2 ve 5 Temmuz 1993'ün hatırlattıkları: Alevilerin sırtından beslenen Batıcılar

Türk'ü Kürt'e, Sünni'yi Alevi'ye düşmanlaştırma çalışması emperyalizmin her zaman en öncelikli gündemidir. Halk içindeki çelişmeler ne kadar keskinleşir ve saflaşmalar oluşursa emperyalizmin işi o kadar kolaylaşır. 2 ve 5 Temmuz anmaları bu açıdan birliğimizi kuvvetlendiren etkinlikler olmalıdır

Sivas ve Başbağlar katliamları hepimizin yüreğini dağladı. Bu eylemler tipik Gladyo kışkırtmalarıdır. Fail dünden belli: SÜPERNATO. Ünlü ismiyle Kontrgerilla veya Gladyo denilen ABD maşası örgüt. Ancak başını Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK)’nun çektiği kesim Kontrgerillayı gizleyerek, Kontrgerillanın hedefe koyduğu Türkiye'yi esas düşman ilan ediyor. AABK emperyalizmin siyasi denetiminde faaliyet yürütmektedir. Başındakilerin siyasî siciline bakıldığında neyi amaçladıklarını açıkça görürsünüz.

Türkiye'de 1975-80 arası dönemdeki kışkırtmaları göz önüne getirdiğimizde 2 ve 5 Temmuz 1993 olaylarıyla benzer özellikler taşıdığını görürüz. 12 Eylül Amerikancı darbenin kilometre taşları böyle döşendi. PKK ve onunla kader birliği içindeki örgütler acılar üzerinden siyaset yapmayı alışkanlık haline getirdiler!

Madımak'ta 33 aydın 2 otel çalışanı hayatını kaybetmişti.

ALEVİLERİ İSLAM DÜŞMANI YAPMA PLANI

Sivas katliamı üzerinden Alevileri Sünnilerle karşı karşıya getirme ve İslama düşman olmalarını sağlama çabaları, AABK önderliğinde hayata geçirilmeye çalışılıyor. O nedenle Alevilerimiz dikkatli olmalı ve emperyalizmin beşinci kollarından biri olan AABK önderliğini "düşkün" ilan etmelidir. Çünkü onlar Alevileri bölerler ve PKK'nın kuyruğuna takmak için didinip dururlar.

Pek çok partinin dilinden "ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı" kelimeleri düşmüyor! Kim ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı? Hiç bunun üzerine düşünme zahmetinde bulundular mı? Türk/Kürt, Sünni/Alevi ayrımcılığını sürekli yineleyen ve kutuplaşmayı kışkırtanlar PKK, sahte sol, Millet İttifakı ve benzerleri değil midir? Kullandıkları dilden ve eylemlerinden daha kutuplaştırıcı başka bir şey var mı? Etnik ve dini farklılıkları sıralayarak ayrıştıranlar aynı zamanda halkın kutuplaşmasını da özendiriyorlar.

PKK/HDP'nin medyası, Sivas Katliamı üzerinden Alevileri kışkırtıyor. Bazı partiler "Alevi masası" ile Aleviliği İslam dışı gösteren örgütlere destek veriyor. Bunun yanı sıra Evrensel ile BirGün Gazeteleri de PKK/HDP'den farklı bir açıklamada bulunmayarak hangi kulvarda koştuklarını bir kez daha gösterdiler.

HALKI BİRBİRİNE DÜŞÜRMEK

Halk içindeki çelişmeler ne kadar keskinleşir ve saflaşmalar oluşursa emperyalizmin işi o kadar kolaylaşır. 2 Temmuz Sivas katliamını PKK/HDP'nin, AABK'nın ve benzerlerinin anmasına müsaade edilmemeli ve etkinliklere alınmamalıdır. 2 Temmuz anmaları Alevileri kine yönelten değil, kardeşliğe yöneltenlerin düzenleyeceği etkinlikler olmalıdır. Sivas katliamından dolayı duyulan acı, Başbağlar katliamı içinde aynı derecede duyulmalıdır. Zaten Başbağlar katliamını anma etkinliklerine Alevi dernek yöneticileri, dedeler katılım göstermektedir ve bu iyi bir şeydir.

"Alevilik İslam dışıdır" safsatasını yayan AABK ve benzeri organizasyonları Alevilerimiz dışlamalı ve kovmalıdır. Şayet bunları kovmazsanız yarın Alevilik diye bir şey bütünlüklü olarak kalamaz. Sünni/Alevi ayrışması yeni acılara meydan verir ve bundan hepimiz zarar görürüz. Ancak, bundan zarar görmeyecek bir örgüt varsa o da dış menşeli AABK ile benzerleridir.

