Bu bir her devrin adamı portresidir: Abdulkadir Selvi
23 Temmuz Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?
Abdulkadir Selvi, Hürriyet’te “Doğu Perinçek’in darbe aşkı” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Perinçek’in TV100’deki yayını dinlemiş. Ama köşesine işine geldiği gibi taşımış.
Yazısında Perinçek’in “CHP yüzde 90 oy da alsa iktidar olamaz. İnsanlar aldanıp oy da verse ne buna ordu razı olur ne polis razı olur” dediğini ileri sürüyor.
Oysa Aydınlık dünkü manşetinden Perinçek’in sözlerini verdi.
Perinçek, CHP-PKK/DEM ittifakına dikkat çekiyor. “Hiç kimse Türkiye’de sandıktan bölünmeyi çıkaramaz. Bu halk da Türkiye’nin birliğinden bütünlüğünden sorumlu olan hiç kimse de izin vermez.” diyor. Perinçek, “Atomu parçalayabilirsiniz ama Türkiye’yi asla” diye sözlerini sürdürüyor.
Perinçek’in sözlerinde bir darbe iması yok. Kimsenin Türkiye’yi bölmeye gücünün yetmeyeceği var.
Selvi’de seçim döneminde ve yakın dönemde Perinçek’in tespitlerine benzer yazılar yazıyor, CHP’nin açıklamalar yapıyordu. İşte onlardan bazıları:
- Hürriyet gazetesi yazarlarından Abdulkadir Selvi, CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile HDP’nin eş genel başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın yaptığı görüşmeye dair bir köşe yazısı kaleme aldı. Selvi, yazısında “HDP’nin CHP liderinden 2 bakanlık ve 4 vekillik talebi olduğunu” iddia etti. (Independent Türkçe, 21 Mart 2023)
- Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, HDP’ye yönelik açılan kapatma davasının uzamasının sebebinin “500 kişiye siyasi yasak istenmesi” olduğunu yazdı. Selvi, “Doğrudan kapatmaya konu olacak fiilleri işleyenler dosyaya konulsaydı, dava bu kadar uzamazdı” dedi. (T24, 9 Mayıs 2024)
- Kılıçdaroğlu ile HDP ve Kandil’in hangi hedefleri örtüşüyor. (Abdulkadir Selvi, Hürriyet, 3 Mayıs 2023)
- Gazeteci Abdulkadir Selvi, yaklaşan yerel seçimler öncesinde CHP ile HDP ve İYİ Parti arasındaki adaylık pazarlıklarını anlattı. HDP'nin İstanbul seçimlerine adaylığını açıklayan Ekrem İmamoğlu'na yeniden destek vermek için 'mutabakat imzalama' şartı koştuğunu belirten Selvi, "HDP İstanbul'da bazı semtlerde adaylık talep ediyor. Bunlardan ikisi Esenyurt ve Sultangazi. İYİ Parti için de Üsküdar ve Şile iddiaları konuşuluyor." iddiasında bulundu. (Yeni Şafak, 17 Ağustos 2023.)
- Abdulkadir Selvi: "HDP aday çıkarmayacak! Aynı yerel seçimlerdeki model işleyecek" (CNN Türk Canlı Yayını, 16 Mart 2023)
Örnekleri çoğaltabiliriz ama sanıyoruz yeterli…
Peki bunları söyleyen Selvi neden kendini bir anda PKK/DEM’le ittifak yapan CHP için kendini tankların önüne atıyor?
Geleceğiz.
Ama gelin önce Selvi’nin siciline bakalım.
FETÖ’YÜ KONTROLDEN ÇIKARMAK BAŞKA BAŞA ÇAĞIRMAK BAŞKA
Selvi, mizahî bir isim.
Çünkü bütün darbelerin hapishanesinde yatmış, 15 Temmuz’un ana hedeflerinden olan Perinçek’i darbecilikle suçlamak ancak mizahın bir konusu olabilir.
Peki niye Perinçek’e saldırıyor?
Çünkü Perinçek FETÖ ile hapishaneden cansiperane mücadele ederken, “Türk milletini yok edemezsiniz” diyerek aynı bugün yaptığı gibi meydan okurken Selvi, Gülen’e “lütfen dön” diye gözyaşı döküyordu. Bakın ne diyor Selvi:
“Öğrendim ki Hocam, sizin de ağlamaktan gözleriniz şişmiş.
Bilin ki sizde gözyaşları, bizde kalbimize damlayan kan damlaları oldu.
