25 Mayıs Medyanın Halleri

HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI

BİR GECEDE DÖRT YALAN SÖYLEDİLER

NEDİM ŞENER / HÜRRİYET

Kılıçdaroğlu başta, 6’lı Masa’nın ortakları seçim öncesi “Kazanacağız”, seçim gecesi “Öndeyiz” diye yalan söylerken şimdi de seçim sonrası itiraf gibi açıklamalarını yalanlama yarışına girdiler. Gerçekleri seçmenlerinden saklama konusunda başı çeken Ekrem İmamoğlu bu tutumunu 14 Mayıs akşamı kameraların önünde de sergilemişti.

Daha saat 19.35’te Kemal Kılıçdaroğlu’nu 13’üncü Cumhurbaşkanı ilan eden İmamoğlu, Mansur Yavaş’ı da yanına alıp o gece dört kez kameralar karşısına geçerek dört kez aynı yalanı söyledi. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın yaptıkları basın açıklamasında söylediği yalanlar, sadece Anadolu Ajansı değil kendilerine yakın ANKA Ajansı’nın yayınladığı seçim sonuçlarıyla da ortaya çıkıyordu. İmamoğlu, Yavaş ile dört kez “Öndeyiz, kazanıyoruz” şeklinde açıklama için sahneye çıktığında, ekranın yanında yer alan ANKA Ajansı verileri de onları yalanlıyordu.

Dakika dakika İmamoğlu ve Yavaş’ın açıklamaları ile aynı anda ANKA ve Anadolu Ajansı’nın seçim sonuçları karşılaştırıldığında gerçek ortaya çıkıyor.

Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. İdris Şahin, Kılıçdaroğlu’nun birinci turda kazanacağını gösteren bir anket olmadığını açıkça söyledi. İmamoğlu da benzer şeyleri söylemesine rağmen bunu yalanlama yoluna gitti. Bunun yanında 14 Mayıs akşamı hiçbir veri Kemal Kılıçdaroğlu’nun önde olduğunu göstermemesine, hatta CHP’ye yakın ANKA Ajansı’na göre Erdoğan önde olmasına rağmen, İmamoğlu ve Yavaş ekranların karşısına çıkıp milyonlarca seçmenin gözüne baka baka dört kez yalan söylediler.

İşin gülünç yanı Ekrem İmamoğlu o gece yaptığı açıklamaları “Anlık veri paylaştık, milleti aldatmadık” diye savundu. Kampanyanın başından itibaren 6’lı Masa ortakları seçmenlerinden gerçeği sakladı. İmamoğlu ile Yavaş ise o gece anlık veri paylaşmadı, anlık yalan söylediler.

‘DOLAR İMPARATORLUĞU’ RİSK ALTINDA MI?

KEREM ALKİN / SABAH

Üstüne, Başkan Trump döneminde hız kazanan ve Başkan Biden döneminde de devam eden, ABD yönetiminin 'doları silah olarak kullanma' tercihi, ABD Doları'nın itibarını, rezerv para olma algısını iyice riske soktu. Çünkü, yıkılmış olsa da hala 'kalıntıları' üzerinde uluslararası finans sisteminin yürüdüğü 'Bretton Woods'un, 'Plaza Mutabakatı'nın ve 'Washington Konsensüsü'nün temel prensibi, ABD'nin kendi para birimini bir 'silah', bir 'yaptırım aracı', bir 'tehdit mekanizması' olarak asla kullanmayacağı mutabakatıydı. ABD'nin son iki başkan döneminde, yönetimler bu ilkeyi, bu konsensüsü bozdular, deldiler veya yıktılar.

Bu nedenle, yükselen gelişmekte olan ekonomilerin çoğu dolar yerine farklı para birimlerini veya birbirlerinin para birimlerini ikili ve çok taraflı ticarette kullanmak istedikleri yeni mekanizmaları, yeni swap anlaşmalarını tartışıyor ve hayata geçiriyorlar. 'ABD Doları'nın ve dolar cinsinden uluslararası para aktarım sistemlerinin, swift mekanizmasının uluslararası yaptırımların bir parçası olması, bilhassa Latin Amerika'dan Afrika'ya, Körfez Ülkeleri'nden Asya'ya, ülkeleri uluslararası para işlemleri ve rezerv tercihlerinde yeni arayışlar konusunda hızlandırmış durumda. ABD borç tavanı krizi 1 Haziran'a kadar çözülmez ve ABD'li yetkililerin endişeleri gerçekleşir ise, ilk kez 'Dolar İmparatorluğu'nun çatırdamasına yönelik büyük bir risk oluşmuş olacak.

