25 Kasım Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

PROF. DR. ZEKİ ARIKAN

Adnan Binyazar - Cumhuriyet

Gazi Eğitim Enstitüsü’nde öğretmenken tanımıştım Zeki Arıkan’ı. Fransa’da öğrenim gördükten sonra ülkesine sevinçle dönen gür, kıvırcık saçlı genç bir öğretmen!  12 Mart Muhtırası’nın ardından beni görevden aldılar. O günden sonra Arıkan’ı bir daha görmedim. Ama hiç aklımdan çıkarmadım. İzmir Ege Üniversitesi’nde profesör olduğunu yurtdışından döndüğümde öğrendim. Birkaç kez arasam da ulaşamadım ona. Son kez aradığımda telefondaki sesi yorgundu. Aradan çok geçmedi, 18 Ekim 2021’de gazetelerde sonsuzluğa erdiğini okudum. GERÇEĞİN ÇOCUĞU Arıkan, hayatı gerçeğiyle yaşamış, en dar koşullarda bile içindeki yaratıcı gücü söndürmemişti. Öyle olmasaydı ardında, çağdaş tarih anlayışıyla yazdığı 15 bilimsel kitap, 13 derleme, 213 makale, 6 çeviri bırakabilir miydi?  Yalnız gerçeğin değil, dar günlerin de çocuğuydu. Kendini şu ortamda var etmişti:  “Evin girişinde bir yeri yazın oturma odası olarak kullanıyoruz. Asıl evimiz buradan bir kapı ile ayrılıyor. Evin arka tarafı bir kaya parçası. Önünde küpleri gömdüğümüz bir yer var. Ortada bir tandır. Bunun yanında kap kacağımızı koyduğumuz mutfak görevini gören bir yer... Yüklük, tuz, un ambarları bu görüntüyü tamamlıyor. Kışın çevresine oturduğumuz, yemeğimizi pişirdiğimiz bir ocak, ocağın karşısında beş kardeşin sallandığı beşik yeri duruyor. Pencere olarak biri giriş kapısının üstünde, öteki de içeride olmak üzere boyutları 50-60 cm’yi geçmeyen iki boşluk görülüyordu. O nedenle evin içi karanlık mı karanlık! Hele küplerin, ambarların bulunduğu yerin karanlığı bana korku, ürperti verirdi.”

SİYASİ ACZİYET VE PKK/HEDEP’E HAYAT ÖPÜCÜĞÜ

Nedim Şener - Hürriyet

"Değişim’ diye Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğuna oturan, 2010’dan itibaren geçmiş 12 seçim mağlubiyetinin ortaklarından olan Özgür Özel, 20 gün içinde CHP’de hiçbir şeyin değişmeyeceğini hatta daha da kötüye gideceğini gösterdi. Dün Gazete Duvar isimli internet sitesine verdiği röportajda, HDP’nin PKK ile ilişkisini göz ardı ederek genellemeci bir yaklaşımla sarf ettiği şu sözler bunu gösteriyor: “‘Türkiye’de herkes eşittir ama Kürtler daha az eşittir’, ‘Kürtlere belediye başkanı seçtirmeyiz’i Kürt seçmen unutmaz. Yani kış geçer kurt yediği ayazı unutmaz, Kürt de yediği ayazı unutmaz.” Kimsenin Kürt kökenli yurttaşları daha az eşit görmesi söz konusu değilken Özgür Özel’in bu sözleri içine düştüğü siyasi acziyeti gösteriyor.

İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM

Hilal Kaplan - Sabah

İki devletli çözüm, Türkiye ve Katar gibi Filistin davasına omuz veren pek çok devletin İsrail'in barbarlığına diplomatik yollardan dur diyebilmek için tekrarladığı çözüm önerisinin adıdır. Buna göre İsrail'in 1967 öncesi sınırlarına çekilip, Gazze ile Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ün egemenliğini Filistin'e bırakması öngörülür. Böylelikle Birleşmiş Milletler nezdinde Filistin, sınırları belli olan bir devlet olarak tanınır ve komşu olarak yaşayacak iki devlet yan yana var olmuş olur. Bunun ne şu anda ne de gelecekte mümkün olmadığını, olmayacağını aslında herkes biliyor. İki devletli çözümün imkânsızlığı, bir nevi "herkesin bildiği sır"dır. Zira İsrail, Başkan Erdoğan'ın tarihi Birleşmiş Milletler hitabında vurguladığı gibi, sınırları belli olmayan ve ısrarla sınırlarını tartışma konusu yapmaya kapayan bir devlettir. Zira arzuladıkları sınırlar "vaat edilmiş topraklar"ı içermektedir.

BATI BATARKEN YÜKSELEN FAŞİZM...

Özay Şendir - Milliyet

■ İkisi de küresel iklim değişikliğine inanmıyor... 
■ İkisi de seçildikleri ülkeye sonradan gelmiş ailelerin çocukları. Biri Doğu Hint adaları, diğeri İtalya kökenli aileden geliyor. 
■ İkisi de ağır Katolik eğitimi almış, ikisi de bugünün en koyu İsrail hayranı. 
■ İkisi de bir ideolojinin savunucusu değil, karşıtlıklar ve tepkiler üzerinden siyaset yapıyorlar. Biri emekliler haftada bir gün et yerken göçmenler rahat yaşıyor diye siyaset yapıyor, diğeri anarko-kapitalist olduğunu söylüyor. 
■ Biri ülkesindeki camileri, diğeri eğitim ve sağlık bakanlıklarını kapatma vaatleriyle seçime girdi. 
■ İkisi de garip bir gençlik dönemi yaşamış. Biri İsrail’de Moşav adı verilen bir çiftlikte 2 yıl yaşamış, diğeri babası tarafından fiziksel ve psikolojik şiddete uğramış.
■ Birinin hayattaki en büyük idolü İsrail kasabı Ariel Şaron, diğeri Arjantinli Papa’yı fazla solcu buluyor.
■ İkisi de küfür ve hakareti bir iletişim yöntemi olarak kullanıyor. 

Sonraki Haber