18 Mart Medyanın Halleri

Hazırlayan: Beyhan Korkman

'BERAT ALBAYRAK AB VE NATO’DAN BİR HAYIR GELMEYECEĞİNİ GÖRDÜ'

HINCAL ULUÇ / SABAH

Berat Albayrak, bizi yarım asırdır oyalayan ve bin bahaneyle içine almayan bir Hıristiyan Kulübü Avrupa Birliği'nden de, Amerika'nın Avrupa'yı oyuncak gibi kullanmak için kurduğu NATO'dan da, ülkemize bir hayır gelmeyeceğini fark etmişti. Hem AB, hem NATO için Türkiye, 80 milyonluk nüfusuyla iyi bir tüketim ortamı, NATO'nun Avrupa'daki en büyük ordusuyla, Amerika'nın Orta Doğu ve Orta Asya heveslerinde rahatça kullanmak istediği bir güçtü. AB ve NATO, yüzü Batı'ya dönük Türkiye Cumhuriyeti halkı ve ordusunu, kendi işlerine ve keyiflerine göre kullanmak istiyorlardı. Türkiye de ilişkileri bakımından onlara mahkûmdu.. Ya da biz öyle sanıyorduk.. Ama özellikle Türk cumhuriyetlerinde büyük işler yapan Çalık Holding'in CEO'su Albayrak, sık sık Doğu'ya gidiyordu ve Mevlânâ gibi, Sezen Aksu gibi, "Işık Doğu'dan yükselir" lafının ne kadar doğru olduğunu gördü..(…) Dünkü Türkiye ile bugünkü ayni mi?. Doğu'nun korkusundan Batı'ya adeta köle olmuş Türkiye ile Doğu'yu yanına alıp Batı'yla nihayet eşit koşullarla sahaya çıkma fırsatını yakalayan ve tekrar ediyorum, son olaylar gösterdi ki, bunu kullanmaya başlayan Türkiye aynı mi?

'SOSYAL MEDYA FİNANSÇILARI YURT DIŞI İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİNE ÇALIŞIYOR'

SALİH TUNA / SABAH

Berat Albayrak mezkûr kitabında, Türk Lirası'na dayalı varlıklara karşı güvensizlik oluşturmak için sözde finansçıların ağız birliği yaptığını vurguladıktan sonra şöyle diyor: "O dönemde sosyal medya ve Youtube kanalları üzerinden yorum yapan bazı finansçıların bir kısmının yurtdışı istihbarat örgütleri ile ilişkilerinin devletimiz tarafından tespit edildiğini de burada ifade etmek isterim. Herhalde ilgili kurumlarımız bunların toplumsal algıyı zehirlemesine engel olmak için gereken tedbirleri alıyordur!"

Soralım: Alıyor mudur? Ben şahsen bilmiyorum.

İFLAH OLMAZ NATO’CULARIN 'YENİDEN BATI' FIRSATÇILIĞI

TACETTİN KUTAY / AKŞAM

Elbette, politik mihrabı Türkiye olanlar, böyle bir durumda Türkiye'nin çıkarının ne olacağını ve kendisini nasıl bir tutum ile en kârlı şekilde konumlandıracağını düşünür. Buna mukabil iflah olmaz NATO'cularımız, bu konjonktürü Batı ile yeniden bir alt hegemonyal ilişki tesis edebileceğimiz bir fırsat olarak okumayı tercih ediyor ve bunu öneriyor. Diyorlar ki, ayağımıza kadar gelen bu altın fırsatı NATO'ya drahoma olarak verelim de, abilerimiz bizi yeniden iyi sevdicekleri arasında zikretsin. Amerika bizi yeniden daha az zararlı ve daha az tehlikeli olarak görsün.

Ne olacak peki? YPG'ye verilen silahlar geri mi alınacak? Dedeağaç'a konuşlandırılan Amerikan askerleri ülkelerine mi dönecek? Ne olacak nasıl bir iyileşme bekliyorlar, anlayabileniniz var mı?

Buna mukabil, kör kör gözüne parmağım yapmayı teklif eden NATO karşıtlarımız da var. Diyorlar ki, NATO ile iyi kötü sürdürdüğümüz ve hegemonyal ilişki sınıfından çıkardığımız için giderek daha da hassaslaşan ilişkimizi koparıp atalım bu vesileyle. Onlara kalsa, bize vermedik zarar kalmayan NATO'yu paketleyip kapının önüne koymak için bundan iyi fırsat olmaz. Peki Türkiye'nin çıkarına mıdır bu? Elbette değildir, çünkü denge politikamızı yitirdiğimiz anda, iki taraftan birine eşit olmayan bir ortaklıkla dahil olacak olduğumuzu bilmeyen yok.

