2024’te evimizi istiyoruz!
Depremin ardından televizyonlardan canlı yayın halinde izlediğimiz ‘gösteri’ sona erdi, verilen sözler unutuldu... En önemli sorun konut. Vatandaş evinin yeniden yapımı konusunda müteahhide güvenmiyor. TOKİ’den ses çıkmıyor…
Yeni yılda depremzedelerin çözüm bekleyen en büyük sorunu barınma. Bir numaralı talepleri ise bir an önce evlerine yerleşmek. Depremzede vatandaşlar talebini dile getiriyor ancak umutsuzlar. Devlet de belediyeler de konut yapımını müteahhitlere bırakmış, kenara çekilmiş. Müteahhit daha çok para peşinde… “Şu kadar konutu yaptık, depremzedelere teslim ettik” açıklamaları yapılıyor ama sayısı, devede kulak bile değil. Depremzedeler belirsizlikten, olacak mı, ne zaman olacak sorularıyla yaşamaktan bunalmış durumda.
Depremin en çok etkilediği Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerimizden depremzedelerle görüştük. Hâlâ çadırlarda yaşayanlar var. Konut talebinden sonra dile getirdikleri en büyük sorun sağlık. Deprem bölgelerinde devlet hastaneleri dolup taşıyor. Randevu almanın neredeyse olanaksız olduğunu belirtiyorlar. Acil durumlarda konteyner kentlerden hastaneye ulaşmak da ayrı bir sorun. Özellikle kadınlar, konteyner kentlere sağlık ocağı açılmasını talep ediyorlar.
Depremin ardından televizyonlardan canlı yayın halinde izlediğimiz ‘gösteri’ sona ermiş, verilen sözler unutulmuş. Konteyner kentlere sağlanan pek çok olanağın yerinde yeller esiyor. Güvenlik önlemleri zayıflamış, kameralar bozulmuş. Bazı kadınlar cinsel saldırı olayları olduğunu belirtiyor. Yine bazı boş konteynerlerde uyuşturucu satıcılarının kaldığı ifade ediliyor.
ALZEHİMER HASTASI ORMANDA KAYBOLDU
Hatay’ın İskenderun ilçedeki Konya Kent 66. numara da oturan Alzheimer hastası Ali Güler, yıl başına on gün kala kayboldu. Ormanlık alanda günlerce kaldı, geri döndüğünde her tarafı yara, bere içindeydi. Konteyner kentte güvenlik olmadığı ve kameralar çalışmadığı için Güler’i bulmak zor oldu. Polis de arama yaptı ama hangi yöne gittiği bile bilinmeyen Ali Güler, tesadüf eseri bulundu.
Konteyner kentlerde ciddi oranda işsizlik var. Yardımların düzensiz, adaletsiz, onur kırıcı bir biçimde dağıtıldığını ifade ediyorlar. İş ve meslek edindirme faaliyetleri de adeta buhar olup uçmuş!
YIKIMLAR TAMAMLANSIN
Sağlıkta tek sorun acil durumlar da değil. Psikolojik sorunların çok yaygın olduğuna dikkat çekiliyor, ancak çoğu depremzedenin bunun farkında bile olmadığı belirtiliyor. En küçük sarsıntıda hâlâ sokaklara dökülüyorlar. Yaşını başını almış bir depremzede “İlk kez dokuz ay sonra kendi yatağıma uzanabildim, bir de çocukları düşünün” diyor.
Depremden etkilenen illerimizde hangi yöne baksanız bir sorunla karşılaşıyorsunuz. Etraf zaten yıkılmayı bekleyen molozlaşmış binalarla dolu. “Sanki depremi unutturmamak için yıkmıyorlar” diyor bir vatandaş. O yıkımlar ne zaman bitecek, felaketin anıtları ne zaman göz önünden kaldırılacak, kimse bilmiyor. Yıkımlar da müteahhitlere ihale ediliyor. “Hiç utanmadan, üç bina yıktık, beş bina daha… açıklamaları yapılıyor” diyor bir depremzede. Sağlıksız, önlem alınmadan yapılan yıkımların, kent çevrelerine gelişigüzel yığılan molozların ileride yol açacağı hastalıkları düşünmek bile istemiyorlar…
OKULLARIMIZI İSTİYORUZ
Kahramanmaraş’ta yıkılan okulların birleştirilmesi ve ilçeden ilçeye göçler nedeniyle ikili öğretime geçen çok sayıda okul var. Sınıflar çok kalabalık. Peki o okullar yeniden inşa edilecek mi? Seneye normal eğitime geçilir mi? Bir okul müdürü sorumuzu şöyle yanıtlıyor: “Bize söylenenlere bakılırsa, 2025’e yetişmesi bile mucize olur!”
