‘Çocuk haklarını sosyal medyada savunamayız’

Çocuk haklarının korunması için öncelikli adım, kanunların uygulanması ve çocuğun üstün yararını her alanda gözetmektir. Ancak medyanın yanlış dili, sosyal medya üzerinden yaşanan ihlaller ve toplumun bilinç eksikliği, çocukların haklarını savunmayı daha da zorlaştırıyor.

Türkiye'de çocuk haklarının savunulması her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde Aydınlık’a konuşan Av. Merve Ayvalı Can, çocuk haklarının doğru bir zeminde korunmadığını belirtti. Can, çocukların üstün yararını ön planda tutmayan, medya ve sosyal medya aracılığıyla istismar haberlerini kontrolsüzce yayarak yapılan yaklaşımlar, hak savunusundan çok zarar getirdiğini söyledi.

Merve Ayvalı Can

'ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARI EN ÖNDE TUTULMALI'

-Türkiye'de çocuk hakları ne derece savunuluyor?

Türkiye'de çocuk hakları savunuluyor ancak doğru bir zeminde değil. İşe öncelikle kanunları uygulamakla ve çocuğun üstün yararını her alanda en önde tutarak başlamak gerekiyor. Çocukları sosyal medyada kullanarak, medyada istismar ihmal haberlerini bu şekilde vererek çocuk haklarını savunamayız. İnsanlarda sosyal medya yasası oluştu artık. Sosyal medyada duyulmayan gündem olmayan istismar haberlerinde tutuklama olmuyor diyerek daha da çocuk fotoğrafı ve soruşturma dosyaları ortalığa saçılıyor. Bu o kadar tehlikeli bir durum ki. Soruşturma gizli yürütülür ancak biz Narin dosyasındaki tüm ifadeleri ekranlardan okuduk. Deliller karartıldı, yeni senaryolar üretildi ve belki de suçlular bu sayede gizlendi.

MEDYA ŞİDDET DİLİNE SON VERMELİ

-Çocuk istismarı, çocuğa şiddet ülkemizde de gün geçtikçe artıyor. Çocuklarımızı nasıl korumalıyız?

Çocuk istismarı ve şiddetle başa çıkmak için öncelikle toplumu bilinçlendirmek ve topluma yön veren özellikle medyayı düzenlemek şart. Medyada şiddet haberlerinin dili şiddet içerebilmekte, istismar haberleri ise istismarın kendisine dönüşebilmektedir. Televizyon ekranlarında istismar edilen çocukların görselleri yayınlanmakta ve ikincil travmalar yaratılmaktadır. Medyanın haber sunuşlarında yayın etik ilkeleri, çocuk hakları ve çocukların yüksek yararı çiğnenmektedir. Bunlarla birlikte birçok sosyal medya platformu ve oyunları çocukları da kültürel olarak etkilemekte ve çürümeye çanak tutmaktadır. Hal böyle olunca çocuk hakları unutulmakta istismar ve şiddet haberleri ne yazık ki artmaktadır. Bunu engellemek elbette mümkündür. Toplumun her bir kesimi bu sorumluluğunun bilincinde hareket ederek çocukları korumalıdır.

‘GİDECEK ÇOK YOLUMUZ VAR’

-Çocuklar haklarının doğru savunulduğu Türkiye’de neler değişir?

Çocukların barınma, bakım, sağlık, eğitim ve en temel hakkı olan yaşam hakkını doyasıya kullandığı, ihtiyaç ve zorunluluklarının temin edildiği bir Türkiye. Eşit olduğu ve ayrımcılığa maruz kalmadığı. Güvenli bir şekilde barınabildiği ve korunabildiği. Çocukların da birey olduğunun kabulüyle katılım haklarının gözetildiği bir Türkiye kurulmalı. Bu noktadan uzak değiliz ancak daha gidecek çok yolumuz var.

‘Barınma ihtiyacının görülmemesi mümkün değil’

İzmir’in Selçuk ilçesinde çıkan yangında, evde yalnız bırakılan ve hayatını kaybeden 1 ile 5 yaş aralığındaki 5 kardeşin ardından avukat Merve Ayvalı Can, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın sorumluluğunu gündeme getirdi. Can, çocukların yaşam hakkının korunmasında daha etkili tedbirlerin alınması gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yaptığı açıklama ile çocukların kalmakta oldukları yere bu yıl içerisinde on sekiz kere ziyaret gerçekleştirildiğini ve ailenin maddi olarak desteklendiğini beyan etmiştir. 18 kez ziyaret edilen evdeki barınma ihtiyacının görülmemesinin mümkün olmadığını düşünüyorum. Çocukların bakımının öncelikle aile yanında olması gerektiği malumunuzdur ancak bu gibi istisnai durumlarda yani çocukların bakımının mümkün olmadığı hallerde devletin müdahale etmesi gerektiği aşikardır. Çocukların yaşam hakkı, en temel çocuk haklarından bir tanesidir ve en önceliklidir. Dolayısıyla bakanlık yetkililerinin risk faktörlerini doğru değerlendirerek çocukların yaşam hakkını ver üstün yararını gözeterek barınma gibi temel tedbirleri devreye sokmalıdır.”

Sonraki Haber