24 Mayıs Medyanın Halleri

24 Mayıs Medyanın Halleri...Köşe yazarlarının gündemi... Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar...

DAHA ÇOK KIVRANACAK

SALİH TUNA - SABAH

İspanya, İrlanda ve Norveç'in Filistin'i devlet olarak tanıyacağını açıklaması anlaşılan İsrail'i bayağı rahatsız etmiş.

Soykırımcı rejimin Dışişleri Bakanı mezkûr ülkelerin büyükelçilerini çağırmış ya, böyle giderse daha çok ülkenin büyükelçisini çağırmak zorunda kalacaklar.
Slovenya ve Malta'nın eli kulağında. İsveç ve İzlanda'nın tavrı zaten gayet net. Belçika ve Fransa'nın da Filistin devletini tanımayı değerlendirmeye aldığı biliniyor.
Hülasa edecek olursak, işgalci İsrail pek alışkın olmadığı durumla karşı karşıya.
Bir de Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han'ın İsrail'in Hitler'i (Netanyahu) ve Savunma Bakanları Yoav Gallant hakkındaki "yakalama kararı" başvurusu hepten kıvranmalarına neden oldu.

Özellikle Netanyahu daha çok kıvranacak...
Baksanıza, Almanya bile "Mahkeme kararlarına saygılıyız" dedi.
Gerçi, Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı Haniye ve Gazze direnişinin liderleri Yahya Sinvar ile Muhammed ed-Dayf hakkındaki yakalama kararına atıfta bulunarak, "Hamas ile İsrail liderlerinin arasında eşitlik varmış iması yapılması çok yanlış" şerhini düştüler ama o kadarı da olacak.
Yoksa Hitler'den miras mazileriyle parça tesirli hâle getirilmiş "antisemitizm balyozu" kafalarına öyle patlar ki akılları şaşar.
Emperyal merkezde

GAZZE DEPREMİ...

BERCAN TUTAR - SABAH

Filistinli ünlü şair Mahmud Derviş'in 3 Aralık 1971'de Mısır'ın El Ahram gazetesinde yayımladığı 'Ölümsüz Gazze' adlı kısa yazısında bahsettiği "Gazze sürprizlerin anasıdır" ve "İsrail'in bitmeyen kâbusudur" şeklindeki öngörüsü gerçekleşiyor.
Siyonist dünyanın barbar saldırılarına karşı direnişin ve umudun sembolüne dönüşen Gazze, ortaya koyduğu sarsılmaz irade beyanıyla küresel emperyalist statükoyu temellerinden sarsıyor.
Nitekim Gazze direnişinden sonra Batı'yı esir alan emperyal Siyonist söylemden sonra Siyonistleşen dünyanın düzeni de çatırdamaya başladı. Bunun en somut göstergelerinden biri de Avrupa Birliği üyesi olan İspanya, İrlanda ve Norveç'in Filistin'i devlet olarak tanıma kararıdır. Sırada Malta da var. Batı'daki Gazze çatlağı daha da derinleşecek gibi görünüyor.

Zira şimdiye kadar Filistin devletini çoğunluğu Arap Ligi, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi Müslüman ülkelerle bağlantısızlara üye ülkeler tanımıştı. Artık Batılı ülkeler de Filistin'i tanıyor. 193 üyeli BM'de Filistin'i devlet olarak tanıyan ülke sayısı 140'a çıktı.

YAS ÜZERİNDEN ARTİSTLİK YAPMANIN NE ALEMİ VAR

AHMET HAKAN - HÜRRİYET

Reisi öldü diye Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan kaç kişi yas tutmuştur?
Valla Gültekin Uysal’ın Demokrat Partisi’ne oy verenlerin oranı kadar bile yas tutan çıkmamıştır.
Mesela ben de halkımızın büyük çoğunluğu olduğu gibi zerre kadar ırgalamadım bu yas ilanından.
Zaten devlet, yas ilan ettiğinde...
Ey halkım. Ben bugün yas ilan ettim. Sen de gözyaşı dökeceksin. Kahırlanacaksın. Yas tutacaksın. Gülmeyeceksin. Eğlenmeyeceksin. ‘Ah Reisi vah Reisi’ diye inleyeceksin” falan demiş olmuyor.
Bu yas ilan etme olayı, komşu ülkeyle dayanışma göstermenin sembolik ifadesinden başka bir şey değil.
Yas ilan etmenin tek bir sonucu oluyor:
Bayraklar, bir günlüğüne yarıya indiriliyor, o kadar. Bunun da kanunda yeri var.
Koca koca gazetecilerin “Ben yas tutmadım abi”, “Reisi gibi biri için yas tutmam ben” falan türü artistlikler yapmalarına işte bu yüzden kahkahalarla güldüm, gülüyorum.
Üstelik yas varken...

KILIÇDAROĞLU SAHAYA İNDİ

YALÇIN BAYER - HÜRRİYET

CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu, Gaziantep’in Karkamış ve Nizip ilçelerine üç günlük ziyareti neden yaptı?
Kimler eşlik etti? İlginç geziye uzun yıllardır yol arkadaşı olan eski Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu ve eski milletvekilleri Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar ve ilgili kurulda görevli bilim adamları katıldı. 10. toplantısını yapan kurul, felsefeci, sosyolog, tarihçi ve doktorlardan oluşuyor. (…)
Peki Kemal Kılıçdaroğlu, Karkamış ve Nizip ziyaretlerinin Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere topluma mesajları neydi:

CHP içinde bir iç çatışmayı körükleme niyetimiz yok. Siyasi yasaklı da değilim. CHP’de olanlar beni ilgilendirir. CHP’ye katkı sunmam için illa genel başkan olmamama gerek de yok. Ben yüzde 48.5 ile birkaç yüz bin oy farkla cumhurbaşkanlığını kaçıran bir kişiyim. Sadece CHP seçmenine değil yüzde 48.5’a karşı da görevlerim var. Yüzde 100, yani Türkiye’nin tamamının sorunları benim sorunlarımdır.
Peki niye Suriye sınırı?
Bu konudaki mesajını da şöyle yorumlayabiliriz:

Türkiye’nin milli meselelerinde politik düşünmem. Suriye ve göç Türkiye’nin kalıcı bir sorunudur. Halkın içinde bir köyde yaşayan insanların sorunlarını yakından ilgilendirir.
Bu da bizim yorumumuz.

Sonraki Haber