23 Ekim Medyanın Halleri

HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI

ÇEMBER DARALDI ASUMAN

SALİH TUNA / SABAH

FETÖ'nün MİT TIR'ları kumpası ile PKK'nın kimyasal silah "suçlamasını" adanmışçasına destekleyenler arasında da fark yok.

Hedefleri de aynı: Dün olduğu gibi bugün de Türkiye'yi uluslararası toplum nezdinde mahkûm ettirmek, ardından da müeyyide uygulamak.

Ağır ambargo ve tazminat cezaları sonucunda istedikleri yönetim değişikliği gerçekleşmezse, bilfiil işgal etmek.

Şayet MİT TIR'ları kumpasıyla hedeflerine ulaşabilselerdi, 15 Temmuz 2016'daki işgal girişimine gerek duymayacaklardı.

MİT TIR'ları belki de mahut nihai hedefleri yolunda döşenen taşlar mesabesindeydi.

Peki ya şimdi?

Taşlar hangi hedefe ulaşmak için döşeniyor? Başka bir ifadeyle, "kimyasal silah" propagandasıyla veya o icazetli "muhalif masalarla" istediklerini elde edemezlerse sırada ne var?

MUHAFAZAKAR DEVRİMCİ KİMDİR?

YAŞAR HACISALİHOĞLU / AKŞAM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere seslendiği bir konuşmasında "Karşımda şu anda muhafazakâr devrimciler var" dedi. Daha sonra da kendisin de muhafazakar devrimci olduğunu ifade etti.

Oysa bu iki kavram yan yan duruşu değil, sentezlenerek iç içe geçerek, etiketler olarak değil, sentezlenmiş fikri özü yansıtır.

Muhafazakar devrimci; yaşadığı topraklara olan tutkusuyla, edindiği kimliklerle, içselleştirdiği değerlerle, inançlarıyla, idealleriyle, içinde doğduğu sosyolojik ve coğrafi özgünlüğüyle, mensubu olduğu aile hasletleriyle, ülke ve millet bağlılığıyla geleceği inşa edendir.

Muhafazakar devrimci; Kulun kula kulluğunu reddeden, manevi değerlerini zedeletmeyen, ülke ve millet bağımsızlığını ferdi hiçbir beklentiye, hesaba kurban etmeyendir.

Muhafazakar devrimci; Kendi özgünlüğünü, benliğini koruyan, taklide asla meyletmeyen, taklidin aslını güçlendirdiğini çok iyi bilen, kendi değerleriyle hemhal olmadan, başkalarına benzemeye çalışarak kıymetlenemeyeceğinin bilincinde olandır.

KANSIZLARLA VATANSIZLAR

İSMAİL KILIÇARSLAN / YENİŞAFAK

Kimyasal silah yalanını, biliyorsunuz, Türkiye’yi dünya kamuoyunda zor durumda bırakmak için dolaşıma sokuyorlar. Çünkü ajandaları “ya tutarsa” noktasına kadar ilerledi. Her tuşa, her butona basıyorlar. Çünkü PKK dediğimiz “Amerikan aparatı mayın eşekleri”nin canlarını sürekli cehenneme gönderen, leşlerini sürekli alan bir “terörle mücadele süreci” yürüyor.

Bir hatırlatma yapayım bu noktada. 2022 içerisinde yapılan TTB seçimlerinde Şebnem Korur Fincancı’ya CHP’li doktorların da destek ve oy verdiklerini biliyoruz değil mi? Canan Kaftancıoğlu’nun, Sezgin Tanrıkulu’nun falan Fincancı için yardırdığını hatırlıyoruz değil mi? Unutursak kalbimiz kurusun.

Yani şu: Mustafa Kemal’in ordusuna “kimyasal silah kullanmak” yalanıyla saldıran kansız, o koltukta Mustafa Kemal’in kurduğu partinin himmetiyle oturuyor. Bu hatırlatmayı da “Mustafa Kemal düşmanı” olarak kodladıkları “yandaş İslamcı yazar” yapıyor. Nasıl, güzel memleket değil mi?