Kentin uzak noktalarındaki konteyner kentlere sağlanan toplu taşıma araçlarının kaldırıldığı, en büyük zorluğu okul çağındaki çocukların çektiği ifade ediliyor. Ekonomik nedenlerle çoğu aile, çocuklarını servisle okula gönderemiyor.
KONTEYNERDE YAŞAM ZOR
Kış şiddetini henüz göstermemiş olsa da 20 metrekarelik konteynerde yaşam iyice zorlaşmış durumda: özellikle yaşlılar, hastalar ve küçük çocuklar için. Bütün zorluklar dönüp dolaşıp kadınların sırtına yükleniyor.
Peki, bu haber yayına hazırlandığı sırada birkaç gün kalan yılbaşı? “Biz daha yasımızı tutamadık, acılarımız bitmedi” diyor biri, “Komşular bir araya gelip otururuz…”
Hatay muhabirimiz Hüseyin Güler, konteyner kentlerde bir araya gelip çay kahve içen, etrafta çocuğunu gezdiren kadınlarla, vatandaşlarla görüştü:
VERİLEN SÖZLER YERİNE GETİRİLSİN
Nimet Kara: Bizim buraya milletvekilleri, belediye başkanları ve kaymakam geldi. Bizlere sözler verdiler. Buraya market, büfe, pazar yeri açılacak, dediler. En son belediyelerin otobüsleri bizi kapıya götürüyordu… Şimdi araç gelmiyor, ulaşım sıkıntımız çok büyük. Yola çıksak dolmuşlar bizi almıyor, yağmurda kaldığımız zamanlar oluyor. Bize yardım gönderiyorlar ama kullanılacak şey değil, bizleri dilenci yerine koydular. Yardımları listeleyip, konteyner konteyner dağıtsalar…
Yeni yıl için açık söyleyelim, sorunların çözüleceğinden umudumuz yok. Temennimiz iyi olması ama umut görünmüyor!
MÜTEAHHİTLERE GÜVENMİYORUZ
Sevil Güler: Yerinde dönüşüm için başvurduk ama müteahhitlere güvenmiyoruz, bu gidişle TOKİ’ye başvuracağız. Ancak böyle çözebiliriz.
Biz Antakya’da yılbaşında, gece 12.00’den sonra ‘sarma içi’ partisi yapardık, burada ‘kısır’ diyorlar…. Eskisi gibi olmasa da komşularımızla birlikte bu yılbaşında da yaparız. Komşularımızla, kardeş, bacı birlikte yılbaşına gireceğiz.
BENİ KUYRUKLARA SOKMAYIN!
Şükriye Güriz: Şeker hastasıyım. Buraya bir sağlık ocağı açsınlar, hastaneye gidemiyoruz. Yardım malzemesi için benim gibi hastaları, yaşlıları kuyruklara sokmasınlar. Yardımları da garip, düzensiz, dalga geçer gibi… Bana bir terlik ayakkabı verdiler, 49 numara, iki ayağım sığar.
SEÇİMLERDE KAPIMIZI ÇALMASINLAR
Hatice Genç: Yakında seçimlerde kapımızı çalacaklar. Gelmesinler, bizi oy için aramasınlar… Bize televizyon vereceklerini söylediler, bir hafta, bir ay… derken, vermediler.
Hiçbir belediye başkan adayını burada görmek istemiyoruz. Konteynerlerde sıkıntılarımız çok, gereken yerlere gidiyoruz, başvuruyoruz ama yukarılar bizi duymuyorlar.
ÇOCUĞUM ATEŞLER İÇİNDE KALDI!
Kader Ademer: Keşke evim yıkılmasaydı, keşke buralara gelmeseydim… Derdimiz saymakla bitmez. Çocuğum ateşlendi, hastaneye götüremedim, sağlık ocağı yok. Şofbenim bozuk, tamir ettiremedim. Çocuğumu parka gönderemiyorum, güvenliği kaldırdılar. İki gün önce burada taciz olayı oldu, üstünü örttüler.
Yardım için eşya geliyor, güzellerini kendileri alıp adilerini bize veriyorlar.
