27 Nisan Medyanın Halleri

BIDEN'IN HEDEFİ ERDOĞAN

NEDİM ŞENER/HÜRRİYET

Biden, hedefinin Erdoğan’ı devirmek, ona bedel ödetmek olduğunu gizlemedi, gizlemiyor. Bu sözlerle ilgili o tarihte yaptığım yorum, “Biden darbe ile yapamadığını tamamlamaya geliyor” şeklindeydi. Hâlâ da aynı görüşteyim. Ama bu kez dediği gibi, darbe ile değil seçim süreciyle; kullanılacağı alet de “muhalefet”.

Biden 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ABD Başkan Yardımcısı’ydı ve Erdoğan’ı devirmek için kullandıkları TSK içinde FETÖ unsurları başarısız oldu.

O yüzden “Bedel ödemeli” derken bu kez “darbe değil, seçim süreciyle” vurgusu yapıyordu.

Biden yönetiminin geldiği günden beri yaptıklarına bakın, adım adım bu stratejiyi uyguladığını görürsünüz.

15 TEMMUZ'DAN ÇOK DAHA BÜYÜK SALDIRI PLANLIYOLAR

İBRAHİM KARAGÜL/YENİ ŞAFAK

Bir ABD açıklamasında “soykırım” ifadesi kullanılmasının çok daha ötesinde gerçeklerle ve tehditlerle karşı karşıyayız. Bu tehdit; CHP’nin, HDP’nin (PKK), İYİ Parti’nin, AK Parti’den ayrılan muhafazakâr vesayetçilerin, marjinal ideolojik çevrelerin, terör örgütlerinin hep birlikte Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için, 15 Temmuz’dan daha büyük bir savaşa hazırlanmasıdır. Size abartı gelebilir ama önümüzdeki günlerde, aylarda, yıllarda bunun çok daha pervasız örneklerine tanık olacağız. “Erdoğan’ı devirme”, iç politik arayış gibi pazarlanan bu hesap, Türkiye’yi yeniden ABD, Avrupa kölesi yapmaya dönük büyük bir projedir.

'AMERİKAN ÜSLERİ KAPATILMALI'

HASAN BASRİ YALÇIN/SABAH

Şimdiye kadar en azından diplomatlar Amerika'yı sözde müttefik olarak değerlendiriyordu.

Ama diplomatik dili kullanmak zorunda olmayanlar artık sanırım bunu açıkça dile getirebilir. Amerika Türkiye'nin artık sözde müttefiki bile değil. Son on yıldır Türkiye'ye karşı yürütülen örtülü savaş artık açık hale gelmiştir.

Türkiye bu itibar saldırısına somut adımlarla karşılık vermelidir. Birileri hemen NATO'dan ayrılmayı gündeme getiriyor. Kesinlikle hayır. Türkiye NATO'yu kullanmaya sonuna kadar devam etmeli. Ama onun dışındaki tüm savunma konularını gözden geçirmeli. Amerikan üslerinin kapatılması da bunların başında olmalı.

'ATAKLI, HDP'NİN AÇIKLAMASINDAN 'HÜKÜMETE YARADIĞI' İÇİN RAHATSIZ'

CAN ATAKLI/KORKUSUZ

Saray, HDP’nin bu yanlış çıkışını elbette kaçırmadı ve anında tüm muhalefeti suçlamak için bir algı kampanyası başlattı.İktidar medyası, CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi’ni hedefe koyarak sanki öncelik buymuş gibi, “HDP’ye neden iki çift laf etmiyorsunuz” dayatmasını gündeme taşıdı. HDP, hiç gereği olmayan bir açıklama ile muhalif kesimlerde kendisine yönelik sempatiyi bir anda yerle bir ederek seçimlerdeki olası bir iş birliğini ciddi biçimde tehlikeye attı.Sonuçta kazanan yine saray iktidarı oluyor.O halde soruyu bir daha sormakta yarar var; “HDP bu açıklamayı neden yaptı?” Yoksa yaklaşan seçimlerde saflar mı belirleniyor?

