18 Mayıs Medyanın Halleri
HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI
DEPREMZEDELERE KÜFÜR ETME ALÇAKLIĞI
NEDİM ŞENER / HÜRRİYET
Ancak bu kez bir adım daha ileri gittiler; duymaya alışık olduğumuz bu hakaretlere 50 binden fazla insanımızı kaybettiğimiz depremde, evleri ocakları yıkılan depremzedelere organize biçimde edilen küfürler eklendi.
6 Şubat’ta kelimenin tam anlamıyla yerle bir olan 11 ilimizde, Cumhur İttifakı’nın beklenenin üzerinde oy alması, cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın oylarının önde çıkması sonrası kendisini CHP’li diye tanıtan ünlü ünsüz kişilerin, yurtiçinden ve yurtdışından yine kendisine “sosyal medya fenomeni” denilen kişilerin hakaret ve aşağılamaları tam bir nefret suçu tam bir alçaklık.
Onları bu kadar azgınlaştıran tablo şu: Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın Kahramanmaraş’ta yüzde 71.8, Hatay’da yüzde 48, Adıyaman’da yüzde 66.2, Malatya’da yüzde 69.3, Gaziantep’te yüzde 59.7, Adana’da yüzde 50.8, Elazığ’da yüzde 67.1, Kilis’te yüzde 65.5, Osmaniye’de yüzde 62.3 ve Şanlıurfa’da yüzde 62.3 oy alması.
Oysa sadece bir seçim yaptık ve insanlar tercihlerini bu yönde kullandı. Herkesin oyları gibi onlarınki de saygıdeğer. Ama bu bölgede yaşayan insanlara böylesine hakaret etmeleri için “alçaklık” demekten kendimi alamıyorum. Kusura bakmayın ama, köşemde bu kelimeyi kullandığım için okurlarımdan özür dilerim ama, siyasi tercihlerinden dolayı hakaret ve küfür yanında depremzedelere edilen beddua ve hakaretler için “alçaklık” kelimesinden başkasını bulamadım.
Depremzedelere yardım ettiğini, erzak, para ve eşya gönderdiğini söyleyen bazı kişiler hiç utanmadan ihtiyaç sahibi insanlara “Emeklerimiz haram olsun” diyerek bundan sonra yardım yapmayacaklarını söylediler.
KILIÇDAROĞLU NASIL DOLANDIRILDI
MELİH ALTINOK / SABAH
CHP'liler, Nasreddin Hoca gibi "Yediğimiz ciğerse kedi nerede" diye soruyorlar...
Haklılar. CHP'nin oyu yüzde 25'te kaldı. Bu oran, partinin oylarını tavan yaptırdığı söylenen Kemal Bey'in oyuysa diğer 4 genel başkanın oyu nerede?
Evet CHP'li seçmenin oyu, okyanus ötesi partilerin midesinde. Önümüzdeki dönem parlamentoda bu oylarla grup kurup geviş getirecekler. CHP'ye gram katkıları olmadığı halde tam 37 vekil kazandılar. Dahası "Aşırı bilinçliyiz" diyen CHP seçmeni ikinci turda kendisini cumhurbaşkanı seçtirebilirse Kemal Bey bu dört partiye birer de bakanlık verecek. Yetmeyecek, dördünün genel başkanını cumhurbaşkanı yardımcısı atayacak.
Ne strateji ama!
Şaka bir yana, koskoca bir adam düşünerek hem kendi hem de CHP seçmenin ayağına sıkmaya ikna olur mu? Kandırılmış, dolandırılmış olmalı mutlaka!
Söyleyin, sizi kim kandırdı Kemal Bey?
ABD'de ortadan kaybolup 8 saat hamburger yediğiniz dostlarınız mı?
Danışmanlarınız mı?
Görevden aldığınız ancak istifa ettiğini söyleyen CHP'nin bilgi ve iletişim teknolojisi sorumlusu Onursal Adıgüzel mi?
Sabah akşam "Davutoğlu, Babacan AK Parti'yi bölüyor" diyen, PR yapan "Candaş medyanız" mı?
Kendinden çok emin şekilde aylardır yazdıklarını, söylediklerini şimdilerde "miş"li "muş"lu rivayet geçmiş zaman ekleriyle anlatmaya başlayan Halk TV yorumcusu Mehmet Tezkan mı mesela?
Beyefendi, "Demek ki Babacan'ın da, Davutoğlu'nun da tabanı yokmuş. AKP'den kimseyi peşlerinden sürükleyememişler. Şişirilmiş balonmuşlar. Kâğıttan kaplanmışlar... Kendilerini iyi pazarlamışlar!.." diyor da...
Belki de Kemal Bey'i kandıran, Muharrem İnce'ye montaj kaset operasyonu çekmekten tutuklanan zat da dâhil çalıştığı anket şirketleri sahipleridir.
