21 Ekim Medyanın Halleri

HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI

KÖYDEN İNDİM ABD’YE

SALİH TUNA / SABAH

Kılıçdaroğlu'nun 8 saat ortadan kaybolmalı ABD gezisi ve hemen ardından İP heyetinin ABD yollarına düşmesi, birbirlerinin arkasından iş çevirme "yeteneklerini" hepten açığa vurdu.

***

Bunlar değil miydi 6'lı masada ayrım gayrım olmadığını her fırsatta söyleyen?

Ne oldu?

Madem aralarında hiçbir ihtilaf yoktu, ayrı ayrı ABD'ye gitmenin ne âlemi vardı?

Zaten ABD Başkanı Biden, çıkarlarına uymadığı için Erdoğan'ı devirip bunları (6'lı masa muhalefetini) iktidar yapmak istediklerini açık seçik söylemişti.

Yani icazet topyekûn ve peşin verilmişti. Ayrıca icazet uğruna ABD'ye gitmek de ne oluyordu?

Yapacakları tek şey, aralarından bir aday çıkarmaktı... Cumhurbaşkanı adaylarını dışarıdan değil, 6'lı masa sakinleri içinden seçeceklerini söyleyip duruyorlardı ya, bu da mı yalandı?

Şayet birlikte ABD'ye gitselerdi...

"Biz seçemedik bir türlü, siz içimizden birini seçin" demeyi hedeflediklerini söylemek mümkündü.

Ayrı ayrı gittiklerine göre, "Onu alma, beni al" yollu birbirlerinin arkasından iş çevirdikleri akla geliyor.

KAZAKİSTAN'DAN ESEN RÜZGÂR

OĞUZHAN BİLGİN / AKŞAM

Astana caddelerinde dolaşınca Kazakistan'daki potansiyeli, toplumsal değişimi görmek mümkün. Tamamıyla modern bir başkent olarak tasarlanmış Astana'nın ismi bilindiği üzere bir dönem Nursultan yapılmıştı. Şehrin adı Ocak 2022'deki olaylar ve Cumhurbaşkanı Tokayev'in Nazarbayev döneminde güçlü olan pek çok ismi pasifize etmesiyle tekrar eski adı olan Astana'ya çevrilmişti.

Kazakistan kalkınması, zengin enerji kaynakları, belli seviyedeki sanayisi ve jeopolitiğiyle Türkistan coğrafyasında kişi başına düşen millî geliri en yüksek ülke olmasıyla biliniyor. Dünyanın 12. büyük petrol rezervi, 16. büyük doğalgaz rezervine sahip ülke aynı zamanda Çin'den başlayan Avrasya ticaret hatlarının da güzergâhında bulunuyor.

İşte bu Kazakistan'da güçlü bir refah ve orta sınıflaşma dinamiği ortaya çıkarıyor ve sosyolojik değişimin politik etkileri de görülüyor.

MADENCİLERİN CANI

MELİH AŞIK / MİLLİYET

Prof. Selçuk Şirin’in “Yol Ayrımındaki Türkiye” adlı kitabını okurken 85. sayfada gözümüze şu başlık ilişiyor: “Yeni bir Soma faciası kaçınılmaz.”

2015 yılında piyasaya çıkan kitapta Prof. Şirin dünyada tüm kömürün yarısını üreten Çin’de madenci ölümlerinin de çok yüksek olduğunu ancak yıllar içinde sayının düşürüldüğünü anlatıyor. 2012 yılında 1 milyon ton kömür için 1 Çinli madenciye karşılık Türkiye’de 25 madencinin can verdiğini anlatıyor. Dinliyoruz:

“Çin’de kazaların azaltılmasında başrolü halkın tepkisi oynuyor. Tepki yükselince kazaların üstünün örtülmesi geleneğine son veriliyor, etkili soruşturma ve cezalandırmaya gidiliyor. İdari ve mülki amirler kendi hatalarını içeren birer özeleştiri raporu yazıyor. Bu bilgilere dayalı önlemler alınıyor. Yeni kazalar önleniyor” demiş yedi yıl önce Prof. Şirin.

NEDEN 2 ÖĞÜN

MUSTAFA MÜFTÜOĞLU / HÜRRİYET

Daha önce de yazdım, beslenmenin de bir “anayasa”sı var ve o anayasa dünyanın en kısa anayasalarından biri, zira sadece 3 maddeden ibaret.

1. Yeterli beslenin (Sadece ihtiyacınız kadar yiyin, ne çok fazla ne çok az!).

2. Dengeli beslenin (Beslenmenizde protein, yağ ve karbonhidrat üçlüsü arasında gerekli dengeyi koruyun!).

3. Çeşitli beslenin (Besin ihtiyaçlarınızı farklı gıda kaynaklarından çeşitlendirerek karşılayın!).