'ABD İŞGALE KALKSA KÖTÜ YÖNETİMDEN DİYECEKLER'

HİLAL KAPLAN/SABAH

İşin doğrusu şu: Eskiden ABD'nin "uydu-ülkeleri"nden birisiydik. Çıkarımıza uygun bir dış politika uygulama gücümüz yoktu. Bugün Dağlık Karabağ'dan, Libya'ya değin geniş bir coğrafyada ABD çıkarlarıyla çelişen ve kendi menfaatlerimizi önceleyen başarılar elde edebiliyoruz. Bu yüzden ABD'nin "havuç-sopa" politikasının parçası olan "Bak soykırım derim" şantajı artık işe yaramıyor.

Türkiye'nin, Amerikan Başkanı'nın ağzından çıkan kelimeye göre küçük düşebileceğini sananlar, karakterlerinin küçüklüğü ile Türkiye Cumhuriyeti'ni karıştırmasınlar.

Bu kafaya kalsak, ABD ülkemizi işgale gelse, "hükümetin kötü yönetimi yüzünden oldu, buyrun gelin" deyip geçecek korkarım.

'ŞU SAATTEN SONRA HDP İLE İŞ TUTMAK'

AHMET HAKAN /HÜRRİYET

Biden’la ortaklaşmaktır. Türkiye’yi soykırımcı olarak kabul etmektir. Soykırım iftirasına omuz vermektir. Amerikancılık yapmaktır. Nutuk’la ters düşmektir. Tarihle zıtlaşmaktır. Atatürk’e meydan okumaktır. Türkiye paydasından çıkmaktır.

Yeniçağ yazarı partileri

karıştırdı herhalde

ORHAN UĞUROĞLU / YENİÇAĞ

Son yıllarda Türkiye'nin başına açılan belaları düşününce anlaşılıyor ki; AKP, MHP, BBP ve Vatan Partisi ittifakı Türkiye'nin beka sorunu haline gelmiştir. Behemehâl erken seçim yapılmalı ve Türkiye sorunlarına çözüm üretmek yerine sorunları büyüten Cumhur İttifakı'ndan kurtulmalıdır.

ARSLAN TEKİN/ MİLLİYET

Mart 2007'de Lozan'da Türk'ü savunması tarihe geçen bir savunmadır. (Savunma sırasında ben de İsviçre'de davayı takip ettim. "Lozan'dan notlar" genel başlığı altında dört gün yazdım.)

İkinci yazıda, "Lozan davası insanlığın utancıdır" başlığı altında, "Doğu Perinçek, İsviçre'de 'Ermeni soykırımı emperyalistlerin yalanıdır.' dediği için -beklenen- cezayı aldı. Hâkimler Ermenilerin getirdiği sözüm ona tanıklarla pek samimî bir görüntü içindeydiler. Perinçek'in şahsında Türk milleti cezalandırılmıştır. Tabiî bunun temyizi var, AİHM merhalesi var." demiştim.

'BIDEN İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜME KARŞI'

ALİ ÇINAR

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, iki devletli çözümün gerekli olduğu inancında ve artık federasyonu tartışmanın zaman kaybı olduğuna inanıyor. “Masaya yeni bir konsept ve yeni bir hikaye getirmeliyiz” diyen Tatar, “Komşularımız Kıbrıs’ta bir devletimiz olduğunu tanımalı” ifadesini kullandı.

Kendisine katılıyorum. Umarım görüşmeler istenilen şekilde geçer ancak Joe Biden yönetimi 2 devletli çözüme kesinlikle karşı durmakta. Yunanistan ile Rum Yönetimi’nin samimiyetsizliği ve şımarıklığının arkasında batının olduğunu hepimiz biliyoruz. Kendimi, “Acaba ABD ile Türkiye arasındaki mevcut sorunlara, Kıbrıs da eklenir mi?” sorusunu sormaktan alamıyorum.

Sabah gazetesi, Ermeni soykırımı yalanlarını bitiren Doğu Perinçek’in açıklamaları vermemiş. Aynı haberde Saadet Partisi Van İl Başkanı'nın açıklaması var.

Sonraki Haber