Hazırlayanın Notu: Vatanseverliğini çok iyi bildiğimiz Tacettin Kutay hocamızın yeniden Batıya bağlanma fırsatçılığına eleştirisi ve tam bağımsızlık vurguları çok kıymetli. Fakat sonunda NATO’nun içinde kalarak bağımsız konumumuzu koruyacağımız fikrine katılamıyorum. Batı ile dengeli ilişki ABD’nin üye ülkeleri kontrol aygıtı olan NATO’nun içinde kalarak değil, onun dışına çıkarak olur. NATO bize darbe, dayatma ve tehdit dışında bir şey getirmedi. Bunun yanında Türkiye’nin Asya’da konumlanması ekonomide önümüzü açacak, fırsatları daha iyi değerlendirmemizi sağlayacak.

KARAR YAZARI FİTNE PEŞİNDE

İSMET BERKAN / KARAR

Bu sefer de, Süleyman Soylu’nun demeci, Erdoğan’a karşı verilmiş bir çeşit ültimatom gibiydi bana soracak olursanız. “Rusya’yı bırakıp Batıya yanaşma” diye mesaj veriyor Soylu, kendi Cumhurbaşkanına. Toplumda, gazete köşe yazarlarında yaşanan Rusçu-Batıcı bölünmesi acaba hükümette de mi var? Bizim Rusçularımız, aynı zamanda “millici” ve her ne demekse “tam bağımsızlık” yanlısı. Bu konuda mesela Süleyman Soylu ile Cumhuriyet gazetesinin bazı yazarları kolayca yan yana gelebiliyor. Daha ilginci Berat Albayrak da aynı yere kolayca yerleştirilebilir.

BEKİ, UMUDUNU BATI'NIN TÜRKİYE’YE YAPTIRIM UYGULAMASINA BAĞLAMIŞ

AKİF BEKİ / KARAR

Savaş uzadıkça da Putin’in beka sorunu büyüyor. Ukrayna’nın altından girip üstünden çıkmaya, askeri güçleri yeterdi. Fakat ekonomilerinin nefesi yetmiyor. Zaman uzadıkça oksijenleri tükenmiyor olsa taleplerini küçültmez, beklentilerini değiştirmez, ara çözümlere kapı açmazlardı. Uzlaşmaya yanaşıyor, diplomasiye şans tanıyorlarsa kapana kısıldıklarındandır. Bu çapta bir tepki, bir dış güç kuşatması beklemiyorlardı. Ve çember, her geçen gün daralıyor. Boğazını sıkan küresel eller, Rusya’nın bile nefesini bu kadar hızlı kesebiliyorlarsa...Daha mütevazı ekonomiler, böyle bir operasyona kaç gün dayanabilir! Rahat olun, itimat edin; Berat Albayrak, Türkiye için tehlikenin geçtiğini zaten kitabında yazıyor. Artık dış kaynaklı spekülatif saldırılara karşı ekonomimiz, çok daha dayanıklı ve korunaklı. Dış güçlerin elinden, saldırı araçları hamdolsun alınmış. Fakat Berat Bey’in geçmişte kaldığını söylediği tehdit, acaba gerçek miydi? Rusya’nın başına gelenler, Türkiye’nin başına çok şükür hiç gelmedi, getirilmedi. Putinsiz Rusya istediklerinde, neler yapabildikleri görülüyor. Putin’le ilişkili oligarklara, dünyayı nasıl dar ettikleri ortada. Erdoğansız Türkiye istedilerse bile bunu yapmadılar. ABD’si Avrupa’sıyla Batı, topyekün bir operasyon çekmedi.

'MİLLET İTTİFAKINDA İKİ MODEL'

ABDÜLKADİR SELVİ / HÜRRİYET

AK Parti ve MHP’nin teklifi küçük partilerin üzerinde bir şok etkisi yaptı. Onların ittifaklar yoluyla barajı aşıp parti genel başkanlarını Meclis’e sokma planı suya düştü.

Ama küçük partilerin arayışları hemen başladı. İki model üzerinde çalışıyorlar.

1) Millet İttifakı olarak ortak cumhurbaşkanı adayı çıkarılsın. 6 parti ortak cumhurbaşkanı adayını desteklesin.

2) Küçük partiler CHP listelerinden seçime girmesin. Muhafazakâr seçmen CHP’ye oy vermekte zorlanabilir. Onun yerine Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA ve Demokrat Parti milletvekili seçimlerine Saadet Partisi ya da üzerinde ittifak edilecek bir diğer partinin listelerinden girsin.

Sonraki Haber