2018 yılında bayram ikramiyesi ile koyun alınıyordu: Kurbanlık koyun asgari ücret kadar

Kurban Bayramı’na sayılı günler kaldı. Hayvan pazarlarında pazarlıklar başladı. Alıcılar fiyatların yüksekliğinden üretici ise yem fiyatlarından yakındı.

Kurban Bayramı’na az bir zaman kala evlerde kurbanlık telaşı başladı. Bu yıl kurban kesmek cesaret istiyor. Fiyatlar geçmiş yıllara göre çok arttı. Küçükbaş kurbanlık fiyatları, 7-8 bin liradan aşağı değil. Büyükbaş hayvana ortak olmanın bedeli de 12-15 bin lira arasında değişiyor.

2018 yılından buyana emeklilere verilen bayram ikramiyesi de kurban alımına yetmiyor. Oysa o yıl bin lira ile bir koyun alınabiliyordu. Ramazan Bayramı’nda bin 100 liradan 2 bin liraya çıkarılan ikramiye ile bugün kurbanlık koyunun neredeyse yüzde 25’i ile 30’u alınabiliyor. Başka bir hesaplamaya göre ise kurbanlık koyunun fiyatı asgari ücret değerinde. Yani 8 bin 500 lira. Bugün bir kurban kesecekseniz asgari ücret ile en düşük emekli maaşınız olan 7 bin 500 liranızı gözden çıkarmanız gerekiyor.

10 Aralık 2022’de alınan kararlar sonrası dövizin kontrol altına alınmasıyla birlikte ekonomide dengeler toptan değişti. Fiyatlar uçtu. Birçok ürünün fiyatı 3-5 kat arttı. Et ve et ürünleri de bundan nasibini aldı. En çok artan da et oldu. Kriz öncesi bir kilo kıyma ve kuşbaşının fiyatı 65 lira idi. Tavuk etinin kilosu ise 20-30 lira arasında değişiyordu. Bugün bir türlü durdurulamayan etin kilosu kasapta 370 lira, marketlerde ise 270 ile 300 lira arasında değişiyor. Hayvan üreticileri anormal artışı yem fiyatlarındaki yükselişe bağlıyor.

DESTEKLER HEBA OLUYOR

Fiyatlar birden yükselince 2021-2022 yılı kışını zor geçiren üretici, “Bu fiyatlarla hayvancılık yapılmaz.” diyerek hayvanlarını kesime verdi. Adanalı bir üretici, köyde yıllardır 50 inek besleyerek geçinirken, bugün bir tane bile bırakmadığını söyledi. 100 büyükbaş hayvan besleyen bir başka üretici ise oğlunu veteriner hekim olsun diye üniversiteye gönderdi. O da hayvanlarını elinden çıkarmak zorunda kaldı. Oğlu geldiğinde ise bir tane bile hayvan bulamayacak. Görüştüğümüz üreticiler, yem fiyatlarının artışı karşısında, bir yıldır hükümetin ciddi bir tedbir alamadığını ve üreticiye yıllardır verilen hayvancılık desteklerinin de bu şekilde heba olduğunu belirtiyorlar. 

Osman Türkman

‘HAYVANCILIK TARLADA ÇÖZÜLÜR’

Gaziantep Koyun Keçi Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Osman Türkman ile hayvacılıktaki sıkıntıyı konuştuk. Türkman, en küçük krizde yurt dışından et ve hayvan alımının çare olmadığını belirterek şunları söyledi:

“Yurt dışından ithal etmekle sorun çözülmez. İthalat doğru değil. Biz buna kesinlikle karşıyız. Bu insanlara para kazandırırsak hayvancılığa devam eder ve bir süre sonra fiyatlar normale girer; ithalata da gerek kalmaz. Bu insanların, bu ülkenin gıdasını, etini üretecek kapasitesi ve kabiliyeti var. Bu sorunun çözümü tarladadır. Tarımdaki sorunları çözersek ve verimi artırırsak bu sorunu da çözeriz. Hayvancılık tarıma dayalıdır. Yemin hammaddesi buradan elde ediliyor. Arpa ve mısır üretimini artırmalıyız. Eksik kısmı dışarıdan alınıyor. Bu da fiyatları yükseltiyor.

