2022 üreten emekçinin yılı olsun!
2021, emek hareketinin yükseleceği bir dönemin hazırlığı oldu. Bazı mücadeleler zaferle sonuçlandı, bazıları devam ediyor. Yıllardır tartışılan asgari ücretten vergi alınmaması fikri, 18 milyon için genişletilirken EYT ve 3600 ek gösterge yine seneye kaldı. Türkiye ise rotasını Ekonomide Kurtuluş Savaşı koşullarına göre ayarladı. 2022, bu üretim savaşının askeri emekçilerin yılı olacak.
Türkiye, kısa süre önce Ekonomide Kurtuluş Savaşı’nı resmen ilan etti. Bu savaşın askerleri ise işçiler, emekçiler, üreticiler… Türkiye’yi zorluklardan çıkarmak için tüm görevlere hazırlar. Hakları, hukukları tanındıktan sonra asla bu savaştan kaçmazlar. Yeter ki onları biraz dinleyelim, emeği ve emekçiyi baş tacımız yapalım. Emekçinin alın teri kurumadan hakkını aldığı, üretimin askerlerinin güvenceli ve insan onuruna yakışır şekilde çalıştığı bir 2022 dileğiyle 2021’e bakalım.
Direnişte olan BelKarper, Cargill, MigrosDepo, CPS Otomotiv, Sinbo işçileri ile çok sayda emek örgütü ve UİD-DER, 16 Mart tarihinde İstanbul’da ortak basın açıklaması yaptı.
Bel Karper işçilerinin grevinde 229 gün geride kaldı
2022’nin emek gündemine ilişkin en önemli ipuçlarını asgari ücret görüşmeleri sırasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin vermişti. 3600 ek göstergeden EYT çalışmalarına kadar yıllardır beklenen düzenlemelere ilişkin artık adım atacaklarını bildiren Bakan Bilgin, mesleki uygulamalı eğitimde de pilot uygulamalara başlayacaklarını duyurmuştu. Eğitim ile çalışmanın bir arada olmasını istediklerini kaydeden Bilgin, bu modelin istihdama da olumlu yansıyacağını tahmin ettiklerini söylemişti. Bilgin’in en önemli mesajları ise örgütlenme konusunda olmuştu. Bakan Bilgin şunları söylemişti:
Bakırköy Belediyesi'nin sıfır zam dayatmasına karşı grev karar alan Bakırköy işçileri 69'uncu gün
'EMEĞİ ENGELLEYENİN
KARŞISINA ÇIKARIM'
“Çalışanlarımız herhangi bir engelle karşılaştığı zaman onların yanında Türkiye'nin Çalışma Bakanlığı durmaktadır, Çalışma Bakanı olarak biz durmaktayız. Bu konuda kimsenin tereddüdü olmasın.
“İstanbul'da büyük bir yatırım, yabancı ortaklık. İstanbul'daki işçileri, onun fabrikasında örgütlendikleri için bir gece 150 kadın işçimizi kapının önüne koydu. Ertesi gün bu atılan işçilerin sayısı 450 oldu. Sendikalar bu olayı bana intikal ettikleri zaman oraya müdahale ettim. Dedim ki 'Burada Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuku geçerlidir. Burada iş yapan herkes, hangi işveren olursa olsun yerli veya yabancı 'Bu hukuku tanımıyorum.' diyemez. Eğer derse, karşısında bizi bulur. Dedim ki 'Oranın CEO'su ile görüş. Burada Türkiye Cumhuriyeti devletinin hukukunun geçerli olduğunu hatırlat. Yoksa yarın işçilerle beraber gelirim. O hukuku ona uygulatırım.' Ertesi gün o sorun çözüldü."
"3 büyük konfederasyon var, ziyaret ettiklerinde onlara da ilettim, hangi görüşte olduğunuza bakmam, ben sizin emeğin örgütü olduğunuza bakarım, emeği engelleyen, emeğin örgütlenmesini engelleyen, onun hakkını yemeye kalkan kim olursa karşısına çıkarım."
Ankara Şehir Hastanesi Kadın Douğm Kliniği Asistan 25 yaşndaki Doktor Rümeysa Berin Şen, 36 saatlik nöbetten çıkıp evine dönerken kullandı otomobille yol kenarında duran kamyona arkadan çarparak yaşamnı yitirdi. Özlemle…
‘SAĞLIK EKİP İŞİDİR’
Bu yılın en büyük mücadelelerinden birini de sağlık çalışanları verdi. Hekiminden hizmet personeline kadar hepsi “sağlık ekip işidir” dedi. Küresel salgınla mücadelenin askerlerinin talepleri emekliliğe de yansıyacak temel ücretlere ve ağır çalışma temposuna dair iyileştirme; şiddete karşı etkili yasa, güvenli iş yerleri ve sağlıklı çalışma ortamları; Kovid-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası; ağır ve tehlikeli işler kapsamında faaliyet yürüten tüm işkolu emekçileri için 3 yıla 1 yıl yıpranma payı verilmesi; 3600 ek göstergenin kademeli olarak 7200'e yükseltilmesi oldu. Kitlesel basın açıklamaları ve iş bırakma eylemleriyle gündemdeydiler. Sağlıkçıya şiddet ise yalnızca şahıslardan değil, ağır çalışma koşulları dayatan sağlık sisteminden de geldi.
Bir kurye: “Bir siparşi 15 dakikanın üstünde mi ilettik? Müdürümüze "mazeret" sunmamız gerekiyor. Ama Yemeksepeti "mazeret" olarak "ölmek veya sakatlanmak istemedim" dememizi kabul etmiyor. 16 dakikada sipariş teslim etmemizdense ölmemizi tercih ediyor. Yeter!”
Bir kurye: "Siparişleri motorlara sığdramyoruz ama fazla mesai ücretlerimizi gasp etmeye devam ediyorlar!"
İŞÇİLERİN BAĞIMSIZLIK
MÜCADELESİ SÜRECEK
Bu yıl sürekli gündemde kalan işçi direnişleri, yabancı sermayeli işverene karşı mücadelede birleşti. İşçiler, yabancı sermayeye karşı yalnızca kendi haklarını için değil Türkiye Cumhuriyeti’nin yasaları için de mücadele etti. İşverenlerin ise Türk kanunlarına karşı organize şekilde iş birliği yaptığı görüldü. Dertlerini anlatmak için Tekirdağ Valiliği önünde giden işçilere polisten gelen “süpür” talimatının ardından yaşananlar hafızalara kazındı.
ESNAF KURYELERİN ESARETİ
Küresel salgının etkileri çalışma hayatında açık şekilde görüldü. Bazı iş yerleri hibrit çalışma modeline geçti bazılarıyla tamamen evden çalışmaya. Ancak 2021’de göze çarpan modellerden biri de “esnaf kuryeler” oldu. Yemeksepeti, bir tıkla bazı işyerlerinde, 15 No’lu “Taşımacılık İş Kolunu” 10 No’lu ‘Ticaret, Eğitim, Büro İş Koluna’ çevirmişti.
Sosyal medyayı iyi kullanan kuryeler, performans baskısını, can güvenliğinin nasıl hiçe sayıldığını, mola hakları kullandırılmadan nasıl üst üste çalıştırıldıklarını gözler önüne serdi.