23 Mart Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

ÖZEL, CHP MİLLETVEKİLİ KONUSUNDAN SUSKUN

NEDİM ŞENER - HÜRRİYET

İmamoğlu’nun kasası Fatih Keleş ifadesinde paraları İmamoğlu’nun avukatı olan Turan Taşkın Özer’den aldığını söylerken “Tanık” olarak ifadeye çağrılan ve şu anda CHP milletvekili olan Özer’in hiçbir açıklama yapmaması da dikkat çekiyor. Skandal konusunda topu Canan Kaftancıoğlu’na atan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, çanta çanta paraların alındığı söylenen CHP Milletvekili Turan Taşkın Özer hakkında ağzını açmıyor. Keleş’in, paraları Özer’in ofisinden aldığını söylemesine rağmen ortaya çıkan yeni görüntüler para sayma sırasında çanta ve valizlerle para getirildiği görülüyor. Fatih Keleş, Turan Taşkın Özer’in verdiği paralar için “bağış” dediğini söylüyor. Ancak bunun yalan olduğu açık. Çünkü yapılan bağış kampanyasında toplanan para 150-200 bin TL civarında. 15 milyon liralık para balyalarının yanında devede kulak. Turan Taşkın Özer ise TBMM’de görev yapan milletvekili olduğu halde konuyla ilgili tek söz etmiyor. Başta da söylediğim gibi asıl dikkat çeken İmamoğlu’nun tüm bunlara tepkisizliği.

AYM’DE KİMİN DEDİĞİ OLDU?

ZAFER ŞAHİN - MİLLİYET

Muhalif medyaya göre Anayasa Mahkemesi’nin mevcut Başkanı Zühtü Arslan giderayak hükümete gol atmış ve kendisine yakın bir ismi AYM’nin başına geçirmiş! Yüksek yargıdaki görev değişimlerini bile hükümete atılan gol perspektifinden değerlendirmek ancak bizim medyada görülebilecek bir tuhaflık. İşin aslı şu: AYM’nin yeni başkanı Kadir Özkaya, eski başkan Zühtü Arslan’ın seçilmesini istediği aday değildi. Yani ortada kimsenin kimseye attığı bir gol yok. 15 üyenin dokuzunun oyunu alarak seçilen Özkaya, iki yıl boyunca görev yapacak. İki yılın sonunda yeni bir başkan seçilecek. Özetle yeni AYM Başkanı bir uzlaşıyla seçilmiş. Eski Başkan da bu uzlaşıya dahil değil. Not: Özkaya’nın hukukçu olmaması tartışılıyor. AYM’nin eski başkanlarından Haşim Kılıç da hukukçu değildi.

HANGİSİ, FAŞİST REJİM?

TAMER KORKMAZ - YENİ ŞAFAK

ABD’nin İsrail Büyükelçisi Jacob Jack Lew, Siyonist terör devletinin Gazze’deki soykırımını aklınca “aklamaya!” yeltendi. Şu sözler ona ait: “İsrail, Gazze’deki saldırılarını sürdürürken, ABD yasalarına ve uluslararası hukuka uyuyor... Bunu, Biden yönetimine bildirdim…”

- Demek ki, neymiş?
Soykırım yapmak, Amerikan yasalarına pek uygunmuş!
Dahası var: Soykırımın adı “uluslararası hukuk” olmuş!

AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR

ADNAN BİNYAZAR - CUMHURİYET

“Ağaç yaşken eğilir” atasözü eğitimin temel ilkesidir. Bu sözü ağaçtan alıp insana yönelttiğimizde “yaş” sözcüğünün yerini, “çocuk” alır. Berlin’deki evimizin penceresi, üzerinden yüzlerce aracın geçtiği asfalta bakıyor. Almanya’da, kamuya yönelik yapılar, araçlar “evladiyelik”tir. Yüzyıllar öncesi yerüstü yeraltı trenleri, sokakları dolduran otobüsler, her gün dolup taşsa da neredeyse el değmemiş ölçüde yenidir. Yeni-eski kavramları bende nedense hep Shakespeare’in 76. sonesindeki dizelerini çağrıştırır: Önceden ne yazmışsam yine yazarım onu, Nasıl ki güneş her gün hem eskidir hem yeni. Asfaltın altında, içinden kullanılan suların aktığı, eskiyen borular çıkartılıp yerine yenileri takılıyor. Bu değişim, insan elinin yalnızca yönlendirmeyi sağlayan direksiyona değdiği dev araçlarla yapılıyor. İşçiler akşama doğru o günkü görevlerini tamamlayıp gitmişti. Çalışma alanının dışında yalnızca annesiyle bir çocuk kalmıştı. Çocuğun elinde asfaltı kazıyan aracın oyuncak modeli vardı. Oyuncağın burnunu indirip kaldırsa toprak olduğu yerde kalıyordu. Annesinin gözü, çocuktaydı. “Şunu yap, bunu yap” demeden, onun bu işin üstesinden nasıl geleceğine bakıyordu. Bekçinin de ilgisini çekmiş olmalı ki çocuğun önüne koca bir kürekle toprak yığdı. Çocuk, toprağı bir yerden alıp başka yere yığınca annesinin yüzüne baktı...

Sonraki Haber