Tekrar belirtelim, bu anayasa asla değişmez! Ne var ki hayatın diğer alanlarındaki anayasalarda olduğu gibi bu anayasanın da alt başlıklarını belirleyen bazı kanunları vardır. O kanunlardan biri bize net olarak şunu söyler: YAŞINIZ İLERLEDİKÇE AZ VE ÖZ YİYİN. LOKMALARINIZI AZALTIP ADIMLARINIZI ÇOĞALTIN. MÜMKÜN OLDUĞU ÖLÇÜDE “BİTKİ TEMELLİ” BESLENİN. VE YİNE MÜMKÜN OLDUĞU ÖLÇÜDE 2 ÖĞÜN BESLENME PLANINA GEÇİN. (…)

Basitçe ve kolay bir yaklaşım için “50-60 YAŞ ARALIĞI”nda yüzde 10-15, “60-70 YAŞ ARALIĞI”nda yüzde 15-20, “70 YAŞ SONRASINDA” yüzde 20-30 civarında kalori tasarrufu yapmamızda fayda var. Güvenilir bir araştırma, kalori kazanımını yüzde 30 azaltan kişilerin daha sağlıklı ve daha uzun bir ömür sürme şansı yakaladıklarını gösterdi.

NEDEN EVLİLİK AZALDI BOŞANMA ARTTI?

MEVLÜT TEZEL / SABAH

Boşanma nedenleri incelendiğinde sorumsuz ve ilgisiz davranma problemi yüzde 32,2 ile ilk sırada yer alıyor. Onu aldatma yüzde 14,1, evin geçimini sağlayamama yüzde 9,8, şiddet eğilimi yüzde 8,1 izliyor.

Evlenme oranındaki düşüşte; ekonomik, iş, kariyere odaklanma gibi nedenler sıralayabiliriz. Bireysel yaşam tarzının yükselişe geçmesi de önemli bir neden.

Ayrıca ülkemizde 2001 yılında bin nüfus başına 20,3 doğum düşerken, 2021 yılında 12,8 doğum düştü.

Evet, sosyal hayatın kısıtlanması, çocukların masrafları vs. bu zamanda çocuk büyütmek zor. Ama çocuk sahibi olmanın verdiği mutluluk ise paha biçilmez.

Öte yandan Türkiye'de son beş yılda yaşlı nüfus oranı da yüzde 24 arttı. Ve nüfus bu hızla yaşlanırsa 2080 yılında her 4 kişiden biri 65 yaşın üzerinde olacak. Dünyada durum daha vahim. Örneğin Japonya'da 75 yaş ve üzeri nüfus 19,3 milyona, 65 yaş ve üzeri nüfus ise 36,2 milyona yükseldi. (…)

Ülkemizde doğum oranı düşerken, boşanma oranların artması, nüfusun hızla yaşlanması, göçmen nüfusu daha çok dikkate almamız gerektiğini gösteriyor.

KANLI HD(P)KK'YI YEŞİLE BOYAYACAKLAR!

YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

HDP kapatılacak bunun başka bir yolu yok… Bu sadece bizim duygu ve düşüncelerimizin temennisi değil… Anayasa bunu emrediyor. Kanun- hukuk bunu emrediyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde HDP gibi teröre yardım ve yataklık eden bir sözde siyasi partinin yaşaması mümkün değildir. HDP gibi bir parti Amerika’da, Japonya’da, Rusya’da, Arabistan’da ve ölüm cezası olan daha başka ülkelerde kurulmuş olsaydı tüm yöneticileri idam edilirdi. Bizde de TBMM’nde bölücülük yapmaya devam ediyorlar. TBMM’de resmen devletin imkânları, vatandaşın vergisiyle PKK’lı yaratıkları besliyoruz. Hazineden de son güncel rakama göre 539,5 milyon TL alacakmış… Bu paranın içinde terör örgütü PKK’nın şehit ettiği vatan evlatlarının anasının, babasının, eşinin, çocuklarının da hakkı var...

Türkiye Cumhuriyeti’ni hukuk çerçevesinde korumakla yükümlü olan Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla HDP’den kurtulacağız. Bunun aksi düşünülemez. Aksi takdirde zaten Anayasa Mahkemesi kendi kendini lağvetmiş olur. HDP’nin kapatılacağının farkındadır ve Yeşil Sol Parti isimli bir partiyle dirsek temasındadır. Yeşil Sol Parti isimli yedek bölücü parti olarak hazır kıta beklemektedir. (…)

Türkiye’nin ekmeğini yiyen, suyunu içen HDP sürekli Türkiye’ye ihanet peşindedir. Bu ihanet asla cezasız kalmamalıdır.

Anayasa Mahkemesi HDP’nin bu son açıklamasını da dosyasına koymalıdır.

Hani derler ya “Her boyayı boyandık da bir fıstıki yeşil mi kaldı?” diye… “HDP” bitti de şimdi “Yeşil” mi peydah olacak?

Sonraki Haber