Madımak'tan iki gün sonra Gladyo silahıyla Başbağlar'da 33 yurttaşımız şehit edildi.

KATLİAMLARI AMAÇ İÇİN KULLANMAK

Alevilerimize yönelik katliamların halkımızda derin izler bıraktığını biliyoruz. Hiç bir aklı başında vatandaşımız bunu kabul etmez, lanetler.

Anma etkinliklerinde atılan sloganlar, taşınan pankartlar ve yapılan konuşmalar birleştirici olmalıdır. Türkiye'nin anti emperyalist demokratik değerlerine sahip çıkılmalı ve emperyalizme karşı net tavır alınmalıdır. Türk Bayrağı, Atatürk Posteri eylemin en önünde yer almalı ve İstiklal Marşımız okunmalıdır. Farklı solumsu fraksiyonlar ile PKK/HDP'nin egemen olduğu anma etkinlikleri düzenlenmemelidir. Böylesi örgütler ve aynı amaç doğrultusunda çalışanlar etkinliklerden uzak tutulmalı ve kurulacak "Anma etkinliği komitelerine" çağrılmamalıdır. Aksi halde Sivas katliamında hayatını kaybedenlere en büyük saygısızlıkta bulunulmuş olunur.

AABK ve birlikte hareket edenlerin aklına her nedense PKK'nın 5 Temmuz Başbağlar katliamı gelmiyor! Neden? Çünkü Başbağlar katliamını cinayet şebekesi PKK yapmıştır. PKK/HDP'den vekil olmak için çırpınan Turgut Ökerlerin başına çöreklendiği AABK Başbağlar noktasında "üç maymunu" oynamayı yeğliyor! Yine, Başbağlar'da katıldığımız anmada CHP'li vekilin PKK'yı ağzına almaması, canileri yukarıya bakarak gökyüzünde aramaya çalışması unutulmaz anılarımız içinde yer alıyor!

Sivas Madımak Oteli yakılırken orada Sünni/Alevi ayrımı gözetilmemiştir. Otelde bulunanların canları ateşe verilirken belediye başkanı ve aynı zihniyeti taşıyanlar "gazanız mübarek ola" nidalarıyla mürtecilere moral veriyordu. O gericilerle kol kola olanların Millet İttifakı içinde yer alması anlamlıdır! Başbağlar'a saldıran PKK ise hedef gözeterek Sünni canlarımızın hayatlarına kıymıştır. Bu bağlamda emperyalizmin irticacı kanadıyla bölücü kanadı ortak hedefte birleşmiştir. Bu ayrımın ayırdına varmayanlar PKK/HDP ile sözde "Hak-Hukuk-Adalet" yürüyüşlerinde buluşabilmektedir. Onları buluşturan merkez ise emperyalizmdir.

Maraş, Çorum, Erzincan, Sivas vb yerlerdeki Alevilere yönelik katliamların sorumlularını hedef almak yerine, her şeyi devlete bağlayan zihniyetten Anadolu Alevilerine yarar gelmez. O nedenle Alevilere yönelik acı olayların müsamaha edilmesine müsaade edilmemelidir. Alevi kuruluşları AABK gibi vatansızlığı meslek edinmişleri kapı dışarı etmelidir.

“Alisiz Alevilik” söylemi üzerinden Anadolu Alevilerinin inançlarını tahrip etmeyi görev addedenler ve peşinden gitme gafletine düşenleri dostça uyarıyoruz: Alevilerle oynamayın, Alevileri peşkeş çekmeyin, Alevilerden elinizi çekin! Anadolu Alevilerini Kürtçülüğün, Zazacılığın, Dersimciliğin, Alevistancılığın, İslam dışılığın zehrine bulama sevdasından vazgeçin!

Ehl-i Beyte ve İmam Caferi Sadık buyruğuna hayasızca saldıranlar ve alay edenler Alevi olamazlar. 12 İmamların fotoğraflarının üzerine çarpı işareti koyanlara Alevi denmez. Aleviliği İslam'dan koparıp Hıristiyanlığa yamama görevini üstlenenler Alevi olamaz. İslama veryansın edip Hıristiyanlığı övenlere Alevi denmez. Almanyalara, Fransalara uşaklık derecesinde hayranlık duyanlar ve Türkiye'ye kinle bakanlar Alevi değildir. Aleviliği etnik kökene göre tasnif edenlere Alevici hain denir. "Ecnebi" gözüyle Türke bakış Aleviciliğin (Aleviler değil) künyesi haline dönüşmüştür.

