26 Eylül Medyanın Halleri

26 Eylül Medyanın Halleri... Köşe yazarlarının gündemi ne? Gazetelerde neler var? Köşe yazılarında öne çıkanlar neler?

ANAYASA MAHKEMESİ VE YARGITAY’IN GÖZÜ ÖNÜNDE BÖLÜCÜLÜK DOLU DİZGİN

NEDİM ŞENER - HÜRRİYET

PKK terör örgütünün ve siyasi kolu PKK/DEM “etnik”, İran kaynaklı Türkiye’de terör örgütü olan Hizbullah’ın siyasi kolu Hizbul/HÜDA PAR “dini” kullanarak bölücülük yapıyor.

Hizbul/HÜDA PAR’ın Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun “Anayasa’nın 4’üncü maddesinin kaldırılması” teklifi, 12 Eylül darbe anayasasına karşı çıkmak görüntüsü altında Anayasa’nın ilk 3 maddesi ile 66’ncı maddesinin tartışmaya açılması ve sonrasında kaldırılmasına yönelik ucuz bir “Acem kurnazlığından” başka bir şey değil.

Türkiye’de açıktan bölücülük yapan PKK terör örgütünün siyasi kolu PKK/DEM ile Hizbullahçı HÜDA PAR adı öne çıkıyor ama bu konuda yalnız değiller. Tıpkı PKK/DEM gibi hakkında Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası açılan tam 5 (yazı ile de yazayım beş) parti bulunuyor. (…)

Normal bir ülkede 7 yıl sürenin üzerinden nereyse 9 ay daha geçtikten sonra mahkemenin bu bölücü partiler hakkında bir karar verdiğini düşünürsünüz değil mi?

İşte burası Türkiye dedirten gelişme de bu; Anayasa Mahkemesi’nin 7-8 yıldır kapatma davasını görüştüğü “Kürdistan Özgürlük Partisi”, “Kürdistan Demokratik Hareketi” ile birlikte “Kürdistan Yurtseverler Partisi” adıyla yeni bir parti kurdu.17 Eylül 2023 günü Çankaya Seçim Kurulu gözetiminde 3.Olağan Kongresi’nde Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK), Kürdistan Yurtseverler Partisi (PWK) olarak değiştirdi.

FEMİNİST DERNEKLERİNİN ÖLDÜRÜLEN KADIN POLİS OLUNCA SUSMASI...

MEVLÜT TEZEL - SABAH

Öldüren birçok suçu olan bir erkek. Öldürülen de gencecik bir kadın. Herkes bu cinayeti konuşuyor.

Normalde kadına yönelik şiddet ve cinayetlerde hassas olan feminist derneklerin olayı kınayan açıklama ya da paylaşımlar yapmaları gerekirdi ama kafalarını kuma gömdüler!

Neden? Öldürülen bir devlet memuru, polis olduğu için mi?

Bazı kadın dernekleri PKK'lı terörist kadınların öldürülmesini bile kınarken, anma törenleri düzenlerken Şeyda Yılmaz'ın öldürülmesinde sessiz kaldılar.

Yoksa bir kadın cinayetinde bile kadın dernekleri ayrımcılık mı yapıyor?

Ne yazık ki, Türkiye'de insan haklarını, kadın haklarını savunan birçok sivil toplum örgütü ve dernek yurtdışından fonlanıyorlar!

Sosyal medyada kadın derneklerinin bazılarını Kurtuluş Savaşı'nda Fransız ve İngilizlerin desteklediği zararlı cemiyetlere benzetenler oldu.

Haklı bir tepsit. Zararlı cemiyetler Kurtuluş Savaşı döneminde Kuva-yi Milliye hareketi dışında herkese destek olmuşlardı, isyanlar çıkarmışlardı.

Aynı hesap! Desteği ve fon parasını dışardan alan dernekler de kendilerine ne dikte edilirse onu yapıyorlar!

Örneğin bu dernekler kadın haklarını savunurlar lakin kaçak göçmenlerin yaptığı tacizleri, tecavüzleri, çektikleri taciz videolarına bile tepki göstermezler!

