2 Mayıs Medyanın Halleri
Hazırlayan: Ercan Dolapçı
‘İSTİKLAL’ İÇİN SAVAŞANLAR, ‘İSTİKBALİNİ’ ABD ÇIKARLARINDA ARAYANLAR
NEDİM ŞENER / HÜRRİYET
Ve bugün tarih tekerrür ediyor, Millet ittifakı’nın cumhurbaşkanı adayı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yıllardır yaptığı gibi, ürettiği İHA ve SİHA’larla adeta tarih yazan Bayraktar ailesini yine hedefe koydu. O da bunu, “Çalışmalarını destekliyoruz” söyleminin arkasına saklanarak yapıyor. Milyonlarca gencin heyecanla beklediği TEKNOFEST’in başlayacağı gün bir video ile Atatürk Havalimanı’nın, Amerikalı bir şirkete uzay ve havacılık çalışmaları için tahsis edileceğini açıkladı. Bu, “İktidara gelirsek TEKNOFEST’i burada yapamayacaksın” demenin başka bir yolu. Kılıçdaroğlu, kısa süre önce Bayraktar’ı şu sözlerle hedefe koymuştu: “Sadece özel sektöre verirseniz, bu da Türkiye için büyük bir risk. Neden? Yarın fabrikayı kalktı, Amerikalılara sattı. Ya da bizim Tank Palet’i verdiğimiz gibi Katarlılara verdi. Olmaz.”
Bayraktar grubunu, şirketi Amerikalılara satmakla itham eden Kılıçdaroğlu, şimdi kendisi Amerikalı bir şirkete Atatürk Havalimanı’nı tahsis edeceğini söyleyerek gerçek niyetini ortaya koyuyor.
Kılıçdaroğlu bir de bunu “Hayatımın en büyük projelerinden biri” diyerek pazarlıyor. Videonun devamında “Peki, bunu kimlerle yapacağız?” diye soran Kılıçdaroğlu sorusunun cevabını şöyle veriyor: “Merkezin kurulması ve geliştirilmesi için, başarıları dünyaca tanınan ve başta Amerika’daki Sierra Nevada şirketinin sahipleri Eren Özmen ve Fatih Özmen ile yapacağız. Lütfen gençler, gidin Google’a bu isimleri yazın. Ne cevherlerimiz var bu dünyada, görün.”
Sadece hitap ettiği gençler değil, herkes Google’a girip Özmen ailesini ve Sierra Nevada şirketini aramaya başladı. Bu isimleri Google’a yazanlar karşılarında CIA (Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı) adını gördüler.
KAMYONDA 4 AY SIRA
UFUK SANDIK / SABAH
Türkiye otomotiv pazarında yüzler gülüyor. Binek otomobil ve hafif ticari araç satışları yılın ilk üç ayında yüzde 55.2 artışla 235 bin 971 adete çıktı. Otomobil satışları yüzde 50.1, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 71.9 arttı. Pazardaki büyüme nisanda da devam etti. Sadece otomobil ve hafif ticari araç değil, ağır ticari araç pazarı da büyüyor. 2023 Ocak-Mart aylarında ağır ticari araç pazarında yüzde 58 artış yaşandı. Bu dönemde satılan toplam araç sayısı 10 bin 436 adet oldu. TAİD (Ağır Ticari Araçlar Derneği) verilerine göre çekici satışları, ilk üç ayda yüzde 51 artışla 6 bin 265 adet, 16 ton ve üstü kamyon satışları yüzde 63 artışla 2 bin 618 adet, 16 ton altı kamyon satışları da yüzde 77 artışla 1.553 adete çıktı.
Ağır ticari araç pazarında satışlar ocakta 1.771, şubatta 2.769, martta ise 4 bin 337 adet seviyesinde gerçekleşti. İlk üç aydaki satışların toplamı 8 bin 883 adet oldu. Geçen yılın toplamın neredeyse 3'te 1'i 2023'ün ilk üç ayında satıldı. 2022'de ağır ticari araç pazarı toplam 32 bin 388 adet seviyesinde gerçekleşmişti. Otomobilde olduğu gibi ağır ticari araçlarda da tedarik sorunu var. Çip krizi ve parça tedariği nedeniyle markalar geçen yıl üretimlerine ara vermek zorunda kaldılar. 2023'de fabrikalar tam kapasite olmasa da üretime başladı. Ancak, ötelenen talep nedeniyle siparişlere yetişemiyorlar. Ağır ticari araçlarda da binek otomobillerdeki gibi bekleme süreleri var. Ticari aracını yenilemek isteyenler 3-4 ay sıra bekliyor.
Tahminlere göre 2023 sonunda toplam pazar 32 bin adet civarında gerçekleşecek. Eğer tedarik sorunu yaşanmazsa pazarın 2022'nin yüzde 10-15 üzerinde kapanacağı düşünülüyor.
PENSİLVANYA-KANDİL-CHP ÜÇGENİ
KURTULUŞ TAYİZ / AKŞAM
7'li koalisyonun cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun misyonunu "bir taşla üç kuş vurmak" şeklinde özetlenebilir. Kendisine biçilen rol ya da verilen görev şöyle: FETÖ'yü devlete geri döndürmek, Kandil'i bitmekten kurtarmak ve ABD'nin Türkiye'yle ilgili hedeflerini gerçekleştirmek.
Bu, tabii ki Kılıçdaroğlu'nu iktidara taşımaları halinde mümkün olacak.
7'li koalisyonu kurup Kemal Kılıçdaroğlu'nu başına geçirmelerinin sebebi bu.
Türk ekonomisinin 2018'den beri abluka altında tutulması, ambargo uygulanması, finansal operasyonlarla çökertilmeye çalışılması; Batılı başkentlerin diplomatik kuşatmayla Ankara'yı sürekli baskı altında tutma çabası 7'li koalisyonu iktidara taşımak için verilen dış destek kapsamında görülebilir.
İçeride de son beş yılda Erdoğan'a karşı büyük bir kara propaganda makinesi kuruldu. Bu makinenin işlemesi için de dünyanın parası akıtılıyor.
CHP'nin ele geçirilerek Atatürkçülerden temizlenmesi, MHP'yi parçalayarak İYİ Parti'nin kurulması, AK Parti'den koparılanlarla iki küçük parti oluşturulması. Kandil ve HDP'nin bu ittifaka bağlanması Amerikan mühendisliğinin Türk siyasetine nüfuz gücünü yansıtmaktadır.
ABD, Erdoğan'a karşı bütün nüfuzunu kullanarak 7'li koalisyonu tertip etmiştir. Başarmaları halinde FETÖ'nün devlete dönüşü ve Türkiye'deki gücü yeniden tesis edilecek. Bitme aşamasına gelen PKK canlandırılacak, HDP Kürtlerin "temsilcisi" haline getirilecek ve Türkiye'nin etnik ve mezheplere göre bölünmesi yeni anayasayla geri dönülmez biçimde sağlama alınacak!