İçinden çıkamadık hocam.
Mevlana"nın gönül dili yerine Ergenekon"un tehdit dilini kullanır olduk. (…)
Aydınlık ve Sözcü"nün saldırılarına karşı sizi savunurduk. Şimdi Başbakan"ın dershaneler konusuna çözüm bulmak amacıyla görevlendirdiği yetkili kişiler Sözcü ve Aydınlık üzerinden tehdit edilir oldu. (…)
Benim tek derdim bu işten cemaatin de AK Parti"nin de daha fazla zarar görmemesi.
Aslında birçok hamiyet sahibi gibi benim gönlümden geçen ne biliyor musunuz?
Memleket denilince gözlerinizin dolduğunu biliyorum.
Ağlamaktan gözlerinizin şiştiği, ‘Her gün sırtımdan bir hançer yiyorum’ diye hayıflandığınız şu günlerde, Peygamberimiz"in vefatından sonra Hazret-i Ebubekir’in gösterdiği dirayete benzer bir şekilde dönüp başımıza gelseniz hocam.”
Selvi bu sözleri daha sonra FETÖ’yü ABD’nin kontrolünden çıkarmak için yazdığını iddia ediyor.
Şu satırları okuyan herkes FETÖ’yü ABD kontrolünden çıkarmanın başka, “Hz. Ebubekir gibi başa gelin” demenin başka olduğunu bilir.
FETÖ’ye karşı o dönem Aydınlık’ı suçlayan Selvi bu açıklamayla ancak kendini kandırabilir.
15 Temmuz başarılı olsaydı, Selvi’nin hayali gerçek olacaktı.
FETÖ’YLE AK PARTİ’Yİ UZLAŞTIRMAYA ÇALIŞTI
Selvi, kumpas davalarında da FETÖ ile hareket etti.
6 Ocak 2012'de eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Cemaat operasyonu sonrası tutuklanırken, Selvi bu kararı şöyle alkışlıyordu: “Askeri vesayetten demokratik cumhuriyete geçiş bu olsa gerek.”
Selvi, 7 Şubat 2012’deki FETÖ’nün MİT kumpasının ardından, 13 Şubat’ta terör örgütüne şöyle çağrı yapıyordu:
“Şimdiye kadar Ergenekon'a karşı birlikte mücadele ettiğimiz, askeri vesayete birlikte karşı çıktığımız, Türkiye'nin yargı vesayetinden kurtulup, demokratik bir ülke olması için beraberce çalıştığımız kesimlerle köprüleri atmadan, yaralar açmadan bu mücadeleyi yürütmeliyiz şeklinde bir yaklaşım hakim.”
Selvi, Zaman Gazetesi Genel Yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı ve STV yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın gözaltına alınmasına karşı çıkıyor ve üzülüyordu. (15 Aralık 2014, Yeni Şafak)
ERGENEKON KUMPASINI BÖYLE SAVUNDU
Kumpas olduğu bütün yönleriyle ortaya çıkmasına göre Selvi’ye göre “Ergenekon” diye bir örgüt vardı ve bitirilmedi.
Bakın ne diyor Selvi:
“Ergenekon süreci Türkiye"nin hafızasına çok şey kazandırdı, ama kirli ilişkiler ağı yeterince ortaya konulamadı.
Ergenekon davası bitti ama Ergenekon bitmedi.
Ergenekon davasının uzaması, Ergenekon operasyonlarıyla gücü eline geçirenlerin silahı siyasi iradeye çevirmesi, yeni Ergenekonlar mı kuruluyor kaygıları sürece ciddi zarar verdi.
Bu nedenle Ergenekon"un asıl beynine ulaşılamadı. (…)
Bu dava aynı zamanda CHP’nin darbe suçundan cezaya çarptırıldığının resmidir.”
Evet dün CHP’yi darbecilikle suçlayan Selvi, bugün bir anda PKK-DEM’le ittifak yapan CHP’nin savunucusu oluyor.
Neden bu değişim?
Oraya da geleceğiz.
AÇILIM DÖNEMİNİN DESTEKÇİSİ
Selvi, Açılım Dönemi’nin de açık bir destekçisiydi.
Selvi o dönem bol bol “silah bırakacaklar” iddiasını dillendirdi. Peki, bu sürecin tehlikeli olduğunu bir tek kim söylüyordu? Doğu Perinçek. Kim eylemli yanıt veriyordu: Vatan Partisi. Kim bunları manşet yapıyordu: Aydınlık.
