22 Kasım Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

CHP’NİN 2 GENEL MERKEZİ Mİ OLDU?

Yalçın Bayer -  Hürriyet

CHP kurultayından sonra ağırlıklı tartışılan iki konu var. “CHP için artık iki genel merkez oldu ve kurultay sürecinde bazı kişilere maddi imkânlar sağlandı.” Birincisi, Parti Meclisi ve MYK yapısının İstanbul ağırlıklı olması, daha da önemlisi malum yerel seçimlerde belediye başkan adaylıkları ve Meclis üyelerinin belirlenme süreci. Yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek, Ekrem İmamoğlu değişimci ekibinin başındaki kişi. Aday belirleme sürecinde Zeybek ve ekibinin dolayısıyla İmamoğlu’nun etkisi çok olacak. Bizzat bizi arayan İstanbul’un ilçelerinde belediye başkanı adayı olmak isteyen kişiler “Biz genel merkeze gidiyoruz, bazı genel başkan yardımcıları ile görüşüyoruz” diyorlar. Hatta bazıları Özgür Özel ile görüşmüş. Kendilerine söylenen “Aday olabilirsiniz ancak Ekrem Bey ile konuşmanız gerekir.” İstanbul adaylarını İmamoğlu belirliyor. Bu da adaylar arasında ‘iki genel merkez oluştu’ yorumlarına yol açıyor. Diğer konu ise şöyle: Kurultay sürecinde bazı kişilere maddi imkân sağlandığı iddiası. Bunu üç dönem CHP Muş il gençlik kolları başkanlığı yapmış Erkan Çakır, kendi sosyal medyasında yayınladı. Kurultayda fotoğraf vermediği neredeyse CHP’li yok. Özgür Karabat, Ali Mahir Başarır, Özgür Çelik, Şükran Kütükçü hatta salona Ekrem İmamoğlu’nun arkasında girdi. Tanımayan yok. Öyle ki katıldığı bir sosyal medya platformunda işlerin başında Özgür Karabat’ın olduğunu söyledi. Hatta bu açıklamanın üzerine Özgür Karabat’ın kendisini aradığına dair ekran görüntüsünü yayınladı. Basına yansıdı. Partililer merak ediyor. Partinin Muş gençlik kolları başkanlığını yapmış birisi suçlamada bulunuyor. Acaba CHP Genel Merkezi bu kişi için savcılığa suç duyurusunda bulundu mu? Gelen bilgiler böyle bir suç duyurusu yapılmadığı yönünde. Bu derin sessizliğin nedeni nedir acaba? Bu tartışmalar gölgesinde yerel seçimde nasıl bir başarı bekleniyor?

CIVIK POLİTİKA SAHNESİNİN ARKA PLANI

Haşmet Babaoğlu - Sabah

Şöyle bir bakın... En önemli görüşmede uyuyan, ara ara boşlukla konuşan ABD Başkanı... Avrupa coğrafyasını bilmeyen Avrupa ülkelerinin dışişleri bakanları... "Artiz"likleri artık kendi vatandaşlarına baygınlık veren liderler... Gelişmiş ülkelerin başına "atanan" bankacılar... Bir dediği diğerini tutmayan başbakanlar... Savaş çıkartıp komutanlık yapan TV yıldızları... En son çıkış Arjantin'den geldi: Yeni Başkan Javier Milei... Kafayı kırmış biri... Hoplayıp zıplamaya başladı bile... Dünyayı böyle oyalayacak... Belki "yeni Zelenski" olacak; şimdilik sakin görünen Latin Amerika'da sıcak bir çatışmaya kapı açacak... Ve onu arkadan sahneye iten "küresel oligarşi" ellerini ovuşturarak izleyecek...

KIZILDENİZ MESELESİ

Yusuf Dinç - Yeni Şafak

İsrail terörü estiğinden beri köşemde dikkati Süveyş’e ve Kızıldeniz’e çekmeye gayret ediyorum. Çünkü bu işin gideceği yer belli. Dünyanın en stratejik güzergahına sıfır mesafede bir kaos gelişiyor. ABD kontrolü kaybetmek üzere. ABD’nin insani ara verilmesini zımnen kabul etmesi, kontrolü yeniden ele almak fırsatı tanıdığından. İnsani bir kaygısı yok yani. Kontrolü zayıfladıkça daha fazla uçak gemisini bölgeye yönlendirmek zorunda. Uçak gemilerinin mevcut pozisyonunu değiştirmek ise çok riskli. Yolda başlarına neler geleceği bilinmez. Gelseler geri dönmeleri sorun. O yüzden yapabileceğinin maksimumunu yaptığını değerlendiriyor olmalı. Filosunun %10’unu bölgeye yığdı. Daha fazlasını yapmaya kalkarsa dengede tutmaya çalıştığı Asya-Pasifik’te; mesela Tayvan’da yahut Filipinler’de; ipleri elden kaçırabilir. Kontrolü kaybediyor diyorum zira Kızıldeniz’in ticaret güvenliği, Yemen Husilerinin Galaxy Leader gemisine el koymaları ile belirsiz bir hal aldı. Geminin sahibinin Yahudi olduğu ifade ediliyor ama kim diğer gemi işletmelerinin ortaklık yapısını irdeleyecek ki? Süveyş ve Kızıldeniz, ABD’nin Uzakdoğu ile esas bağlantı güzergahı.

Sonraki Haber