CHP Genel Başkanı Özgür Özel 'Kobani davası' kararlarını hedef aldı! Demirtaş'ı savunmaya devam etti...
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kobani davası kararları ile HDP/DEM’in Kandil’in talimatlarını uygulama aracı olduğunun bir kez daha teyit edilmesini görmezden geldi. Partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşan Özel, Kobani kararlarının 'hukuki' değil 'siyasi' olduğunu savundu.
Partisinin TBMM'deki grup toplantısında Kobani davası kararlarını değerlendiren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "10 kişiye yakın bir milletvekili ekibimiz Kobani davasının karar duruşmasını takip ettiler. HDP’nin Eş Genel Başkanları sayın Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da yargılandığı davada hukuki değil siyasi kararların verildiğine hep birlikte şahitlik ettik. Kobani Davası'nın iddianamesi uzun zamandır siyasilerin savcılara dikte ettirilmesi ile yazdırılmıştı. Ne Demirtaş ne bir başkası hakkında Yasin Börü'nün ölümüyle bağlantı bulunmadı. Erdoğan'ın yatsın dediklerini yatıran Erdoğan'ın kendi vicdanında mahkum ettiklerine ceza veren ama cezaları konuşmalardan veren, yani İstinaf, Yargıtay, olmadı AYM'nin bal gibi bozacağı bir kararı mahkeme heyeti verdi. Biz bu davanın hukuki olmadığını hep söyledik siyasi olduğunu ifade ettik etmeye de devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugünkü grup toplantısında kendisine yönelttiği sorulara da yanıt veren Özel, "Bahçeli bana 4 tane soru sormuş okumaya utanırım. Sorular CHP gibi 'Türkiye İttifakı' diyen bir partinin genel başkanına sorulacak soru değil. Bu soruların kime sorulacağını biliyorum da o seviyeye inmek istemiyorum. Bu soruları kimin sorduğunu biliyorum" dedi.
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Bugün 21 Mayıs. Çerkes soykırımının ve sürgününün yıl dönümü. Bu büyük acıyı bugün de bir kez daha paylaşıyor, onlara bu zulmü yaşatanları lanetliyoruz. Bu hafta 1000. hafta. Bu hafta anayasal hakkın kullanımına şahitlik etmek istiyoruz. CHP her hafta olduğu gibi bu hafta da orada olacak. Cumartesi Anneleri'nin etrafındaki utanç bariyerlerini kaldırın.
ÖZEL'DEN BAHÇELİ'YE 4 SORU
Bahçeli bana 4 tane soru sormuş okumaya utanırım. Sorular CHP gibi 'Türkiye İttifakı' diyen bir partinin genel başkanına sorulacak soru değil. Bu soruların kime sorulacağını biliyorum da o seviyeye inmek istemiyorum. Bu soruları kimin sorduğunu biliyorum. Size bu soruları yazan arsız metin yazarları var ya şu dört soruya cevap versinler bakalım; Bu 2 kişinin isimleri Sinan Ateş iddianamesinden nasıl ve kimler tarafından iddianameden aykılanmıştır? Sinan Ateş'in sokak ortasında ölümünden sonra kimse tweet atmayacak cenazeye gitmeyecek taziye bildirmeyecek diyen hangi ikisidir? Bu talimatı partiye hangi ikisi yaymıştır? Tetikçiyi kaçıran aracın fotoğrafları açığa çıkıp Ülkü Ocakları Genel Başkanı'na bu aracın ceza yemeyecek, trafikte durdurulmayacak statüsüne getirilmesine hangi ikisi katkı sağlamıştır? Koskoca parti 2 meczuba teslim edildi. Yazıklar olsun. Türkiye normalleşecekse sokak cinayetine sahip çıkılmayacak.
TASARRUF TEDBİRLERİ
Hükümet sürekli kendi ekonomik tahminleri tutturamadığını itiraf edip, revize etmekle meşgul. Enflasyon hedefi yüzde 33'tü şimdi yüzde 38 olarak revize ettiler. Kamuda tasarruf adı altında memurun servisiyle uğraşıyorlar, öğretmen ataması yapmamayı marifet sayıyıorlar.
Enflasyonu düşüreceğiz diye asgari ücrete zam yapmayanlar, emekliyi 10 bin liraya muhtaç bırakanlar köprülere, yollara yüzde 181 zam yapıyorlar. Sonra da enflasyonla mücadeleden bahsediyorlar.
YASİN BÖRÜ'NÜN ANNESİNDEN AÇIKLAMA
Yasin Börü'nün annesi Hatice Börü Kobani davası kararlarının ardından açıklama yapmıştı. Gazeteci Arzu Erdoğral'ın aktardığına göre Hatice Börü, Selahattin Demirtaş'a sert çıkarken Özgür Özel'e de sitem etmişti. Arzu Erdoğral'ın İstiklal'de yayınlanan yazısındaki ilgili kısım şöyle:
"6-7 Ekim olaylarında ne olmuştu onu hatırlayalım; Terör örgütü PKK'nın siyasi kanadı o dönemki adıyla HDP'nin (şimdi DEM) çağrısıyla vandallar sokaklara çıktı. 35 ilde düzenlediği gösterilerde ortalığı savaş alanına çevirdi.
Çıkan şiddet olaylarında 2 polisimiz şehit olurken Diyarbakır'da Kurban Bayramı dolayısı yoksullara kurban eti dağıtırken vahşice katledilen 16 yaşındaki Yasin Börü'nün de aralarında bulunduğu 35 kişi hayatını kaybetti, 435'i sivil, 326'sı güvenlik görevlisi 761 kişi yaralandı.
