17 Ocak Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

ERDOĞAN, BAHÇELİ VE AKŞENER’İ ARADI MI?

Abdülkadir Selvi - Hürriyet

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MHP Lideri Bahçeli ve İYİ Parti Lideri Meral Akşener’i arayarak saldırı hakkında bilgilendirdiğini ama Özgür Özel’i aramadığını savundular. Hatta “Meral Akşener, Cumhur İttifakı’na dahil oldu” diyenler çıktı. Oysa Meral Akşener’in 6’lı Masa’da olduğu dönemlerde de bu tür konularda duyarlılık gösterip Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aradığını çabuk unuttular. Bu olay üzerinden dahi Meral Akşener’i linç etmeye çalıştılar. Oysa işin gerçek yüzü çok farklıydı. Bir telefonla öğrenilecek kadar yakınlarındaydı. Ama onlar gerçeği öğrenmek yerine algı operasyonu yapmayı tercih ettiler. Şimdi gelelim işin gerçek yüzüne. Şehit haberlerinin geldiği gece Bahçeli ve Akşener, saldırı hakkında bilgi almak ve terörle mücadelede desteklerini bildirip, taziyede bulunmak üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arıyorlar. Yani Erdoğan iki lideri seçerek arayıp bilgilendirmiyor. Bahçeli ve Akşener arıyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan da iki lidere gösterdikleri dayanışma için teşekkür ediyor. Olay hakkında bilgi veriyor. Onların önerilerini dinliyor. Bu işin iktidarı ve muhalefeti mi olur? Bugün görüşmeyeceklerse daha ne zaman görüşecekler? Şehitler hepimizin.

EMPERYALİZMİN TERÖR SİLAHI BAŞARAMAYACAK

Yaşar Hacısalihoğlu -Akşam

Verdiğimiz mücadele milli mücadeledir. İstiklal mücadelesidir. Bu kahpe saldırının öncekiler gibi asıl faili, ABD emperyalizmi ve onun uzantısı Siyonist, soykırımcı İsrail'dir. Bu kahpe saldırının asıl faili, azmettiricisi; "vaat edilmiş topraklar" safsatasına iman eden Siyonist-evanjelist çetedir. Artık net olarak ifade edilmelidir ki, Türkiye terör örgütlerine karşı mücadele ediyor ama asıl emperyalist ülkelerle savaşıyor. PKK terör örgütünü yöneten ABD ve İsrail'dir. ABD-İsrail; PKK terör örgütüne "destek oluyor" ifadesi gelinen noktada yetersizdir ve asıl gerçeği tam olarak ifade etmez. Asıl olan; emperyalist kirli planın parçası, maşası yapılan PKK terör örgütünün emperyalizme hizmet etmesidir. Yani PKK'nın hedefine destek olan ABD-İsrail değil, ABD-İsrail'in hedefine destek olan, kullanılan PKK'dır. Tabii bu kirli ilişkide, PKK terör örgütünü yeniden canlandıran, eğiten, donatan, her türlü sofistike silahları veren ABD-İsrail'dir. Şimdi kirli, şer planında PKK'dan istediklerini harfiyen uygulamasını istemektedir. ABD'nin Merkez Kuvvetleri'nin (CENTCOM) PKK terör örgütüyle Suriye'nin kuzeyinde yaptığı, adına "tatbikat" dedikleri hazırlıklar, terör saldırısı provalarıdır. Suriye'nin kuzeyine DEAŞ bahanesiyle yerleştirdiği PKK'yı koruyup, kollayan ABD, bu uğurda NATO müttefikinin SİHA'sını düşürmüştür. ABD'nin başındaki zat da Suriye'nin kuzeyindeki ABD askerinin varlığının süresinin uzatılma gerekçesini, Türkiye'nin burada ABD'ye olağandışı tehdit oluşturmasına dayandırmıştır. Okyanuslar ötesinden gelip, terör örgütleriyle bölgeyi dizayn etmeye çalışanın tehdit gördüğü Türkiye, emperyalist kirli şer planının engelleyicisi, bozucusudur.

RUSYA KIZILDENİZ DENKLEMİNİN NERESİNDE?

Yusuf Dinç - Yeni Şafak

Sonraları Amerika’nın bölgede hissettirdiği ağırlığıyla bu etkisi azalmış ve Sovyet sonrası dönemde de yeterince güçlendirilememişti. Diğer taraftan İran’ı ambargo altında tutmanın bir anlamda Rusya’yı sıcak deniz ambargosuna tabi tutmak anlamına geldiği de hiçbir zaman unutulmamalıdır. Kızıldeniz’deki sıkışmanın İran’ı kendi kıskacından çıkarabileceği de… Yemen’deki Husilerin arkasında İran var. İran’ın arkasında da Rusya. Fakat Rusya agresif değil. Bu istikrarsızlık ortamında Ukrayna ile de uğraşırken çok fazla cepheye yayılmak Ruslar için makul olmadığından... Üstelik ABD, Kızıldeniz’i bile isteye istikrarsızlığa itip Avrupa’yı zayıflatırken işler Rusların istediği gibi gitmektedir. Hem Ruslar, sıcak deniz sevdasını şimdilik askıya alıp soğuk denizlerde var olan hakimiyetini kaybetmemeye odaklanmayı tercih etmiş olabilirler. Kuzey Buz Deniz’inde buzlar artık yol açıyor ve gemi teknolojileri buzlu denizde seyir için geliştiriliyor. Rusların Karadeniz’deki kazanımlarının olağanüstü boyutlarda olduğunu da not edeyim. Sonuçta Rusya’yı paylaşma, daha doğrusu yağmalama, planı hala masada ve iştah kabartıcı. Hem Hindistan ve Çin Avrupa pazarlarını kaybediyor olmalarına rağmen kayıtsızken Ruslar sorumluluk almayacaktır. Kuzey Koridoruna ilgiyi yöneltmek onlar için daha doğrudur. Olur da ABD ile Çin savaşa tutuşursa diye Ruslar aradığı fırsatı sabırla bekleyecektir.

PENÇE- KİLİT

Melih Aşık - Milliyet

Pençe Kilit Harekâtı’ndaki dramatik gelişme konuşulurken ekrana çıkan bazı figürlerin iki özelliği dikkati çekiyor... Bir... Bilmedikleri konuları biliyormuş gibi yapıyorlar... Boş laflarla ekran başındakileri meşgul ediyorlar. İki... Bir kısmı da siyaset yapıyor... Bilgi vermeye değil, tarafını tuttuğu siyaseti korumaya rakip siyaseti suçlamaya çalışıyor. Ulusun geleceği konuşuluyormuş... Toplumun büyük kesimi acı çekiyormuş. Umurlarında değil. Bir yerlere yaranmak duygusu hepsine ağır basıyor... Savaşta her türlü sonuç ortaya çıkabilir. Önemli olan özeleştiri yapmak, eleştirilerden yararlanmak ve doğruya yönelmek... Savaşı ve dış politikayı, iç politika malzemesi yapmak birkaç oy getirir ama hataları düzeltmez. Yeni yıkımlara yol açar. “Kuzey Irak’taki PKK saldırılarını Ortadoğu’daki gelişmelerden ve Türkiye’nin dış politikada karşı karşıya geldiği İsrail’den ve ABD’den ayrı düşünmek doğru değildir.”- E.Gen. Nejat Eslen

Sonraki Haber