27 Mayıs’ın yabancı tanığı: Nehru
27 Mayıs’ın 60. yılındayız. Güncelliğini koruyan 27 Mayıs özellikle İslâmcı cephenin oklarını üzerine çekmeye devam ediyor. “Darbe yanlıları-Darbe karşıtları” ikilemi, liberallerin de omuz vermesiyle, ülkedeki siyasal ayrışmada belirleyici kılındı.
27 Mayıs’ın 60. yılındayız. Güncelliğini koruyan 27 Mayıs özellikle İslâmcı cephenin oklarını üzerine çekmeye devam ediyor. “Darbe yanlıları-Darbe karşıtları” ikilemi, liberallerin de omuz vermesiyle, ülkedeki siyasal ayrışmada belirleyici kılındı.
Oysa, askeri müdahaleler, siyasete müdahalenin bir biçimidir. Müdahalenin biçimi kadar programı da önemlidir. Askeri müdahaleler birbirine benzemez; kimi siyasal düzeni korumaya, kimi değiştirmeye çalışır.
27 Mayıs, Latin Amerika darbelerine benzemez, Saray darbelerine hiç benzemez. 27 Mayıs’ın getirdiği demokratik özgürlüklerin Türkiye’nin önünü açtığını, ufkunu genişlettiğini dikkate almadan, yakın tarihi sağlıklı değerlendiremeyiz.
Dahası, 27 Mayıs’ın ABD’yle Türkiye’nin arasına mesafe koyarak yeni bir dönemi başlattığını akıldan çıkarmamalıyız.
YABANCI TANIK
Karşıtlarının saldırıları sürüyor ama 27 lehinde tanıklar da var. J. Nehru bunlardan biri…
Atatürk hayranı, Türkiye dostu Nehru, tarihi Bandung Konferansında (1955) hiç ummadığı bir yerden saldırıya uğrayınca şaşırmış, öfkelenmişti. TC. Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, kürsüde ABD çıkarlarını savunuyordu. (Konferansa katılması ABD tarafından teşvik edilmişti.) Nehru’nun tepkisi üzerine, 1950’lerin başında iyi seyreden Türkiye-Hindistan ilişkileri gerildi.
Bu, sağlıklı bir durum değildi. İki tarafın da birbirine ihtiyacı vardı. Akil adamlarının çabaları ile adımlar atıldı. Hindistan Başbakanı Nehru, Menderes’in daveti üzerine Mayıs 1960’da Türkiye’ye geldi. Garip rastlantı, Hint lider 27 Mayıs öncesinde Menderes karşıtı gösterilerin en yoğun olduğu günlerde Ankara’da idi. Harbiyeli kentin göbeğinde yürüyor, Menderes’nin iktidarı sallanıyordu. Nehru, o havayı teneffüs etti.
NEHRU ANKARA’DA
21 Mayıs 1960’da Ankara’ya gelen Nehru, havaalanında Menderes ve Zorlu tarafından karşılandı. Menderes, geçmişte yaptığı hatayı düzeltmek için çok çaba gösterdi.
Nehru havaalanında gazetecilere çok mutlu olduğunu, uzun zamandır bu geziyi yapmak istediğini söyledi.
22 Mayıs günü bir araya gelen Menderes ve Nehru karşılıklı ilişkileri geliştirmek üzere sözleştiler.
Nehru’nun bir de talebi vardı. İnönü ile görüşmek istiyordu. O sıralarda yaşanan Menderes-İnönü gerginliği nedeniyle İnönü resmi programın dışında tutulmuştu.
Şöyle bir formül bulundu: 23 Mayıs Akşamı Hindistan elçiliğinde düzenlenen resepsiyona İnönü davet edildi. Hükümetten sadece Dışişleri Bakanı Zorlu olacaktı.
NEHRU-İNÖNÜ BULUŞMASI
Hindistan elçiliğindeki kabulde İnönü, Nehru ile bir araya geldi. İkili 20 dakika baş başa görüştü. Çevirmenliği İnönü’nün damadı gazeteci Metin Toker yaptı.
Nehru gazetecilere şunları söyledi: “22 yıl evvel (1938) Türkiye’ye gelip Atatürk’le tanışmak istemiştim. Ama kendisi hastaydı. Az sonra vefat etti. Şimdi Türk inkılabının büyük bir kahramanıyla tanışmaktan çok memnunum. Çocukluğumdan beri size ait kitaplar okudum.”
24 Mayıs günü İstanbul’a geçen, kentin tarihi ve turistik yerlerini ziyaret eden Nehru, aynı gün Türkiye’den ayrıldı.
NEHRU’NUN 27 MAYISÇILARLA TEMASI
Okur, haklı olarak, Nehru’nun ziyaretinin 27 Mayıs ile ilgisini merak edecektir.
Bunu da Alpaslan Türkeş’ten dinleyelim…
Türkeş, Kasım 1960 tarihinde Milli Birlik Komitesi’nden tasfiye edildikten sonra Delhi’deki elçiliğe “müşavir” olarak yollanır. Yabancı misyonlar Türkeş’e ilgi gösterir. Ankara’dan tanıdığı Hindistan elçisinin aracılığı ile Nehru tarafından yemeğe davet edilir. Yemekte dönemin Milli Eğitim Bakanı kızı İndira Gandi de bulunur.
27 Mayıs’ın önderlerinden biri olmanın dışında hiçbir resmi sıfatı olmayan konuğuna çok iyi davranan Nehru, şunları söyler: (Türkeş’ín ağzından) “27 Mayıs’ta uyguladığımız siyaseti beğendiklerini söyledi. İsabetli işler yaptınız” dedi. “Keşke görevde kalsaydınız, Türkiye için yararlı olurdu” diye sözlerini sürdüren Nehru, Alpaslan Türkeş’e ülke yönetiminde yapmak istediklerini anlatır. Hindistan ile Türkiye arasındaki benzerliklere dikkat çeker. (Hulusi Turgut, Türkeş’in Anıları, ABC, s.290.)
İşte böyle; O yıllarda (1962) dünyanın en ünlü, en meşgul kişilerinden birinin, Nehru’nun, o sıralarda hiçbir sıfatı olmayan Alpaslan Türkeş’i yemeğe davet etmesinin ardında Türkiye ve 27 Mayıs gerçeği yatar.
27 Mayıs’ı tarih içinde yerli yerine oturtmak önemlidir.