1961 Anayasası’nda olanların yanında neler yok?
Altı Ok, Cumhuriyet Türkiye’sinin bağımsızlığına, dış ilişkilerine, barışçılığına, içteki birliğine, merkeziyetçiliğine, kamuculuğuna, modernliğine, ekonomisine ve gelişmesine katkı ve esin kaynağı olan ilkelerdir. Bunların hepsine ihtiyacımız devam etmektedir
27 Mayıs Salı günlü Aydınlık’ta değerli ağabeyimiz Ceyhan Mumcu ile Mustafa İlker Yücel’in mutat söyleşisinde (“1961 Anayasası’nda Neler Var?”), yeni bir anayasada da olması gereken 1961 Anayasası’ndaki olumlu özelliklerin neler olduğunu okurlarımız yeniden öğrendi.(1) Çok güzel.
Ek olarak başka önemli bilgilendirmeler de bulunuyor.
Zaten bugünlerde “yeni” anayasa konusu tekrar tartışılıyor. Herkes neyi doğru ve önemli görüyorsa onun olması gerektiğini belirtiyor, belirtecek. Anayasada olmaması gereken şeyler konusunda ise henüz tam açıklanmayan bir mutabakat var gibi görünüyor. Örneğin, terörü, federalizmi, eyalet sistemini, ayrılıkçılığı, etnikçiliği, “kimlikçiliği”, bölücülüğü vb. çağrıştıran ve davet eden ifade ve konuların geniş etkili kesimlerin (en azından bütün milli kesimlerin) onayını almadığından veya almayacağından söz edebiliriz.
PKK/DEM ile anayasa tartışması yürütmeyi aklından geçirenlerin bu konuda bir gelişme sağlayamayacakları ortada. Ayrıca ayrılıkçı ve terörizme destek veren partilerin kapatılması ile ilgili tutukluğun sürdürülme şansı yok. Nereye kadar? Önünde sonunda Anayasa Mahkemesi’nin ayrılıkçılığa zaman kazandırmasının ve devletin terörizme büyük paralar vermesinin, ödemesinin sonu gelecek.(2)
Ceyhan Mumcu, 1961 Anayasası’nın “üstünlükleri” ve (bizce) meziyetleri olarak saydığı özellikler, Batı dünyasında İkinci Dünya Savaşı sonrası anayasal temeller halini aldı, adeta evrenselleşti. Elbette bunların yeni anayasada yer alması savunulacak ve yeterince destek görecektir. 1961 Anayasası’nın gerisine düşmemek, doğru bir hedeftir. Bu konuda büyük zorluklar da yaşanmayacaktır. Ancak ölçüyü 1961 Anayasası’nda olmayan şeyleri de akla getirerek çözüm aramak herhalde daha doğrudur. Çünkü “olan şeyler” yeterli değildir!
ALTI OK DIŞARIDA BIRAKILDI
1961 Anayasası, o zamana kadar gelen Anayasa’daki çok önemli bir maddeyi ihmal ederek, Anayasa dışı bırakarak hazırlanmıştır. 1937’de Cumhuriyet’in teminatı olarak Anayasa’da yer alması düşünülmüş ve uygun görülmüş olan Altı Ok’u 1961’deki Anayasa hazırlayıcıları şart görmemişlerdir. Bildiğimiz kadarıyla bu konuda geniş ve gürültülü tartışmalar da yapılmamıştı. Demek ki Altı Ok’la ilgili olarak gizli olmayan ama açıkça da yürütülmeyen bir mutabakat bulunuyordu.
Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve Devrimcilik olan Altı Ok, her birisi diğerlerini destekleyen ilkelerdi. “Türkiye Cumhuriyeti”, başarılarını, altısı bir araya getirilip bütün oluşturmadan önce ve sonra, CHP programına girmeden önce ve sonra, yaşamının tamamında Altı Ok’a borçludur.