Yoksa hepsi beraber mi?
BU SAATTEN SONRA KİMSE SİZE İNANMAZ!
HİKMET GENÇ / AKŞAM
Şunu da söyleyelim. Millet bir karar vermiş.
Millet, "ikinci tura kalsın, 'Erdoğan' ve 'Kılıçdaroğlu'" yarışın demiş.
Eyvallah. Herkes sandığa saygı duyacak. Millet sandıkta konuşur.
Ve fakat şunu da söylemek isterim. Yıllardır dillendiriyoruz itirazımızı.
İşte o 14 Mayıs gecesi Türkiye'deki siyasetin bir özetiydi. Bir daha uyandırdı. Tüm gerçekler bir kez daha tüm çıplaklığıyla ortaya döküldü. Yine muhalefetin yalanları, kurguları, aldatmacalarıyla karşı karşıya kaldı bu millet. Bunda da bir hayır vardır.
Her ne kadar parti yönetimlerine kızsak da, muhalif seçmen her yurdum insanı gibi feraset sahibidir. Ve bunları hak etmiyor.
Muhalefet tüm inandırıcılığını yitirdi. Uyuma taklidi yapan seçmen de kalmadı. İşte bu yüzden,
İktidarıyla muhalefetiyle 'Türkiye Yüzyılı'na uyanacağız İnşaAllah 29 Mayıs sabahı...
KORSAN İTTİFAK ÇÖKTÜ
KADİR YILDIZ / TÜRKGÜN
Seçim sonuçları 7’li masanın kurduğu korsan ittifakın gerçek yüzünü de anında deşifre etti. Milli iradenin gaspına yönelik seçim günü “kazanıyoruz”, “öndeyiz” gibi açıklamalarla başlayan süreç, deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın tercihlerinin horlanması ve “7 kat yerin dibine girin” beddualarıyla devam etti.
Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 44,87 oy alarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 5 puan gerisinde kaldı. Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı ama Kılıçdaroğlu da yaklaşık 3 milyon fark yedi. Bu sonuç 28 Mayıs’ta Sayın Erdoğan’ın yeni zaferini müjdeledi. Bunun farkında olan Kılıçdaroğlu da hiddetinden “Buradayım be buradayım” diyerek masaları yumrukladı.
TBMM’de 213 milletvekili kazandılar. Parlamenter Sistem’e dönüş hayalleri tamamen rafa kalktı. Aziz milletimiz üçüncü kez Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin devamına onay verdi ve bu defteri bir daha açılmamak üzere kapattı. CHP 169 milletvekili kazandı ama bunun 36’sını da kontenjan ayırdığı DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti’ye verdi. 24 Haziran 2018 seçimlerinde kazandığı 146 milletvekili sayısını 133’e düşürmüş oldu. Yüzde 25 olan oyunu yüzde 25,4’e yükselten bu dört partiyi bedavadan Meclise soktu.
Meral Akşener partisinin oylarının en az yüzde 15 olduğunu iddia ediyor, başbakanlık düşleriyle avunuyordu. Partisinin yüzde 9,95 oy alması sonrası sinir krizi geçirip dizlerini döven Akşener’in evinin yolunu tutmaktan başka çaresi kalmadı.
TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ NEDEN YÜKSELDİ?
ÖZAY ŞENDİR / MİLLİYET
“Müttefik” ABD’nin Genelkurmay Başkanı PKK’nın Suriye kolunun kamplarında dolaştığı, PKK, Suriye kolunun başındaki ismin konvoyu ABD askerlerince korunduğu için,
Başta Almanya olmak üzere, “Müttefikler”in uyguladığı örtülü ambargo vatandaş tarafından gayet net görüldüğü için,
Başta “Müttefik” Fransa olmak üzere, Ege’ye, Doğu Akdeniz’e kıyısı olmayan ülkelerin yaşanan her sorundan Türkiye’yi sorumlu tutan açıklamaları ve silah satışında dengeyi Atina lehine açık ara bozdukları için,
Dedeağaç’a yapılan ABD askeri yığınağın, Girit’teki Souda üssüne yapılan ek yatırımların ne kadarının Türkiye’ye karşı olduğu konularda kafalardaki soru işaretleri büyük olduğu için,
Kürt milliyetçiliği yükselen değer haline getirilirken, Türk’üm demek kafatasçılık sayıldığı için,
Kandil’in siyasete müdahalesini saklama gereği bile duymayan umursamazlıktan ve Yeşil-Sol sözcülerinin konuşmalarında savaş esiri anlamına gelecek “tutsak” kelimesini çok rahat kullandıklarından dolayı Türk halkı kendini tehlikede hissetti ve milliyetçi oylar yükseldi.
Bu yükselişi dünyadaki eğilimlerle açıklamaya çalışmadan önce Türkiye’deki sosyolojiye bakmak lazım.