‘GENÇ NÜFUSU TUTMALIYIZ’

Türkiye’nin birçok kırsal alanında hayvancılık yapmak mümkün. Kırsalda beslenen hayvanın maliyeti de düşer. Üreticiye para kazandırır. Bu bölgeler hayvancılık yapmazsa özellikle genç nüfus kırsalı terk eder. Bunun önüne geçmeliyiz. Devlet yıllardır hayvancılığı destekliyor ancak böyle anormal fiyat artışı dönemlerinde üretici, maliyetler artıyor diye elinden hayvanını çıkarıyor. Çok kişi sektörden çıkıyor. Bunun önüne geçmezsek hayvancılık daha da geriler. Şu an bunu yaşıyoruz.” 

Türkman, kişi başına düşen hayvan sayısının 1980’lerden sonra hızla düştüğünü de belirterek, hayvan sayısının mutlaka artırılması gerektiğini ifade etti. Türkman, bu konuda şunlara dikkat çekti: “Cumhurbaşkanımızın da katıldığı 2019 yılındaki 3. Tarım Şurası’nda her kişiye bir tane küçükbaş hayvan üretimiyle ilgili çalışma yapılacak, dendi. Gelinen yerde başarılı olamadığımızı görüyoruz. Oysa Türkiye buna müsait. TÜİK verilerine göre küçükbaş hayvan sayısı 58 milyon civarında. 2023 yılı verilerine göre destekleme kapsamanda damızlık anaç koyun keçi sayısı ise 22 milyon. Bunları doğuracağı yavrularıyla sayarsak 46 milyon eder. Bu duruma göre iki kişiye bir hayvan düşüyor. Bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Bunun da yolu üretmektir.”

LİBERAL POLİTİKALARLA HAYVAN SAYISI DÜŞTÜ

Türkman’ın belirttiği konuyu TÜİK verileri de doğruluyor. Rakamları karşılaştırdığımızda 1980’lerden sonra uygulanan dünyaya açık, üreticiyi desteklemeyen, ithalatın öne çıktığı liberal politikalar döneminde nüfus hayvan sayısı dengesi hızla değişiyor ve hayvan sayısı nüfusumuzun yarısına denk geliyor. Bu da hayvancılıkta ciddi krizin çıkmasını sağlıyor. 2010 yılında ilk kez Kurban Bayramı’nda yurt dışından hayvan ithal etmek zorunda kaldık. Sadece kurbanlık ithalatı yapılmadı. Besilik, damızlık, kasaplık büyükbaş, koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvan ithalatı da yapıldı. Hatta saman bile ithal eder olduk…

VERİLER

TÜİK verilerine göre nüfusumuz ve küçükbaş hayvan sayımız:

1928 yılında Türkiye’nin nüfusu 13 milyon, hayvan sayısı 25 milyon. 1950 nüfus 21 milyon, hayvan 41 milyon. 1980 nüfus 44 milyon, hayvan 67 milyon. 1984 nüfus 48 milyon, hayvan 53 milyon. 1991 nüfus 55 milyon, hayvan 51. 2002 nüfus 65 milyon, hayvan 32 milyon. 2012 nüfus 75 milyon, hayvan 36 milyon. 2022 nüfus 85 milyon, hayvan 58 milyon.

EN DÜŞÜK KURBAN 7 BİN LİRA

Türkiye Kasaplar Federasyonu, kurbanlık fiyatlarına ilişkin yaptığı açıklamada küçükbaş hayvanların 7 bin lira, büyükbaşların ise 84 bin liradan başlayacağını söyledi. Buna göre büyükbaş hayvanda 1/7 hisse 12-15 bin lira arasına denk geliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı 2023 yılı için Kurban Bayramı vekalet fiyatlarını yurt içinde 5 bin 950, yurt dışında ise 2 bin 750 lira olarak belirlediklerini açıkladı.

Sonraki Haber