Yıllardır 2 Temmuz anmalarının büyük bölümü anmadan öte ayrıştırmaya, kamplaşmaya yarıyor. Çünkü doğru anlayışla değil kalıplaşmış önyargılarla meseleye yaklaşılıyor. Alevilerin yüreğine korku işleniyor ve her an yeni katliamlara maruz kalacakları fikri bilinçli olarak işleniyor. Zalime karşı olma anlayışı yerini emperyalizme biata bırakıyor ve bundan etnik ve dini bölücülük besleniyor.

ALEVİLİĞE YABANCILAŞMAK

Şu aşağıda iki dörtlüğünü sunduğumuz "12 İmamlar bizden değildir" başlıklı dizelerin Alevilikle ne alakası var? Hangi densiz bu anlamsız, kin dolu, ayrımcı, bölücü kelimeler yığınına inanır? Ülkesine yabancı, tarihine yabancı, halkına yabancı, geçmişine yabancı, insanlığa yabancı, kendine yabancı "Ozan Yabancı" mahlasıyla aşağıdaki uzun dizeleri sorumsuzca yazabiliyor.

Bizim inancımız dinimiz ayrı,

Düşüncemiz ayrı yönümüz ayrı,

Yetti Aleviler anlayın gayrı,

12 imamlar bizden değildir.

Biz Müslüman değil şia değiliz,

Kuranda yazılı dua değiliz,

Müslüman olmadık, daha değiliz,

12 imamlar bizden değildir.

Dizelerin bütününe baktığımızda Sünni canlara yönelik saldırgan bir dille karşılaşırız. Bu bir istisna değil ve "Alevilik dini" yaratmak isteyenler artık her gün Aleviliğin Anadoluya özgü İslam içi birikimini tarumar etmek için çırpınıyor. Dünyadaki tüm dinler birbirinden etkilenir ve süreç içinde farklılıkların artmasıyla beraber kendine özgü özellikler kazanır. Bu normaldir ve normal olmayan doğduğu topraklara yabancılaşan yeni tipte emperyalizm dininin oluşturulmasıdır. "Alevilik dini" denilen ucube "Euro-dolar dinidir".

Alevici tacirlerin din pazarlamasına dur diyecek olgunluğa Anadolu Alevileri sahiptir. Doğru önderlik etrafında kenetlenerek ve Sünni canlarla birleşerek "Alevi dini" provokasyonu engellenmelidir. Alevi liderleri bu konuda Aydınlık’a çok önemli açıklamalar yaptılar.

SONUÇ YERİNE

Aleviliği rant kapısı olarak görenlerin hâlâ ortalıkta cirit atması kabul edilemez. Ruhlarını emperyalizmin hizmetine vermiş Turgut Ökerler, Hüseyin Matlar ve benzerleriyle birlikte yürüyenlerin teşhir edilmesi ve Alevilerimizin bağrından sökülüp atılmasının zamanı tezden gelmiştir.

Almanya'da ve en son Avusturya'da Aleviliği özünden koparıp "Alevilik dini" yaratma uğraşısı içindeki AABK ve bağlı federasyon ile derneklerin yöneticileri Aleviliğe karşı büyük suç işliyorlar. Yine, AABK'nın bu bozguncu girişimlerini Türkiye'den alkışlayanlar da suç ortağıdır.

Aziz Nesinler, Metin Altıoklar, Muhlis Akarsular anma etkinliklerinde PKK ve başıbozuk solumsu oluşumların borazanlığı yapılsın diye mi canlarını verdiler? Sünni canlara karşı öfke ve kin taşınsın diye mi hayatlarını feda ettiler? Bu nasıl bir vurdumduymazlıktır? Hem Sivas katliamında hayatlarını kaybedenleri anacaksınız ve hem de PKK ve sahte solcularla kol kola yürüyeceksiniz, işte bu olmaz. Siz Aziz Nesinleri, Muhlis Akarsuları PKK ile birlikte hayal edebiliyor musunuz? Bu durum eşyanın tabiatına aykırıdır. 2 Temmuz 2023 anmasına bu anlayışla hazırlanmak gerekiyor.

Türk Bayrağı düşmanı, Atatürk düşmanı, İslam düşmanı başıbozuk grupların ve PKK/HDP'nin 2 Temmuz anmalarında ne işleri var? "Alevilik dini" provokasyonunun bozguncu örgütü AABK'nın bu etkinliklerde boy göstermesine neden müsaade ediliyor? Buna ilk önce Alevi kuruluşlarının ve kanaat önderlerinin tepki vermesi gerekmez mi?

Alevi canlarımız bu saatten sonra dost ve düşmanlarını iyi ayırt etmek sorunuyla karşı karşıya. Sünni canlarla beraber Alevi ve Sünni düşmanı Alevicilere geçit verilmeyecektir. Türkiye hepimizin ortak evi, vatanı ve güzel yurdumuzu candan benimsemek boynumuzun borcu.

Sonraki Haber