BİR AY ÖNCE EVLENMİŞTİK
Dilara Sökmen: Antakya’da yaşıyordum. Depremden bir ay önce evlendik, evimiz yıkıldı, eşyalarımızı çıkaramadık. Beş, altı ay çadırda yaşadık, konteynere geçtik. Buraya yardım geliyor ama iyisini yöneticiler alıyor, kötüsünü bize dağıtıyorlar. Ben hamileyim, burada sağlık ocağı yok, hastane yok, uzakta, dolmuş yok, bakkal, market yok. Çocuğunu okula göndermek isteyen gönderemiyor, servis paraları çok yüksek. Eşim işsiz. Yeni yıla böyle giriyoruz. Bir beklentim yok.
TOKİ EVLERİ NE ZAMAN BİTECEK?
Vatan Partisi İskenderun İlçe Sekreteri Sadık Karakaş da konteyner kentte yaşıyor. Konteyner kentlerde, sağlık, ulaşım, meslek edinme kursları, güvenlik gibi sorunların çözüm beklediğini belirten Karakaş, en önemli beklentinin konut sorununun çözümü olduğunu söyledi. Sadık Karakaş, “Yöneticiler gelsinler, bize yerinde dönüşüm ve TOKİ evleri konusunda bilgi versinler” dedi ve ekledi: “Konteynerlerde yaşayanlar soruyor: Burada ne zamana kadar yaşayacaklar? Ne zaman evlerine kavuşacaklar? Bize yeterli bilgi verilmemektedir. Yerinde dönüşüm konusunda, TOKİ evlerinin ne zaman biteceği gibi konularda, yöneticilerimiz buralara, konteyner kentlere gelip açıklama yapmak zorundadır.”
İskenderun’da 17 merkezde konteyner kent bulunduğunu ifade eden Karakaş, şöyle konuştu: “Sağlık, ulaşım, meslek edinme kursları, güvenlik gibi sorunlar yaşanıyor ve çözülmelidir. Konteyner yardımlarının dağıtılmasında bir sorumsuzluk yaşanmaktadır. Bunun için AFAD yönetiminin dışında, konteynerlerde ayrı bir yönetim oluşturulmasının, bu yönetimin yardımları dağıtmasının daha yerinde olacağını düşünüyoruz.”
KAHRAMANMARAŞ NORMALE DÖNEMİYOR
6 Şubat depremlerinin ardından 11 ay geçti. Kahramanmaraş’ta da Hatay’da da Adıyaman’da da yeni konutlar tamamlanamadı. Göç etmeyen, şehirde kalmak zorunda kalan vatandaşlar, geçen kışı konteynerlerde geçirdiler, bu kış da konteynerde geçecek. En büyük şikâyet “İşler ağır yürüyor” oldu, talep TOKİ’nin işe bir an önce el atması…
Cafer Sincer, Vatan Partisi MKK üyesi. Kahramanmaraş merkezdeki evi ağır hasar aldı. Dulkadiroğlu ilçesine bağlı Seyrantepe köyünde yaşıyor. “Her şehre gittiğimizde bekliyoruz ki işler biraz ilerlemiş olsun. Maraş ayağa kalksın istiyoruz ama hâlâ yıkılıyor(!)” dedi. Sincer, izlenimlerini şöyle aktardı:
“Bölgeden büyük göç yaşandı. Net bir sayı bilmiyoruz. Ekonominin sadece yüzde 10’u aktif. Çarşıda insan yok, yeni yerleşen yok. Barınma sorunu devam ediyor.
“Kahramanmaraş merkezde iki büyük konteyner kent var. Merkezde tek bir ev yapılmadı. Esnaf konteynerde çalışıyor. Bir tek Kapalı Çarşı açık. Maraş, Kapalı Çarşı’dan ibaret. Çarşıda insan yok, moraller bozuk. Esnaf para kazanamıyor.
“Bazı bölgeler tamamen boşaldı, hayat normale dönmedi.
“Bizim köyde 120 ev var, yarısı zaten boştu, yaz aylarında geliyordu vatandaşlar. Köyümüzden 19 ev yıkıldı, devlet, 10 ev yapacağını söylüyor. Dokuz ev sahibi ise kendi imkânlarıyla evlerini yapmaya çalışıyor. Müteahhitler geliyor. Yaptırılacak ev 10’un altındaysa kabul etmiyorlar. Senin evin 135 metrekare, bu krediyle sana 85 metrekare veririm, diyor…
“Vatandaşın beklentisi TOKİ’nin işe el atması. Belediyeler vatandaşla müteahhidi karşı karşıya getiriyor. Standart da yok. Kimisi çelik eve yapılacak diyor başka yerde betonarme evler yapılıyor. İşlerin hızlanması burada en büyük talep.”