21 Ekim Medyanın Halleri
İşte günün öne çıkan köşe yazıları....
GOEBBELS TİPİ İSRAİL PROPAGANDASI
Zafer Şahin-Milliyet
Goebbels bir kirli propaganda ustasıydı... 2023 dünyasındaki öğrencileri de ondan farklı değil. “Propaganda zekâ ürünü olmak zorunda değildir, amaca hizmet etmelidir” mantığıyla hareket ediyorlar. Çocuk, kadın, yaşlı demeden insanları katledip sahte videolarla suçu Hamas’ın üzerine yıkmak kesinlikle zekâ ürünü bir strateji değil. Ancak bir amaca hizmet ettiği de ortada. Ve bu strateji ABD- Avrupa kamuoyunda ilginç bir şekilde destek de buluyor!
İsrail aslında bunu ilk kez yapmıyor. Ne zaman masumları öldürse ABD destekli propaganda makinesi hemen devreye giriyor. Makinenin nasıl çalıştığını Adam Johannes 2004 yılında 7 maddede özetlemiş. İşte İsrail’in her katliamdan sonra kendisini aklamak için kullandığı argümanlar:
1. Ölüm haberlerini duymadık, araştıracağız;
2. İnsanlar hatalı bir Filistin roketi/bombası tarafından öldürüldü;
3. Tamam öldürdük ama onlar teröristti;
4. Tamam sivillerdi ama canlı kalkan olarak kullanılıyorlardı;
5. Tamam, bölgede hiç savaşçı yoktu, dolayısıyla bu bizim hatamızdı. Ama biz kazara sivilleri öldürüyoruz, onlar bunu bilerek yapıyorlar;
6. Tamam biz onlardan çok daha fazla sivil öldürüyoruz ama diğer ülkelerin ne kadar berbat olduğuna bakın!
7. Neden hala İsrail’den bahsediyorsunuz? Bir çeşit Yahudi düşmanı mısın?
Adam Johannes 19 yıl önce yazdığı yazının sonuna “Bunu duyduğunuz veya izlediğiniz bir sonraki röportajda test edin” diye not düşmüş.
İSRAİL’İN EN TEHLİKELİ PLANI: GAZZE KÜÇÜLECEK
Özay Şendir-Milliyet
Ordu Radyosu’nda yayımlanan bu cümle İsrail Dışişleri Bakanı Eli Kohen’in ağzından çıktı.
“Gazze toprakları azalacak” demek İsrail’in bir tampon bölge oluşturmaya çalışacağı anlamına geliyor.
İsrail kasabaları ile Gazze arasında daha fazla insansız alan yaratmaya çalışmak barış değil sürekli çatışma demek.
Gazze, baştan sona, yukarıdan aşağıya 360 kilometrekare ve bu ufacık alanda 2 milyon insan yaşıyor.
Ufacık bir kıyı şeridine sıkışmış insanları daha da ufak bir alanda yaşamaya zorlayarak barış sağlanamaz.
Düdüklü tencere çok fazla doldurulursa patlar ya, İsrail’in bu planı da aynı sonuca yol açar, sonuçta daha fazla kan akmasına neden olur.
TERÖR DEVLETİ İSRAİL HARİTADAN SİLİNMEDEN MAZLUMLARA HUZUR YOK
Tamer Korkmaz-Yeni Şafak
İslam Düşmanı İsrail ile ABD; Bağımsız Türkiye’nin stratejik düşmanlarıdır. Sırtını Haydut ABD’ye dayayan İsrail terör devletinin Gazze’deki soykırımı -bir defa daha- gösterdi ki: Ankara’yı; Washington ile Tel Aviv’in tezlerine, politikalarına ve dahi eksenine eklemlemek için açıktan veyahut gizlice gayret sarf eden…
Yerleştirilmiş akademisyenlerin, farklı etiketlerle zuhur eden siyasilerin, iliştirilmiş medya maydanozlarının vebali, günahı çok büyüktür.
Birleşik Terör Devletleri ABD/İsrail ile “normalleşmek” demek…
-Her defasında sırtından vurulmak…
-Ölümlerden ölüm beğenmek, anlamına gelir!
‘ABD, KALICI BİR KOPUŞUN ARİFESİNDE’
Mahmut Övür-Sabah
Düşüşteler ve son bir gövde gösterisi için uçak gemileriyle, nükleer ateş gücüyle, destroyerleriyle, denizaltılarıyla bölgeye akın akın geliyorlar. Yeni ve kirli bir plan yaptıkları çok açık. Türkiye'yi de kapsama alanına alan bu plan, sonları da olabilir, kanlı bir savaşın başlangıcı da.
Tıpkı Bakan Fidan'ın altını çizdiği gibi: "Amerika'nın moral üstünlüğü bölgede inanılmaz bir şekilde zedelenmiş durumda. Belki kalıcı bir kopuşun da arifesindeyiz."
KAÇ KELİME İLE KONUŞUYORUZ?
Abbas Güçlü-Milliyet
On binlerce kelimesi olan zengin bir dilimiz, zengin bir kültürümüz var. (…) 100 hadi bilemediniz birkaç yüz kelime ile konuşuyor olmak ilk anda abartılı gibi gelebilir ama bunu telaffuz eden kişi sıradan biri ya da muhalefet değil. Öyle olsa abartıyor diyebilirsiniz.
Oysa bunu büyük bir cesaretle dile getiren, adeta ‘kral çıplak’ diye haykıran kişi, bizzat çocuklarımızın eğitiminden ve gelişiminden sorumlu kişi yani Milli Eğitim Bakanı.
Tespit ve teşhis doğru.
Peki ya tedavi?
İşte bu noktada olabildiğince ayrıntılı düşünmek gerekiyor.
Daha da önemlisi çocuklarımızın 100 kelime ile konuşmalarına neden olan ortamın iyi analiz edilmesi olmazsa olmazların başında geliyor.
Bu konuda pek çok saptamada bulunulabilir ama en önemlileri sanki şunlar:
Sınav odaklı eğitimin öğrenme odaklı eğitimin önüne geçmesi
4, 5 seçenekli test sistemi
Sosyal medya
Okuma ve yazmaya verilen önemin azalması
Gazete, kitap, dergi ve benzeri yazılı materyallere olan ilgi ve motivasyonun yaratılamaması
Okuyanın ödüllendirilmemeli tam aksine ‘boşa zaman kaybı’ yönünde bir algının oluşması
Konuşulan, yazılan kelime sayısına değil cepteki paraya ve kılık kıyafete bakılması…