Selvi o zamanlar, Abdullah Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesi, HDP’nin Türkiyelileşmesi, barajı aşması, Meclis’e girmesi için çaba gösteriyordu. (04.02.2015, Öcalan’dan beklenen mesaj, Yeni Şafak)
Selvi, 15 Ekim 2014 yılında, Öcalan’a Sayın diyor ve ekliyordu: “Öcalan'ın konumunu artık Türkiye tartışmalı.”
Yine örnekleri çoğaltabiliriz ama kısa tutuyoruz.
Selvi’nin desteklediği açılım sürecinin sonucu ne oldu?
Türkiye’nin güneyinde bir İkinci İsrail kurulması için kalkışma yaşandı.
Selvi’nin “Türkiye’de öyle bir ordu yok artık” dediği Mehmetçik, Polisimiz ve güvenlik güçlerimiz kanıyla ve canıyla bu sürecin üstesinden geldi.
Şimdi son yerel seçimlerden sonra yeniden bir İkinci İsrail için açılım planları yapılıyor ve Türkiye’nin güvenliğini tehdit ediyor.
Perinçek her fırsatta bu tehdide karşı çıkıyor.
CHP’nin HDP ile işbirliğinin bu sonucu doğuracağını ve Türkiye’nin buna izin vermeyeceğini belirtiyor.
DIŞ POLİTİKADA BATI YÖNLÜ AÇILIMA GÖRE KONUMLANMAK
Peki bunları söyleyen Selvi, bugün neden böyle bir yazı yazdı?
Gerekçesi, Selvi’nin Hürriyet’te yazdığı 25 Eylül 2023 tarihli “Dış politikada Batı yönlü açılım” yazısında.
Selvi şöyle diyor:
“İnişli çıkışlı bir seyir izliyor Türk-ABD ilişkileri. Yeni bir çıkış sürecindeyiz. (…)
Süreç seçimlerden hemen önce başladı, seçimden sonra ise hızlanarak devam ediyor. Erdoğan’ın seçimleri açık bir farkla kazanması da Batı başkentlerine, “Erdoğan 5 yıl daha işbaşında. İlişkilerinizi ona göre düzenleyin” mesajı oldu. Erdoğan da yeni döneme yeni bir sayfa açarak başladı. Yeni dönemin özelliği ilişkilerde bir restorasyon ve iyileştirme süreci olacak. Bunun dış politikada ve ekonomide olumlu yansımaları ise önümüzdeki günlerde hissedilecek.”
Selvi bundan sonra vitesi artırdı.
Son döneminde Demirtaş’a özgürlük istemeye başladı.
“Selahattin Demirtaş’ın Osman Kavala’nın, hapiste tutulmasının, Gezicilerin yıllarca hapis yatacak olmasının Türkiye’ye ne yararı var?”
İşte bu sözler Selvi’nin konumunu belirliyor.
Peki seçimlerden çıkan sonuç neydi?
PKK hendeklerden çıkarıldı.
AK Parti, dış politikada Batı’cı tavrını sürdürdü.
Fakat buna rağmen Atlantikçi güçler Erdoğan’ı yıkma hesabından vazgeçmedi.
CHP ben daha Batıcıyım mesajları vermeye devam ediyor.
Ve bir hükûmet bunalımı kendini gösterdi.
İşte Selvi bu süreçte “Dış politikada Batı yönlü açılım”ın sonucunu kendince hesaplıyordur elbette. Batı’dan esen sahte rüzgâra kaptırdı kendini.
Bu nedenle yazısında, “CHP’nin iktidar olabilmesi için Amerika’nın Türkiye’yi işgal etmesi gerektiğini savunuyor.” ifadelerini vurguluyor. Türkiye’nin yeniden Atlantik’le buluşmasının tek yolunun Türkiye’ye müdahale ile olabileceği gerçeğidir Perinçek’in söylediği. Selvi de dolaylı olarak bu gerçeği söylüyor.
Noktayı koyalım:
Perinçek darbelerin hapishanelerinden geçti ama Selvi her zaman her dönemin adamı oldu.
Şimdi de son duruma göre kendine bir konum aradığı görülüyor.
Söz konusu her devrin adamı olmaksa, Abdulkadir Selvi teferruat değil başı çekendir.
FETÖ kumpaslarında, açılımda yaptığı demokrasi goygoyculuğunu son yazısında sürdürmesinin başka bir anlamı yoktur.