnsan, nisyan ile malul", tamam da, ara ara bu kadar unutkanlık, bu kadar uyku fazla demeliyiz...

15 Temmuz'dan iki yıl sonra seçime gittik, malum.

CHP bir seçim beyannamesi hazırlamıştı o sırada.

230 sayfalık bir beyanname. İçinde FETÖ'nün kelimesi bile geçmiyordu. Üzerinde dikkatle durmalıydık. Olacak şey değildi. Oldurdular.

Beyannamede esas vurgu, kendi uydurdukları "20 Temmuz darbesi"neydi.

Sonra diyoruz ki, bugünkü muhalefet niye milli değil, niye şöyle, niye böyle?

Şimdi değil, bunu o günlerde bütün yönleriyle değerlendirmemiz gerekiyordu. Ne siyaset üzerinde durdu, ne de biz CHP'nin bu "numara"sını okurlarımıza yeterince hissettirebildik...

Milletin derinden derine...

Sükûnet içinde...

Lakin çok güçlü ve arifane bir teyakkuz hâli vardır.

15 Temmuz işte bu hakikatin apaçık kanıtıdır. Milletin düşmanlarını korkutan yanı da burasıdır.

FETÖ NEDEN BİTMEZ?

MURAT ÖZER / AKŞAM

Sadece Türkiye'de mi? Hayır. CIA'nın nüfuz alanını genişletmek istediği Orta Asya ve Afrika'da da benzer şekilde çalıştı. Üstelik pek çok ülkede hala varlığını koruyor. Örgütün gücü ABD'nin etki gücüyle doğru orantılı olarak değişiyor. Rusya'da varlık gösterememesinin sebebi de bu. ABD'nin etki alanının güçlü olduğu Balkanlar'da ve yine ABD'nin "Rus korkusu"yla hizaya getirdiği Avrupa ülkelerinde FETÖ'nün varlığını sürdürmesinin temel gerekçesi bu.

ABD, kullandığı aparatları son kullanma tarihi bittiğinde çöp kutusuna atar. İhtiyacı olduğunda ise onun önceden kendisine düşman olup olmadığına bakmaz. Bunun çok çarpıcı örnekleri var: ABD, Irak'ta faaliyet gösteren İran'daki molla rejiminin muhalifi "Halkın Mücahitleri"ni Irak-İran Savaşı boyunca desteklemişti. Fakat işler değişip Irak'a savaş açtığında iş tuttuğu örgütler artık İran yanlısıydı ve ilk gözden çıkardığı da Meryem Recevi'nin örgütü oldu. Eşref Kampı yerle bir edildi. Buna karşılık ABD, İran rejimi adına 1979'dan itibaren "içlerinde Batılı hedeflerin de olduğu" yüzlerce terör eylemine komuta eden Nuri El Maliki'yi Irak'a Başbakan yaptı.

NATO

TAMER KORKMAZ / YENİ ŞAFAK

Adana’daki İncirlik Üssü, FETÖ’nün darbe kalkışmasına “yardım ve yataklık” yaptı.

O gece, onlarca CIA ajanı FETÖ’nün “Yurtta Sulh” Cuntası ile birlikte hareket etti.

Papaz maskeli Andrew Craig Brunson bu ajanların lokomotif ismiydi!

CENTCOM’un (ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı) başındaki Joseph Votel…

FETÖ’nün başarısız darbe girişiminin ardından “ABD’nin iyi ilişkiler içinde olduğu askeri liderler tutuklandı” diye zırlıyordu!

FETÖ’nün darbe girişiminden altı gün sonra (21 Temmuz 2016) saat 10.22’de ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu adına kayıtlı bir numaradan aranan kişi Paralel İmam Adil Öksüz’dü!

15 Temmuz gecesi, Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanlarının rehin tutulduğu Akıncı Üssü’ne “Paralel Kurye” olarak gelen Mister Öksüz, Türkiye’den kaçtı ve Almanya’daki NATO Üssü’nde saklandı!