HDP (DEM) Merkez Yürütme Kurulunca 6 Ekim 2014'de bir açıklama yapıldı. Bu açıklamanın ardından terör örgütü YPG/PKK yandaşları, Aynularab bahanesiyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki iller başta olmak üzere 35 il, 96 ilçe ve 131 yerleşim yerinde 6-9 Ekim tarihlerinde barikatlar kurup yolları kestiler.
Olaylarda uzun namlulu silah, molotofkokteyli, havai fişek, taş ve sopalar kullanıldı. Kamu binalarına ve araçlarına, vatandaşların evlerine, iş yerlerine ve araçlarına zarar verildi. Olaylar sırasında 37 "nitelikli adam öldürme", 29 "adam öldürmeye teşebbüs", 3 bin 777 "mala zarar verme", 25 "alıkoyma", 395 "hırsızlık", 15 "yağma", 308 "iş yeri ve konut dokunulmazlığını ihlal", 13 "Türk bayrağını yakma, ve "Atatürk'ü Koruma Kanunu'na muhalefet" suçu da işlendi.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde tesis edilen huzur ve güven ortamına zarar veren şiddet eylemleri, can ve mal kayıplarının yanı sıra sosyal yaşama, turizme ve ekonomiye ağır darbeler vurdu.
Yasin Börü ve üç arkadaşını ise unutmak mümkün değil! Bir grubun silah, taş, sopa ve kesici aletli saldırısına uğradılar! Zavallı çocuklar sığındıkları binanın üçüncü katında linç edildiler. Binadan atıldılar. Cesetlerine dahi işkence yapıldı. Ahmet Dakak'ın başı taşla ezildi, 16 yaşındaki Börü'nün üzerinden arabayla geçildi. Cesetleri yakılan ve tanınmayacak hale gelen çocuklar, aileleri tarafından güçlükle teşhis edilebildi. Aralarından nasibi varmış ki yaralı kurtuldu Yusuf Er…
Arkadaşlarının vahşice öldürülmesine tanıklık ettiği için psikolojisi bozuldu. Diyarbakır dışındaki bir hastanede tedavi görmek zorunda kaldı. Demirtaş'ın, 'Haftalardır direnen halkımıza teşekkür ediyoruz. Hep birlikte direnmeye devam edeceğiz' sözleri hafızalara kazındı.
Gel gör ki her şey siyasi! Yasin Börü’nün annesine sormak lazım. Hatice Börü’ye… Yasin katledildiğinden beri arar sorarım kendisini. Karardan sonrada aradım.
Anne Börü;
Kaç yıl verseler de benim acım soğumaz, ben evladımı kaybettim, acım hafiflemiyor. Selahattin Demirtaş evlatlarını görüyor, ailesini görüyor. İlahi adaletin vereceği cezayı bekliyorum. Davaya siyasi demişler. İster adı Özgür Özel olsun ister başka biri olsun fark etmiyor. Onlar hep HDP’nin yanında yer aldılar. Bizi hiç anlamadılar. Yasin’i ve diğerlerini hiç çocuk olarak görmediler, o gözle bakmadılar. Eğer o gözle baksalardı böyle konuşamazlardı. O nedenle dediklerinin hiçbir önemi yok.
Evet evladı vahşice katledilen anne bunları söylüyor. Bende tek bir soru soracağım. Siz bu anneye 6-7 Ekim olayları davası siyasi diyebilir misiniz?"
BAHÇELİ NE DEMİŞTİ?
Bahçeli, Kobani Davası ile ilgili Özel'e yönelik şu ifadeleri kullanmıştı, "CHP yönetiminin 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili mahkeme kararına siyasi demesi, haksızlık ve hukuksuzluk vurgusu yapması, normalleşme ve yumuşama ortamına aykırı görmesi rezaletin ta kendisidir. Terör örgütü PKK, 1978 yılında, Diyarbakır Lice ilçesi Ziyaret Köyünde Marksist-Leninist ideolojiyi referans alarak kurulmuştu. Bölücü örgüt 1984 yılından itibaren Eruh-Şemdinli saldırılarıyla birlikte yoğun şiddet eylemlerine yönelmişti. Nisan 2002’de KADEK, Kasım 2003’de KONGRA-GEL, Mayıs 2007’den itibaren de KCK şeklinde yapılanan bölücü terör ihanetinin nihai hedefi de bağımsız Kürdistan’dır. Türkiye’yi, Cumhurbaşkanımızın değil de başkalarının yönettiğini iddia eden Özgür Bey ve yönetimine soruyorum, mertçe cevap vermelerini bekliyorum: 1– İmralı canisinin ve cezaevindeki terör mahkumlarının affını istiyor musunuz? 2- Vatan topraklarının bir bölümünde bağımsız Kürdistan’ın kurulmasından yana mısınız? Beraber DEM’lendiklerinize söz verdiniz mi? 3- Hangi dış mihrakların nam ve hesabına siyasi çalışma yürütüyor, Türkiye’nin geleceğini kimlerle konuşuyor, kimin folluğunda yatıyorsunuz? 4- 37 kişinin katiline verilen cezalar hukuksuz ise, size göre hukuk nedir? Adalet nedir? Devlet nedir? Siyasi onur ve millet sevdası sizin meşrebinizde ne manaya gelmektedir?"