KARAMOLLAOĞLU’NDAN İNCİLER

FUAT BOL / HÜRRİYET

Saadet’in başındaki zat, bir televizyon programına çıkarak yıllarca birlikte siyaset yaptığı Sayın Tayyip Erdoğan için bakın neler yumurtladı:

AK Parti, koparken açık ve net şekilde ‘Biz Milli Görüş gömleğini çıkardık’ dediler. Bu, bizatihi Sayın Erdoğan’ın ifadesi. Gömlek çıkarmak, bizim anladığımız manada bütün umdelerini, prensiplerini terk etmek manasına geliyor. Bizim tatbik etmeyeceğimiz politikaları uygulamaya koyuyorlar...”

Temel Karamollaoğlu’nun, Sayın Erdoğan’a yaklaşımı bu; peki Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı yaklaşımı, değerlendirmesi nasıl? Ona da bir bakalım: “Bana göre Kemal Bey’in türban çıkışı makul bir çıkıştı. Kılıçdaroğlu’nun son senelerdeki tutum değişikliğini şahsen önemsiyorum.

Geldi, bizim Kudüs mitingine katıldı. Orada bir konuşma yaptı, herkesi memnun etti. Benim kanaatim bu çok önemli bir değişimdir...”

Milli Görüş gömleğini çıkarmayan insanların nasıl olduklarını doğrusu biz de merak ediyorduk. Demek ki 40 yıllık dava arkadaşını ötelemek, 40 yılık düşman bellediğini de yanına alıp onunla yürümekmiş.

6’LI MASADA OLUR MU OLMAZ MI GEL-GİTLERİ!

TUNCA BENGİN / MİLLİYET

Siyasetin gündeminde CHP ve İYİ Parti’nin art arda yaptığı ABD ziyaretleri ile 6’lı Masa’nın Cumhurbaşkanı adayı arasında bağlantı kurma arayışları var. Ağırlıklı olarak da her iki heyetin temaslarına dönük tespitler, eleştiriler, hatta etkinlik açısından kıyaslamalarla. Ki bu anlamda iki parti arasında göndermeler bile oldu. Niyesi malum. Daha baştan Başbakanlık hedefi koyan İYİ Parti lideri Akşener’in Cumhurbaşkanlığı adaylık olasılığı da artık iyiden iyiye konuşulmaya, tartışılmaya başladı. (…)

Özetle, dememiz o ki CHP ile İYİ Parti arasında Cumhurbaşkanı adaylığı ve HDP odaklı tartışmalarla yaşanan gerilimin 6’lı Masa’ya nasıl yansıyacağı ve olası krizlerin işareti olup olmayacağı daha çok konuşulur, tartışılır. Evet, her ne kadar görüntüde CHP ve İYİ Parti liderleri masada nizam, intizamda sıkıntı yok havası verseler de hiç kimsenin fikrini net olarak ortaya koymadığı da açık ve net. Yani Genel Başkanlar birlikteyiz, beraberiz, sorun yok mesajlarında ısrarlı ama partilerinin içinden yükselen seslere bakıldığında ise daha farklı bir hava söz konusu. Bakalım masanın kasım buluşmasından neler çıkacak?..

CHP, HDP, TTB PKK'NIN PROPAGANDA DÜĞMESİ OLDU

YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

PKK’lı yaratıkları temizlemek için TSK’nın kimyasal silaha ihtiyacı zaten yoktur. Her gün Irak, Suriye ve Türkiye üzerinde terör faaliyeti yapan PKK’lı teröristler zaten bin parçaya ayrılmaktadır. Kimyasal silah kullanıp niye tek parça kalmaları sağlansın ki?

Randevu alıp Kandil’e giden Amerikalı gazeteci Simone Foltyn ne demişti: Türk İHA'larının sürekli gözetleme yapmasından dolayı randevu alarak geldiğimiz hâlde PKK liderliğini mağarada saklanmaya zorladı.

Terör örgütü PKK bu hâldeyken onun yalan propagandalarına aldanmaya gerek yoktur. PKK’ya hizmet etmek istiyorlarsa, TSK’nın temizliğinde ölen PKK’lı teröristlerin leşlerine tabut, kalanlara zabıt tutsunlar…

Sonraki Haber