“Made in USA” NATO Gladyosu’nun terör örgütü olan FETÖ’nün, 15 Temmuz hain darbe girişiminde 252 vatan evladı şehit düştü.

Paralel Yurtta Sulh Cuntası’nın TRT’de okuttuğu darbe bildirisinde “Laikliğe ve de NATO’ya bağlılık” vurgusu yapıldı.

Darbe kalkışmasının ardından…

NATO görevindeki 462 subaydan 237’si hakkında FETÖ’den işlem yapıldı.

Bu askerlerden 200’ü, “Geri dön!” çağrısına uymadı.

ABD’NİN KARIN AĞRISI FETÖ’YE VURULAN DARBE

TUNCA BENGİN / MİLLİYET

Dolayısıyla, 15 Temmuz’da kendilerini üniformayla kamufle eden hainlerle birlikte ABD de suçüstü oldu aslında. Çünkü bu alçak casus ağını Türkiye’nin içine sokan ve onu gerektiğinde eylem yapabilecek, darbe yapabilecek hale getiren bizzat ABD… FETÖ denilen hain yapı TSK içinde virüstü; başkasından emir alıyorlardı, şunu yapma ya da bunu şöyle yap deniyordu. Komuta kademesi içinde olanlar da vardı, onlar da, hepsi temizlendi artık.

Kısacası, dememiz o ki yedi yıl önce 15 Temmuz hainliği nedeniyle sıkıntılı günler yaşayan TSK, o karanlık günden bu yana başta FETÖ olmak üzere PKK/PYD/YPG ve DAEŞ dâhil tüm terör örgütlerine karşı amansız bir mücadele verdi, veriyor. ABD’nin bütün kirli çamaşırları da ortaya dökülmüş durumda. Hani her şerde bir hayır vardır derler ya, işte 15 Temmuz hainliği de bir anlamda öyle. Neyse ki kendi halkına ateş eden, devletin kurumlarını işgal edip dağıtan, milletin meclisini savaş uçaklarıyla bombalayan o hainler gereken dersi aldılar ve bugün kokpitte, tankta, topun başında, özel kuvvetlerde vatansever gerçek askerler var. Kullandıkları silah sistemleri, mühimmatın da artık büyük çoğunluğu yerli ve milli.

HÜKÛMET GAZETELERİ BATI’DAN BAKMAYA SÖZCÜ VE CUMHURİYET GÖRMEMEYE BAŞLADI

Türk milletinin ve ordusunun direnişiyle bastırılan Amerikancı 15 Temmuz Darbe Girişiminin bu yılki kutlama ve anmalarında ABD ve CIA vurgusunun azalması dikkat çekici… Olaya değinen köşe yazarları daha çok “Türkiye’nin düşmanları, dış güçler, emperyalizmin piyonları, küresel güçler” ifadelerini kullandı. Sadece Yeni Şafak yazarı Tamer Korkmaz iki gündür satır satır ABD-CIA ve NATO parmağını olgularla yazdı. Diğer yazarlar ise daha genel sözlerle andı. Bazıları ise başka konulara girdi.

Manşetlerde ise ABD ve NATO değil hamaset vardı. Bunda Hükümetin Bati ile arasını düzeltme hamlesinin etkili olduğu gözlendi. Muhalif yayınlarıyla dikkat çeken Sözcü ve Cumhuriyet gazeteleri ise 15 Temmuz’a küçük bir haber ile değindi. Cumhuriyet gazetesi birinci sayfadan “7. yılında FETÖ Hareketi” başlığıyla bir değerlendirme yaptı. Cumhuriyet’in değerlendirmesinde ne hikmetse ne ABD, ne NATO ve ne de AB vardı. Oysa FETÖ’cüler Avrupa ülkelerinde cirit atıyor. 15 Temmuz darbe girişiminde ABD parmağı baştan sona sırıtıyor.

Sonraki Haber