Anayasamızdaki Altı Ok’tan, kendisi “milli ve yerli” bir “madde” olmasına rağmen vazgeçilmişti. Üstelik Altı Ok’un önemi, günümüzün sorunları bakımından Türkiye için arttıkça artmış, Cumhuriyet’in kayıplarını önlemenin vazgeçilmez ilacı ve tedavisi haline gelmiştir. Dahası Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili çerçevesini parçalamış Altı Ok, bugün neredeyse bütün ekonomik, siyasal ve ideolojik zorluklar yaşayan ezilen milletlerin ve ülkelerin, hatta Ok’ların çoğuyla bütün dünya için yapışılması gereken ilkeler oldukları ortaya çıkmıştır.
TARİH TEKERRÜR ETMESİN!
Bu yüzden her “yeni anayasa” bahsi geçtiğinde anayasal ilkeler olan Altı Ok’tan söz ediyor ve onu kamuoyuna hatırlatmaya çalışıyoruz.(3) Dolayısıyla, “yeni anayasa” dendi mi, Altı Ok’u gündeme getirme fırsatı çıkmaktadır diye düşünüyoruz.
1961 Anayasası’na Altı Ok’un neden girmediği, neden Türkiye’nin Altı Ok’un önemine dikkat etmediği, neden vazgeçilmezliğin farkına varılmadığı(4) başka bir araştırma ve tartışma konusudur, ancak yeni bir Anayasa için bunun önemini kimse inkâr edemez.
1961 Anayasası’nda olması gerekip de olmayan şeyin ne olduğuna işaret ettik. Neden olmadığı konusu da ele alınmalı, bugün açısından anlaşılmalıdır. Tekrar aynı şeyi yaşayacağız. Tarih tekerrür etmesin!
Türkiye’nin hayatî ve siyasal ihtiyacı, içinde Altı Ok’un bulunduğu bir Anayasa’dır. Altı Ok, gerek bağımsızlık mücadelemizin, gerek üretim devriminin ve gerekse siyasal düzenimizin yürümesinde en önemli olan açıkları kapatacaktır.
Ekonomi-üretim-yönetim sistemi bağımlılıklar içindedir. Bu sistem, halkçılık, kamuculuk, devletçilik, plancılık olmadan ve bunlar birbirleriyle uyumlu hale getirilmeden kurulamaz ve yürütülemez.
Altı Ok, Cumhuriyet Türkiye’sinin bağımsızlığına, dış ilişkilerine, barışçılığına, içteki birliğine, merkeziyetçiliğine, kamuculuğuna, modernliğine, ekonomisine ve gelişmesine katkı ve esin kaynağı olan ilkelerdir.
Bunların hepsine ihtiyacımız devam etmektedir. Ve ihtiyaç en son düzeylerdedir.
DİPNOTLAR:
(1) “1961 Anayasası’nda Neler Var?”, Aydınlık, 27 Mayıs 2024, s. 2.
(2) Devletin partilere “seçim yardımı” olarak dağıttığı bu para, en son HADEP’e verildiğinde “devletin kendisine karşı olan terörizmi finanse ettiği” ifadesiyle ciddi yorumlara yol açmıştı.
(3) İlgili yazılar için bkz. Alp Hamuroğlu, “Altı Ok Anayasa’ya Neden Girmişti? Ankara’da Bir Alman Hukukçu... Ve Sonrası”, Teori, sayı 313, Şubat 2016, s. 60-69; “Altı Ok Anayasa’da -CHP Programından Cumhuriyet’e Teminat Olmaya-”, Dağarcık Türkiye 2020-2021, DT Yayınevi, İzmir 2021, s. 134-149 (ayrıca 6 Şubat 2020, http://dagarcikturkiye.com/2020/02/01/alti-ok-anayasada-chp-programindan-cumhuriyete-teminat-olmaya/); “Yeni Anayasa Tartışmalarında Altı Ok Nerede?”, Aydınlık, 6 Şubat 2020, s. 2.
(4) Altı Ok’un 1961 Anayayası’na nasıl girmediği konusunda “Altı Ok Anayasa’ya Neden Girmişti?” başlıklı yazımızın 66. ve 67. sayfalarında ve “Altı Ok Anayasa’da” başlıklı yazımızın ise 146-147. sayfalarında ulaşabildiğimiz kimi bilgileri bulabilirsiniz.