İMAMOĞLU CHP'YE ‘PARALEL HAT' ÇEKMİŞ

KURTULUŞ TAYİZ / AKŞAM

Ortaya çıkan sonuç: Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın 14 Mayıs akşamı ekranlara çıkıp Kılıçdaroğlu'nu önde gösterdikleri verilerin kaynağı ne resmi ajans ve kanallardı ne de CHP'nin kendi veri sistemiydi. O akşamki açıklamaların kaynağı Ekrem İmamoğlu'nun "Türkiye Gönüllüleri" adını verdiği CHP sistemine paralel olarak oluşturulan yapıydı. Başkanların elindeki verilerin kaynağı işte bu "paralel yapı"ydı. Halk TV de seçim akşamı boyunca ayna kaynaktan besleniyor olmalı ki, sabaha kadar "Kılıçdaroğlu önde", "Kılıçdaroğlu kazandı" yayınları yaptı. Bu paralel hat, seçim akşamı İmamoğlu'na yakın medya ve gazetecilere uzanıyordu.

Amaçları, hedefleri neydi kestiremiyorum. İmamoğlu neyin peşindeydi, onu da bilemiyorum. Ama CHP seçmenini çıldırttıkları net! Hâlâ muhalefet cephesinde büyük bir hayal kırıklığı varsa, bunun sebebi öncelikle Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş ve onların CHP'ye çektikleri paralel hattır. Kılıçdaroğlu bile sonra gelir.

ATEŞ, SU, TOPRAK, TAHTA...

KADİR YILDIZ / TÜRKGÜN

Yeni bir başlangıç yapacaklarmış. İlk tur olmamış, hiç yaşanmamış, Kılıçdaroğlu kafasını duvara vurmamış gibi…

“İkinci tur” isminin kullanılması bile yasaklanmış… Kod adı; “Referandum” olacakmış. Müşahitleri mücahitlerden ayırmak için seçim günü sandığa üç kez vurarak haberleşmeleri için telgraf çekilmiş. Gizli görev için “bölücülüğe ara, milliyetçiliğe kapı arala” parolası belirlenmiş.

Kılıçdaroğlu’nun Meclis kürsüsünden çektiği el hareketinden sonra kalp işareti yapmaya çalışması partisini memnun etmiş. İlk turda başlangıç hareketi olarak belirlenen bu işaret ikinci turda geliştirilecekmiş…

İki el hareketini birleştiren bir simgeyle ikinci turda seçmenin gönlüne girilecekmiş. Yaptığı kalbin anahtarını seçim gecesi kaybeden Meral Akşener bunun ceremesini kapı pencere kırarak ödeyecekmiş.

Sil baştan başlamak gerekmiş bazen.

İlk turu sıfırlamak.

Sil baştan kaybetmek gerek bazen.

Yenilgiyi kutlamak...

CHP’NİN SİSTEMİNİ İMAMOĞLU’NUN ‘PARALEL YAPILANMASI’ MI PATLATTI?

ERSİN ÇELİK / YENİ ŞAFAK

14 Mayıs gecesi CHP Genel Merkezi’ne partinin kurduğu sistemin dışında ‘Oy ve Ötesi’ ve ‘Türkiye Gönüllüleri’nden veri akışları olduğu biliniyordu. Ancak Doğan’ın cevabındaki ‘İstanbul ekibi’ detayı önemli. Burada işaret edilen, Ekrem İmamoğlu’nun kurduğu yapı ve İBB’den Genel Merkez’e taşınan bilgi işlem görevlileri. İBB Bilgi İşlem Daire Başkanı Erol Özgüner’in 14 Mayıs gecesi CHP Genel Merkezi’ndeki “kozmik odada” görevli olduğunu yine Sedat Doğan’ın başka bir Linkedin yazışmasından öğrendim. İstanbul ekibi genel merkeze teşkilatlı, tertibatlı gitmişler anlaşılan. Bunun yanı sıra Millet İttifakı’nın müşahit platformu olan ‘Türkiye Gönüllüleri’nin Ekrem İmamoğlu’na yakınlığı da biliniyor.

Bu durumda şu gerçek ortaya çıkıyor; Ekrem İmamoğlu o gece, Genel Merkez’in 21.00’de netleşen sonuçlarını görmezden gelerek, kamuoyunu sözde sandık güvenliği için kurulan platformların sahadan elde ettiği veriler ile yanıltmış. Yani Genel Merkez’de, Genel Merkez’e paralel bir yapılanma kurulmuş.

Ekrem İmamoğlu’nun seçim akşamı bir yandan “yanıltıcı açıklamalar” yaparken, diğer yandan Anadolu Ajansı’nı seçim sonuçları üzerinden hedef göstermişti. Oysa Anadolu Ajansı’nın verileriyle YSK'nın, hatta CHP destekli ANKA'nın verileri birkaç saat içinde örtüştü. 14 Mayıs’tan günler önce kamuoyu önünde itibarsızlaştırmaya çalışılan Anadolu Ajansı’nın seçim sonuçlarını doğru ve hızlı açıklamasının hangi planları bozduğu ve kimleri boşa düşürdüğü belli oluyor. O geceye dair başka bilinmeyenler de mutlaka yakında ortaya çıkacaktır. CHP içinde çekilen kılıçların sesini takip edeceğiz…

Sonraki Haber