Çünkü ABD ve Avrupa'daki fon babaları onlara kızar!

Ama tacizci bir Türk erkeği oldu mu ortalığı inletirler! Tacizci ya da katil PKK sempatizanı oldu mu üç maymunu oynarlar!

Daha kötüsü; bazı dernekler Türkiye'deki kadınların yaşadığı dramları kullanarak kendilerine bir kitle oluşturuyorlar.

Kazandıkları üyeleri de kadın haklarıyla alakası olmayan farklı siyasi konularda kullanıyorlar!

Siyasi seçimlerde bile üyelerini manipüle ediyorlar!

Fon parası aldıkları yurt dışındaki merkezlerin çizdiği plan, program neyse ona göre hareket ediyorlar!

Samimi olsalar Şeyda Yılmaz'ın öldürülmesine tepki gösterirlerdi! Ama öldürülen PKK'lı terörist Sakine Cansız olunca anma törenleri düzenlerler!

HAYALLER AB, HAYATLAR BRICS Mİ?

ÖZGÜR BAYRAM SOYLU - YENİ ŞAFAK

AB’nin karmaşık oyun stratejilerinden bunalan Türkiye, BRICS masasında daha hızlı ve kesin sonuçlar alabileceği bir oyun buldu. Bu yeni oyun, gelişmekte olan piyasalarla iş birliği yapmayı, daha esnek ekonomik anlaşmalar yapmayı ve küresel dengeleri yeniden tanımlamayı içeriyor.

BRICS’te, Türkiye’nin elindeki kartlar, enerji iş birlikleri, savunma sanayisi ve ticaret fırsatları gibi farklı güçlerle daha hızlı kullanılabilir hale geliyor. Burada, AB’deki gibi karmaşık diplomatik engeller yerine, daha doğrudan bir strateji izleniyor.

Türkiye için bu oyun, yeni hamleler yapma fırsatı demek. Türkiye, briç oyununda sürekli bekleyen taraf olmaktan çıkarak, BRICS’te eli tutan oyuncu olabilir.

Bizde yürekle mi gidilir, akılla mı seçilir bilinmez ama yollar hep değişir.

SOLUN ASIL SORUNU: SOLMUŞ GİBİ ROL YAPAN SAHTEKÂRLAR!

ZÜLAL KALKANDELEN - CUMHURİYET

Pazartesi günü İngiliz İşçi Partisi’nin Liverpool’daki konferansında Maliye Bakanı Rachel Reeves, “Değişim Başlıyor” yazan bir panonun önünde konuşurken genç bir İşçi Partili ayağa kalkıp bağırdı: “Hâlâ İsrail’e silah satıyoruz, ben değişim için oy verdiğimizi sanmıştım!”

Bunun üzerine Reeves konuşmasını kesip memnuniyetsizliğini belirten bir şekilde bakarken güvenlik görevlileri katılımcıların arasına dalıp protestocuyu boynundan yakaladı ve yaka paça dışarı attı. Salondaki yuhalamaların ve alkışların arasında ses tonunu yükselten Reeves bağırdı: “Bu değişen İşçi Partisi’dir ve İşçi Partisi emekçileri temsil eden bir değişim partisidir, protesto partisi değil!” (…)

İsrail’e gelişmiş bir ticaret anlaşması vaat etmek yerine yaptırım uygulamayan, İsrail’e silah satmak yerine silah ambargosu uygulamayan hiçbir parti sol sayılmamalı, işçi kesimini temsil ettiği iddialarına, solmuş gibi davranmasına göz yumulmamalı, gerçekler cesur protestocu gibi yüzlerine vurulmalı. Nasıl ki NATO destekçisi bir sol olamazsa, İsrail destekçisi bir sol da olamaz.

Filistin’de soykırıma yol açan bir politikayı protesto ettiğinizde, sizi yaka paça dışarı attırıp “Artık protesto partisi değiliz” diyenler, olsa olsa bir suç ortaklığı partisidir!

Sonraki Haber